3 dil biliyor! Kariyerini bırakıp köyünde çoban oldu

Galerinin tamamı için tıklayınız

"Pandemi sürecinde toprakla uğraşan, hayvancılık yapanlar sokağa çıkma yasağından muaftı. Bu ayrıcalıktan ziyade sokakta olmak, daha doğrusu tarlada, bağda, bahçede, dağda olmak bizim için bir zorunluluktu ama bu insanlığın geneline bakınca da bir lüks oldu. Ben pandemi sürecinde ister istemez kendimi büyük bir lüksün içinde buldum. Bütün dünya evlerine hapsolmuş durumdayken, biz sabah kalkıp keçilerimizi sağdık, elimize kitabımızı, bastonumuzu alıp, elimizde kitap ve çayla dağlara gittik. Bu, bizim için bulunmaz bir lüks. Ağaç yapraklarının hışırtısını dinledim, dağda keçi doğurttum. Ben insanlara, eğer imkanınız varsa bir arada olmak, tıkış tıkış olmak zorunda değilsiniz. Korkmayın, küçük bir adım atın, köyünüze, toprağınıza dönün. Ben bu işleri parayla değil, azimle, inanarak yaptım. Tabii zorlukları yok değil ama huzur veriyor." Salgın sürecinde dünyada mutlu olan, mutlu olmayı başarabilen ender insanlardan birinin de kendisi olduğunu, dört duvar arasına hapsolmadığını belirten Demirkaya, kimseyle temas kurmadığını, normal hayatına devam ettiğini ve bu hayatın büyük bir farklılık olduğunu, ayrıcalık olduğunu fark ettiğini vurguladı.

Ünlü ismin arazisinde kesilen ağaçlara inceleme