Miras işlemlerinde kurallar sil baştan değişti
Mirasla intikal eden gayrimenkul ve araçların satışına yeni düzenleme yapıldı.
Mirasla intikal eden taşınmazlarda yeni bir döneme girildi. Artık miras yoluyla gayrimenkul ve araç satış süreçleri mirasçıların haklarını güvence altına alarak şeffaf bir şekilde gerçekleştirmeyi hedefliyor.
Ekonomim'de yer alan habere göre yapılan değişikliklerle hem hukuki süreçlerin netleşmesi hem de olası anlaşmazlıkların çözümünün kolaylaştırılması amaçlanıyor. Peki, bu yeni süreçte hangi adımlar atılacak?
SATIŞ SÜRECİNDE ÖNEMLİ AŞAMALAR
1. Veraset İlamı: Mirasçıların öncelikle veraset ilamı alarak mirasçılık haklarını resmileştirmeleri gerekiyor. Bu belge, devir işlemlerinin temelini oluşturuyor.
2. Tapu İşlemleri: Veraset ilamı alındıktan sonra, tapu müdürlüğüne başvuru yapılarak devir işlemleri başlatılıyor. Bu süreçte tüm mirasçıların onayı gerekiyor.
3. Zorunlu Belgeler: Tapu devri sırasında zorunlu deprem sigortası (DASK) poliçesi, kimlik ve tapu senedi gibi belgelerin eksiksiz olarak sunulması şart.
Bu düzenlemelerle miras kalan taşınmaz ve araçların satış sürecinin hızlanması ve varisler arasında yaşanabilecek hak kayıplarının önüne geçilmesi amaçlanıyor.
Öte yandan; Türkiye'de mahkemelerde görülen davaların önemli bir bölümünü miras tartışmaları oluşturuyor.
Çoğu zaman birincil derece akrabalar arasında büyük tartışmaların yaşanmasına neden olan miras durumu, ebeveynlerin evlatları arasında mülk dağıtımını farklı yüzdelerle yapması halinde büyük bir çıkmaza girebiliyor.
Bu konuya ilişkin son yıllarda yapılan değişikliklerle birlikte miras hukukunda yeni uygulamalara gidilirken, taşınmazlarını çocukları arasında eşit pay etmeyen anne ve babalar için dikkat çeken bir değişikliğe gidildi.
Özellikle ebeveynlerin yaşlılık aşamasında çocukları ile kurdukları farklı ilişkiler, miras davranışlarında belirleyici oluyor. Yaşlılık aşamasında anne ya da babasının bakımını üstlenen evlatlar, mirastan en yüksek payı alırken, diğer kardeşler bu duruma itiraz edebilmekte.
Türk Medeni Kanunu'na göre, ebeveynler kendilerine ait olan mülklerin tapusunu, istedikleri evlatlarına devredebilme hakkına sahip. Bu nedenle bir anne ya da babanın, evlatlarının arasında eşit olmayacak şekilde pay dağılımı yapmasına kanuni bir engel bulunmamakta.
Ancak, söz konusu mülkleri miras bırakan anne ya da babanın vefatından sonra durumlar değişiyor. Bu tür miras davalarında zamanaşımı olmaması nedeniyle, söz konusu devir işleminin üzerinden 50 yıl bile geçmiş olsa, anne ya da babanın vefatı halinde miras, yeniden tüm kardeşler arasında eşit bölüşülmek zorunda.
Bu nedenle söz konusu uygulamadan kaçmak için bazı evlatlar, anne ya da babaları hayattayken üzerlerine aldıkları taşınmazları satma yoluna gidebiliyor. Böyle bir durumda ise vefat sonrasında mahkeme, satıştan elde edilen gelirden kardeşlere herhangi bir pay verilmesini öngörmemekte.
Kardeşlerden biri, baba ya da anneyi ikna ederek mülklerini kendi üzerine geçirse bile, taşınmazları devir eden kişinin vefat etmesi halinde kardeşler dava açarak kendi paylarını geri alma hakkına sahip.
Devir işleminin üzerinden 50 yıl dahi geçmiş olsa, bu tür davalara zamanaşımı uygulanmaması nedeniyle haksızlığa uğradığını düşünen evlat, asliye hukuk mahkemelerine başvurarak miras hakkını geri alabiliyor.