79 yıl sonra ibadete açılmıştı... Osmanlı'dan kalan tarihi eserler kayıp

Galerinin tamamı için tıklayınız

“Uzun süre müze olarak kullanılan yapıda, minber, vaiz kürsüsü, duvarlarındaki yazı levhaları gibi aksamlarının bir kısmı kaybolmuş”
Kariye Camii’nin müzeye çevrildiğinde içerisindeki Osmanlı Cihan Devleti eserlerinin kaybolduğunu ifade eden Yılmaz, “1945’te bir anıt olarak ilan edilmesine karar verilmiş. 1934 yılında Ayasofya, müzeye çevrilince Bizans devri anıtlarına da farklı projeler geliştirilmiş. Thomas Whittemore, Ayasofya’nın müzeye çevrilmesinde çalışan kişidir. 1947 yılında Kariye Camii’nde çalışmaya başlamış. 1958’e kadar sürecek uzun bir süreç içerisinde müze olarak yeniden restore etmişler. Mozaik ve freskoların tamamı açılmış. Bakımı ve restorasyonu yapılmış. Mozaik ve freskoların tamamının korunduğu tespit edilmiş. İslam kültürü hele de ibadethane de figür istemez. Ama bu yapının içerisinde hiçbir mozaik ve freskoya kasıtlı bir tahribat izi görülmemiş. Bu bence çok önemli. Dolayısıyla bugüne kadar sağlam olarak ulaşılabilmiş. Mozaik ve freskolarda hiçbir tamamlama yapılamamıştır. Bizans devrinin üslubunu, bütün detaylarını orada görebiliyoruz. Uzun süre müze olarak kullanılmış. Maalesef bu süreç içerisinde yapının minber, vaiz kürsüsü, duvarlarındaki yazı levhaları gibi aksamlarının bir kısmı kaybolmuş. 2020 yılında bir kararname ile cami haline getirilmesine karar verildi. Bu aslında 1509 yılında başlayan bir süreç. 2012’den bu yana restore edilen yapıda, iki periyoduna da hem Bizans hem de Osmanlı, hem Hristiyan hem de İslam dönemine ait günümüze ulaşmış bütün miras sonuna kadar saygıyla karşılandı. Osmanlı devrinin sonunda, cami olarak kullanıldığı süreçte olduğu gibi girişteki iki hol bölümü Bizans devrinde narteks, Osmanlı döneminde son cemaat dediği bölümleri yine halı kaplı değil. Orada yine ziyaretçiler pabuçla gezilebiliyor ve mozaiklerin büyük çoğunluğu orada. İbadet edilen asıl bölüm ise Bizans devrinden kalan üç sahne var. Onlar da perdeyle kapatılmış durumda. Osmanlı devrinde de bunlar ahşap kepenkle kapatılıyordu. Dolayısıyla ziyaretçiler yapıyı hem ziyaret edebiliyorlar hem de ibadet edebiliyorlar. İstanbul çok keyifli bir hatıra kazandı” şeklinde konuştu.

Hatay'da peş peşe hortum paniği kamerada