Düzce depremi sonrası uyduda korkutan görüntü
"Marmara'da 2100 yılına kadar yüzde 80 seviyelerinde depremin meydana gelmesi bekleniyor"
Kamuoyunda Kuzey Anadolu Fay Hattı gündeme gelirken başka bir fayın deprem meydana getirdiğinin altını çizen Kutoğlu, "Tabi bu fayın etrafında bölgede başka irili ufaklı faylar var. Dolayısıyla bu faylara bu depremin mutlaka bir tetiklemesi, etkilemesi olabilir. Dolayısıyla bu kolda değil ama başka kollarda orta boyutta depremler ileriki dönemlerde enerjisini diğer faylara aktarmış durumda. Beklenen Marmara Depremi'ne etkisi Kuzey Anadolu Fayı'ndan ayrı bir mekanizmada meydana geldiğinde oraya doğrudan bir etkisi olmayacaktır. Ama bu şu anlama gelmiyor. Orada zaten birikmiş bir stres var. Sadece kuzeydeki kollarda değil güneydeki kollarda da ileriki vadede buralarda deprem olmayacağı anlamına gelmiyor. Bunun için tarih vermemiz mümkün değil. Ama ihtimaller konuşulabiliyor. 2100 yılına kadar yüzde 80-90 seviyelerinde depremin meydana gelmesi bekleniyor. Bunu ihtimal olarak bahsediyoruz. Teknolojinin bizi getirdiği yer burası. Bu yarın da olabilir 5 sene sonra da olabilir. Ama 2100 yılına kadar yüzde 80-90 ihtimalle olması bekleniyor. Bu depremlerden sonra hep Marmara Depremi konuşuluyor. Diğer yerlerde meydana gelen depremlerde hayatını kaybeden insanlara haksızlık gibi geliyor. Çünkü biz hep meydana gelen depremden sonra büyük Marmara Depremi'ni konuşuyoruz. Ama Van, İzmir ve başka depremlerde canlarımızı kaybettik. Sadece Marmara'ya odaklanmak doğru değil. Türkiye faylar cenneti. Dolayısıyla Marmara'yı beklerken önümüzdeki günlerde yıllarda başka bir bölgemizde 6 ila 7 büyüklüğünde depremlerle karşılaşabiliriz. Herkesin farkında olması gerekir. Bazen de çok korkutucu açıklamalar oluyor. 'Terk edin, gidin' gibi. Esasında baktığınız zaman üzerinde yaşadığınız zemini bildiğiniz ve ona uygun büyüklükte bir tasarlanmış binada yaşadığınız takdirde 7 büyüklüğündeki deprem size zarar vermeyecektir. Önemli olan yapı ve zemin ilişkisinin kurulmuş ve mühendislik hizmeti almış binalarda yaşayabilmek. Her gün bu korkuyla yaşanmaz. Dolayısıyla yaşadığımız zemin ve binayı bilmeliyiz" ifadelerine yer verdi.