İstanbul'un burnunun dibinde korkutan manzara: Buralar bir zamanlar sular altındaydı
Bölgede yer altı suyundan yoğun çekim olduğunu belirten Prof. Dr. Tecer, "Kentsel tükettiğimiz sular, endüstride kullandığımız sular, tarımsal faaliyetlerle tükettiğimiz sular, bu bölgede hep yer altı sularından karşılanıyor. Düşünün günde 450 bin ton sanayi üretimi için yer altından su çekiliyor, sadece bu endüstriyel kullanım için. Bir de evsel, kentsel suyu koyduğumuz zaman 700-750 bin ton su tüketiliyor demektir. Dolayısıyla yağışların azalmasıyla birlikte bu çekim oranı böyle gittiği sürece eskiden orta vade diyorduk ama, belki orta vade de görmeden bu bölgede gerçekten kıtlığı, su riski bir afete dönüşmek üzere. Dolayısıyla hem sanayicinin, hem tarımsal faaliyetlerde tüketilen suları, hem de evsel kentsel evimizde kullandığımız suları, tedbirli bilinçli kullanmamız lazım. Artık su kıtlığı yaşayan bir ülke ve bölge durumundayız, bunu asla göz ardı etmemeliyiz. Risk afete dönüşmeden de tedbirler almalıyız. Alarm zilleri çalıyor, öyle diyebiliriz. Kuraklık bunu daha da belirgin ve dramatik hale getirdi. Dolayısıyla bu kaçınılmaz bir durum, buna adapteli bir yaşam biçimine dönüşmemiz lazım" diye konuştu.