Başbakan Erdoğan Şanlıurfa'da

Galerinin tamamı için tıklayınız

"12 yıl önce Türkiye'sini hatırlayalım. Bu ülkeye çok ağır bedeller ödettiler. Son derece gereksiz, lüzumsuz tartışma ve yasaklarla çok ağır faturalar yüklediler. Bir genç kız üniversitede başörtüsüyle okusa ne olurdu? Bundan kime ne zarar gelirdi? Bir anne evladıyla Kürtçe, Arapça konuşsa ne olurdu? Bugün olduğu gibi bundan önce de televizyonlarda 24 saat Arapça, Kürtçe yayın olsa ne olurdu? Bugün olduğu gibi bundan önce de herkes düşündüğünü özgürce konuşsa, yazsa, ifade etse kim ne zarar görürdü? Türkiye yoksulluk içindeydi, bunlar ezan Türkçe mi Arapça mı olsun bunu konuştular. Şehirlerimizde yol, su, hastane yoktu bunlar gittiler başörtülüler üniversitede okusun mu okumasın mı bunu konuştular. Şanlıurfa Şivan Perver şarkılarını dinletmediler, 38 yıl vatan toprağını yasakladılar, ilçelerin gerçek isimlerini yasakladılar, on yıllar boyu bu ülkeye yazık ettiler. Bu ülkenin enerjisini, kaynaklarını, toplumsal barış ve kardeşliğini törpülediler. Biz geldik tüm bu yasakları ortadan kaldırdık. Başörtülü de insan istediği yerde okuyacak dedik. Meslek liseli, İmam Hatipli de insan istediği yerde okuyacak dedik. Türkçe, Kürtçe, Arapça her türlü kökende insan kendilerini ifade edecek, kültürünü koruyacak, herkes istediği gibi inancını özgürce yaşayacak dedik. Benim yavrularım İmam Hatip mezunu ama yavrularım katsayı ve başörtüsünden dolayı burada okuyamadı, yurtdışına gitti. Amerika'da başörtülü okuyor burada okuyamıyor. Hale bak; öz yurdunda garipsin. Böyle şey olabilir mi? Ne oldu; şu anda başörtülü kızlarımız istedikleri üniversiteye gidiyor, başörtülü olarak okuyor, devlet dairelerinde çalışabiliyor mu? Ne oldu ülke bölündü mü? Millet birbirine düştü mü? İşte buyurun başörtülü de, başı açığı da var ama bunlar korktular. Bakın şair Ahmet Arif Urfa Siverek'te ilkokulu okumuştu. Geçen aylarda o okulun ismini Ahmet Arif İlkokulu olarak değiştirdik, ne oldu kıyamet mi koptu, ülke bölündü mü, parçalandı mı, kardeşlik zedelendi mi? Tam tersine Türkiye büyüdü, güçlendi, daha özgür, demokratik, öncü bir ülke oldu. Bütün o yasakların, baskıların, zulmün, inkarın Türkiye'ye fayda değil zarar verdiği ortaya çıktı. İşte 1,5 yıl geçti dağlarımızdan artık acı haber almıyoruz. Ne Şanlıurfa ne Çankırı'da anneler evlatları için ağlamıyor. Ama anneleri ağlatmak için uğraşanlar var. Annelerinden çocukları, çocuklarından anneleri koparmak isteyenler var. Ama anneler artık eski anneler değil, Türkiye eski Türkiye değil. İşte Diyarbakır'da anneler itiraz ediyor; 'bizim çocuklarımızı elimizden alamazsınız, bizim çocuklarımızı kendi kirli çıkarlarınıza alet edemezsin' diye yüreklerini ortaya koyuyor. HDP'den ses var mı? Niye ses çıkarmadılar? Hani demokrasiydi, hani özgürlük, barıştı. Annelerin evlatlarını zorla ellerinden alarak mı demokrasi olacak? Bu insanlık dışı eyleme göz yumarak, sessiz kalarak mı olacak? Dağa giderken susanlar, cenaze gelince sahtekarca feryat ederek timsah gözyaşı dökerler. HDP böyle bir şey, bunların oyununa gelmeyin. 'Biz Kürtlerin temsilcisiyiz' diyorlar, hadi canım. Benim Kürt kardeşime ne hizmet verdin onu söyleyin. Gözyaşından başka ne hizmet verdiniz?"

Sulama kanalında korkunç ölüm: 3 kişi hayatını kaybetti