Beşiktaş - Galatasaray maçının ardından yazar görüşleri
Cahil egosu - Bahri Havadır (Vatan)NE güzeldir secde, sen yerin dibine fısıldarsın, gökyüzünden duyulur. Vatanı için tırnağının milimini vermemiş hainler dün tribünlerdeki o muhteşem pankartları görebilselerdi keşke. Gurur duydum, onur duydum... AYNI şeyi futbol için söyleyemem. İlk yarıda yavaş, heyecansız, temposu düşük, kör dövüşü misali... Artistik bir hareket izleyemedik. Uzatma dakikalarındaki goller ve Muslera’nın geceye damgasını vurması iyi karelerdi. İLK yarıda akılda kalanlar Bruma’nın Beşiktaş’ın sol beki Dusko Tosiç’i ceza alını içinde düşürmesi ve sahaya atılan hiçbir mantıkla izah edilemeyen meşaleler. Öyle ki Sneijder ve Muslera atılan meşaleler için çıldırdılar ama ‘bazı cahiller’ hiç oralı olmadı. Biz de deplasman yasağı kalktı diye seviniyoruz geçiniz efendim... MUSLERA NEREYE KADAR TAŞIYACAK? SELÇUK İnan o hak edilmiş kupayı kaldırırken “Bu benim kaçıncı kupam?” diye aklından geçirdi mi hiç? Ama benim aklımdan geçen şu: KENDİNİ vazgeçilmez sanan insanlardan vazgeçmek çok zevkli olur. Kaptan Selçuk’tan da vazgeçilebilir. Çünkü dün sadece kolunda pazubant vardı. Futbolu hep yana ve geriye oynayan bir çizgisi var Selçuk’un. Geliştirmiyor, geriliyor. LINNES, Sinan Gümüş de beleş mirasçı gibiydiler. G.Saray’da sahadaki en hazır isim Lionel Carole’dü. RIEKERINK sorunları kabak gibi gördü. İşi kolay değil. Bu takıma tartışmasız bir Melo lazım... GOLLERİ Hakan Balta ve Chedjou (kendi kalesine) atmış olsa bile iyi bir de golcü lazım. Her şeyi Sneijder, Muslera ve Bruma’dan beklemek biraz haksızlık olmuyor mu? Şimdi ‘futbol akılları’ vakit geçirmeden müdahale etmek zorundasınız. YOKSA ‘İp koptuğunda yeniden bağlanabilir ama eskisi gibi çekmez’ haberiniz ola...