7 asırlık caminin içini görenler şaşıp kalıyor
Türkiye'de ahşap direkli cami geleneğinin çok yaygın olduğunu ifade eden Prof. Dr. Muşmal, özellikle Selçuklular ve beylikler döneminde ve Osmanlı devletinin ilk dönemlerinde ahşap direkli ve düz damlı camilerin yapımı tercih edilen camiler arasında yer aldığını vurgulayarak, “Selçuklular'ın mescitleri de meşhurdu. Beyşehir'de aynı zamanda çok sayıda mescit de bulunur. Ancak, bunlar arasında en önemlisi; bölgedeki camilerin piri olarak kabul edilebilecek diğer mescit ve camilere örneklik teşkil eden Eşrefoğlu Seyfettin Süleyman Bey Camiidir. Bu caminin ahşap direkleri çok meşhurdur. Halk arasında ahşap direkleri ile bilinir, tanınır. Bunun dışında caminin halk arasında tanınmasına neden olan başkaca özellikleri de vardır. Bunlardan biri de caminin ahşap minberidir. Özellikle kündekari tekniğiyle yapılmış meşhur minber ile caminin yine vaaz kürsüleri bugün Konya Sahip Ata Vakıf Müzesi'nde sergilenmektedir. Yani burası, ahşap özellikleri ile meşhur, özellikle de mihrabı ile de çini süslemeleriyle de meşhur bir camidir. Caminin 1296-1299 yılları arasında Eşrefoğlu Seyfettin Süleyman Bey tarafından yaptırıldığını biliyoruz. Yani Osmanlı beyliği kurulmadan hemen önce inşa ettirilmiş. Cami inşa ettirildikten sonra o muhteşem taç kapısının üzerine kitabesi kazdırılmış. Yani biz caminin taç kapısında caminin vakfiyesini, vakıflarını da görüyoruz. Özellikle burası, büyüklüğü ile bulunduğu konumu ile bitkisel süsleme özellikleriyle, minberiyle, mihrabıyla ve mihrap önü kubbesiyle eşi benzerine az rastlanır bir camidir. Çünkü caminin mihrap önü kubbesi de bir otağ görünümünde, muhteşem süslemeleriyle çok dikkat çeker, kayda değerdir” ifadelerine yer verdi.