Göbeklitepe'yi o buldu; keşfedilme hikayesi şaşırtıyor
"Burası sülalemizden kalan toprağımızdır. Burası taşlı bir tarlaydı, ama verimliydi. Genellikle burada mercimek ekiyorduk. Biz burada tarım yapıyorduk. Burada tarım yapılırken, kutsal bir yer olduğu biliniyordu. Burada kurban adakları kesilip, dualar ediliyordu. Şavak amcam 1986 yılında tarlada çift sürürken iki tane eser buldu. Amcam ve babam İbrahim Yıldız ile bulduğumuz taşı müzeye götürdüğümüzde tarih öğretmeni olan müze müdürü, arkeolog olmadığı için bu eserlerin 'kireç taşı' olduğunu söyledi. Tabi bu olay çok farklı olmuştu. Bilmeden bulduğumuz taşın üzerindeki resmin belli olması için çok temiz yıkayınca müze müdürü kireç taşı olduğunu düşünerek önem vermedi. Biz ise o taşı müzeye götürmek için 50 derece sıcakta battaniyeye sardığımız eserleri 20 kilometre at arabasıyla götürmüştük. Yolda giderken amcam eserlerden dolayı teşekkür edilerek ikramda bulunacağı hayalini kurmuştu. Amcamlara taşları geri götürmeleri söylenmiş. Amcam da 'Bir defa bu taşı getirdim, bir daha tekrar at arabasıyla köye götürmem, yolda çöpe atarım' dediği için müze teslim almıştı. Şimdi o taşın değerinin bilinmesi üzerine bölgede çıkan kazı çalışmasıyla dünya tarihine ışık tutan bir yer olarak keşfedildi. 1986 yılında 4- 5 yıl bu eserler müzenin bahçesinde atıl bir vaziyette kaldı. Daha sonra Alman arkeologlar, amcamın müzeye vermiş olduğu taşları görüyor. Ondan sonra buraya gelip, burayı keşif yaptılar. 1992 yılında kazı başladı."