HÜRJET, GÖKBEY, KAAN... Gökyüzü onlara emanet
TÜRKİYE İÇİN ÇOK DEĞERLİ BİR FOTOĞRAF ORTAYA ÇIKACAK
Çok sayıda platformdan, atılan adımlardan ve yol haritasından
bahsettik. Peki, tüm bunları alt alta koyduğumuzda Türk Hava
Kuvvetleri’nin geleceği için nasıl bir fotoğraf ortaya çıkıyor?
Kubilay Yıldırım bu soruya sadece bugün üzerinden yanıt vermek
yerine önce bizi kısa bir tarih yolculuğuna çıkarıp son tabloya
öyle geliyor:“Türk savunma mekanizmasında ihtiyaçların azami olarak
yerli/milli platform ve alt sistemlerle karşılaması fikri oldukça
eski bir ülkü. Çıkış sebebi olarak 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ve
sonrasında yaşanan ambargolar temel rol oynar. Ancak dünyada
küresel bir oyuncu olabilme, bu alanda harcanan milyarlarca doların
daha az seviyelere indirebilme isteği gibi ekonomik etmenler de
var. Dikkat ederseniz yukarıda adlarını andığımız tüm projeler
aslında Türkiye’nin maruz kaldığı haksız ambargolardan çok daha
önce başlatılmış projeler. Mesela bugün adını sıkça andığımız ATAK,
10 tonluk Türk Genel Maksat Helikopteri, Gökbey, Hürkuş, Hürjet ve
nihayetinde KAAN çok uzun süreli projeler. Ayrıca, bunları tekil
birer platform tasarımı ve üretimi olarak görmemek gerek. Atılan
tüm bu adımlar ülkemiz için muazzam bir altyapı ve kabiliyet
geliştirme programı haline geldi.Bu program, asıl amaçlarına doğru
kararlı bir şekilde ilerlerken birçok kırılmaya da maruz kaldı.
Örneğin 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türk güvenlik
teşkilatlanması ve kadrolaşmasında çok ciddi değişimler yaşandı.
Bunun savunma sanayisine de yansıması oldu.