36 yıldır yaşadığını kanıtlayamıyor!
Annesinin ihtiyaçlarını karşılayamayan kızı Zeliha Sarıal, "1987
yılında annem iki aylık hamileyken, annemle babam Almanya'dan
Türkiye'ye geliyor.Ben Bursa'da doğuyorum. Babam İnegöl ilçesindeki
daireyi kendi üzerine alıp Samsun Bafra'ya yerleşiyor. Annem, abim
ve ben İnegöl'de kalıyoruz. Annemin Türk vatandaşı kimliği yok.
Benim ve abimin Türk kimliğimiz var. Annem şuan da 72 yaşında,
rahatsız, hasta. 36 yıldır annem Türkiye'de, İnegöl ilçesinde
mücadele veriyor. Annemin kimliği olmadığı için hiçbir şekilde
sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor. Annemin kimliği olsa; en
azından sağlık hizmetlerinden yararlanabilecek, yaşlılık maaşı
alabilecek, yeşil kartı olabilecek. Annemin şuanda omurgasında
kırık var, tedavi altına alınması lazım. İlacıdır, iğnesidir
elimden geldiğince ben yapıyorum. Ama beni de aşan şeyler olduğu
için bende tek başıma yapamıyorum. Sizlerden yardım bekliyorum,
yardım istiyorum. Annemin kimliği olsun, kimliğine kavuşsun. En
azından yaşlılık maaşı olur, yeşil kartı olur yani insan gibi
yaşamasını istiyorum. Annemin şuan oturduğu ev babamın üzerine.
Annem yaşadığı sürece o kalacak ama annem vefat ettiğinde ilk
eşinden 4 tane çocuğu olduğu için miraslık durumda. Çok uğraştık.
Yabancılar şubesine gittik. Annemi ilk başta burada oturma izni
olmadığı için yurtdışına göndereceklerdi. Ben çok küçüktüm
hatırlıyorum sürekli gidip geldik. Annemin Yugoslavya'ya gidip
oradan bir doğum belgesi istediler. Çok öncesinden savaş olduğu
için annem orada da ölü gözüküyor. Annemin orada kimsesi olmadığı
için elimize bir belge ulaşmadı. Kaymakama da Başkan'a çıktık ne
yapabiliriz diye 'Bizde teyze için çok uğraştık ama olmuyor'
dediler. Nereye gittiysek nereye başvurduysak hiçbir sonuç
alamadık. Babam bizi üzerine aldığı için bizim kimliğimiz var. O da
komşuların zoruyla hani çocuklar büyüyecek, okula gidecek kimliksiz
olmaz diye bize kimlik çıkardı. Yani benimde abimin de kimliği
olmayabilirdi. Şükür bizim kimliğimiz var ama annemin kimliği yok.
Yani zor durumda, çok çaresiziz. Her yere başvurdum. Zaman kaybı
olmadığını, hastamın yatalak olduğunu ve tedavi altına alınması
gerektiğini, kanserden şüphelendiler, kemik erimesinden
bahsettiler. Kaymakamlığa gidiyorum, onunla görüşmek istiyorum,
beni sosyal yardımlaşamaya gönderiyorlar. Oradakilerle konuşuyorum,
annemi tanıdıklarını, buradan yardım aldığını söylüyorlar. Ama
onlarda annemin hastaneye yattıktan sonra ne kadar masraf çıkarsa
benim kızı olarak giderek dilekçe yazmamı, sonrasında onları
Kaymakamlık'ın karşılayıp karşılamayacağını, masrafın ne kadar
çıkıp çıkmayacağını da bilmiyoruz dediler. Ben çalışıyorum, iş
yerimden izin alıp annem için her yere gittim. Teyzenin kimliği,
maaşı, sigortası yok biz bir şey yapamayız dediler. Sizin
aracılığınızla inşallah sesimizi duyuracağız. Annem çok mücadele
etti; sabır etti, bu evde oturdu, ayakları üzerinde durmaya
çalıştı. Ama rahatsızlık gelince ne yapacağımızı bilemiyoruz, benim
annemden başka kimsem yok. Annemin de benden başka kimsesi yok. bir
tane kızım var, o da okula gidiyor. Anneme bakmak zorundayım,
kızıma bakmak zorundayım. İş yerimden izin aldım, Allah razı olsun
çok yardımcı oluyorlar. Sizlerden yardım bekliyoruz" dedi.
Mileva Dosen (72) ise "Ben Türküm ve Müslümanım. Kimlik istiyorum.
Ben Türk bayrağını seviyorum" dedi.