Dünya tarihi Kudüs kararını böyle gördü
ABD
CNN haberi, "Haley'in tehdidine rağmen BM, Trump'un Kudüs kararını kınama yönünde oy kullandı" başlığıyla duyurdu. Kararın, ABD'nin tehditlerine karşın ezici çoğunlukla kabul edildiğine değinilen haberde, oylamanın ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley'in, Trump'ın kararının kınanması yönünde oy kullanılması halinde ABD'nin dünya genelinde fon sağlama konusunda iki kez düşüneceğini söyleyerek yayımladığı direkt tehdidin ardından yapıldığına dikkat çekildi.
Reuters, "BM'de 120'den fazla ülke Trump'a meydan okuyarak Kudüs kararını kınadı" başlığıyla verdiği haberde, 120'den fazla ülkenin BM Genel Kurulunda Trump'a karşı geldiğini belirtti. Haberde, Trump'ın lehte oy kullanan ülkelere finansal yardımı kesme tehdidinin, Filistin ile ilgili alınan diğer kararlarda olduğundan daha fazla ülkenin çekimser ya da ret oyu kullanmasında etkili olmuşa benzediği değerlendirmesinde bulunuldu.
New York Times gazetesi de haberi, "BM Genel Kurulu, Trump'a karşı gelerek, ABD'nin Kudüs kararını kınadı" başlığıyla servis etti. Haberde, dünya devletlerinin çoğunun, Trump'ın tehdidini görmezden gelerek ve ABD'nin Kudüs kararının geçersiz olduğunu belirterek ABD'yi sert bir şekilde payladığı yorumu yapıldı. Kararın bağlayıcı olmadığı ve bu nedenle daha çok sembolik bir anlam taşıdığı vurgulanan haberde, orantısız oy sonuçlarının, Trump yönetiminin Kudüs'ün statüsüyle ilgili 50 yıllık uluslararası bir fikir birliğine meydan okuyan kararının dünya siyasetinin huzurunu kaçırdığı ve ABD'nin diplomatik yalnızlığına katkıda bulunduğunu ortaya koyduğu kaydedildi.
Amerika'nın Sesi (VOA) söz konusu gelişmeyi, "BM, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararını ezici çoğunlukla reddetti" ifadesiyle aktardı.
Washington Post gazetesi de "BM, ABD'nin Kudüs kararını yankılanarak reddetti" başlığını kullandığı haberde, ABD'nin pervasız uyarılarına rağmen "İsrail'in İşgal Altındaki Doğu Kudüs ve Filistin Topraklarındaki Faaliyetleri" başlıklı karar tasarısına 128 ülkenin destek verdiğini bildirdi. Haberde, oylamanın yalnızca Trump'a değil aynı zamanda ABD'nin, fonları kesmekle tehdit ederek oylar üzerinde hakimiyet kurmak için yürüttüğü baskı kampanyasına da sert bir azar olduğu vurgusu yapıldı.