Haydarpaşa'nın restorasyonu yılan hikayesine döndü
“Haydarpaşa Garı, Osmanlı döneminde Hac yolcularının
tren ile hacca başladıkları nokta”
Haydarpaşa Garı'nın tarihini anlatan Tarihçi Zafer Bilgi,
“Haydarpaşa Garı özellikle İstanbul’un sembolik mekanlarından bir
tanesi. İstanbul’un belirgin siluetlerinden bir tanesi. Aynı Galata
Kulesi, Kız Kulesi gibi Haydarpaşa Garı da biraz daha 1800’lü
yılların sonuna doğru yapılmış. İstanbul’un kısa sürede ayrılık ve
birleşme noktası olduğu için belirgin sembollerinden olarak göz
önünde olmaya başlamış. Haydarpaşa Garı, 1873 yılında Sultan 2.
Abdülhamid Han'ın hemen tahta geçmesinden önce İzmit ile biraz daha
Haydarpaşa’nın olduğu yerdeki bağlantıyı sağlama amaçlı bir tren
istasyonu olarak yapılıyor. Fakat asıl ününü 1908 yılında Sultan 2.
Abdülhamid Han'ın son dönemindeki açılışıyla kazanıyor. Orası yük
trenlerinin ve yolcu taşıyan trenlerin başlangıç noktası olması
hasebiyle Anadolu’nun içlerine doğru taşınıyor. Sultan 2.
Abdülhamid Han'ın Hicaz tren yolunun başlangıç noktası olarak
Haydarpaşa Garı bir anda göz önüne gelmiş oluyor. Hicaz tren yolu
ne anlama geliyor onu anlamak lazım. Buradan ihramlarla trene
biniyorsunuz, Kabe-i Şerif’e, Mekke’ye, Medine’ye 3 gün gittiğiniz
aslında İstanbul’dan Kabe’ye bağlantının olduğu nokta İstanbul. O
yüzden Harem ismiyle anılıyor. İhrama girilen yer. Sonradan burası
Anadolu’nun içleriyle olan bağlantıyı sağlaması hasebiyle
İstanbul’un Anadolu’ya ulaşan bir yüzü olmuş. Ve Haydarpaşa Garı
insanların mutluluklarının, kavuşma anlarının ve ayrılıklarının bir
sembolü olarak Kurtalan Ekspres diye kayıtlarda geçiyor. 2 Alman
mimar tarafından yapılıyor o yüzden birazcık mimarisi de tuhaf.
Mimarisi neoklasik diye geçiyor. Yaklaşık 4 bin metrekarelik bir
alana yüksek kulelerle, 25’e yakın odalarla konumlandırılmış”
dedi.