Zeybekçi: Dövize müdahaleyi gerektirecek durum yok
Ekonomi Bakanı Zeybekci, "Türkiye'nin dövize müdahale edecek bir ekonomik endişesi yok. Merkez Bankası'na bu şekilde bir karar dikte etmek gibi anlaşılabilir." dedi.
Aydın programı kapsamında Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Uygulama ve Araştırma Hastanesi ek binası ve diğer tesislerin toplu temel atma törenine katılan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, 2013 yılında bakan olarak göreve başladığından bu yana Türkiye'nin güçlü bir ekonomisinin olduğunu, bankacılık sektörünün durumu, kamu borçlarının ve tüm borçların milli gelire oranı gibi kriterlerde 28 AB üyesi ülkenin 25'inden daha iyi durumda olduklarını vurguladığını ifade etti.
Türkiye'nin 27 çeyrekten bu yana ortalama yüzde 5 büyüme performansıyla sayılı büyük ekonomiler arasında yer aldığına işaret eden Zeybekci, şöyle konuştu:
"Türkiye ekonomisi için bir risk, sıkıntı yoktur. 'Dokunmamak lazım, müdahale etmemek lazım' derken dövize, bu oyuna, bu spekülatif harekete, bunu söylerken bilerek söylüyoruz. Diyorlar ki 'Türkiye’nin 600 milyar dolarlık borcu var, şu kadar bize zarar veriyor'. Ya matematik bilmiyorlar ya milleti saf zannediyorlar. Pazartesi günü 8.30’da gidip bu borcunu ödedi, kapattı mı? Hesap kapanırsa tamam, zarar ortaya çıkar. 2003’den bugüne kadar döviz hareketiyle bu ekonomiyi değerlendirirseniz yanlış yaparsınız. Türkiye’nin gerek Merkez Bankası varlıkları, gerek vatandaşın döviz tevdiat hesapları, gerekse borçlarımızın uzun vadeli veya özel sektör borçlarımızın yüzde kaçının bankalara ait olduğuna bakarsanız, bankalarımızın da uluslararası bankacılık piyasadan borç alabilme kabiliyetleriyle kıyasladığınız zaman endişe edecek hiçbir şey yoktur.
Biz ne söylüyorsak bunların ne anlama geldiğini bilerek söylüyoruz. Bu konuda da bugüne kadar hiç yanılmadık. Faizlerle ilgili konularda söylediklerimizde... İnşallah bundan sonra da Türk ekonomisine inanmaya güvenmeye devam edeceğiz."
Dünyanın en iddialı yatırım teşvik sistemlerini devreye aldıklarını, yeni bir ihracat seferberliği başlattıklarını aktaran Zeybekci, 2017'nin ekonomide daha iyi bir yıl olacağını dile getirdi.
Zeybekci, tarımda da iyi bir yıl beklediklerini ancak bunun biraz da duaya bağlı olduğunu belirterek "Yağmurlara bakarsak duaya güçlü bir şekilde ihtiyaç var gibi gözüküyor." dedi.
Türk siyaset tarihi için önemli bir döneme girildiğini, ülkenin ayak bağlarından kurtulduğunu, cumhurbaşkanlığı sisteminin eksiklikleri gidererek istikrarsızlıkla ilgili tüm soru işaretlerinin ortadan kaldırılacağını söyleyen Zeybekci, 15 Temmuz gecesinde TBMM çatısı altında birlikte duran siyasi partilerin, bu süreçte de birlikte hareket etmesini diledi.
"Müdahale edilmesini istemiyoruz"
Aydın Valisi Ömer Faruk Koçak'ı makamında ziyaret eden Zeybekci, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Zeybekci, bir gazetecinin, "dün yapılan Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısı sonrası bazı kesimlerin dövize müdahale beklentisi içine girdiğini, bir müdahalenin olup olmayacağı" yönündeki sorusu üzerine Türkiye ekonomisinin borç çevirme kapasitesi, finansal verileri ve bankacılık sistemine ait verilerinin ortada olduğunu söyledi.
Toplam dış borca bakarak dolardaki yükselişin ülkeye zarar verdiğini yorumlamanın hatalı olduğunu vurgulayan Zeybekci, şöyle konuştu:
"Bir müdahale yok, biz müdahale edilmesini istemiyoruz. Türkiye’nin dövize müdahale edecek bir ekonomik endişesi yok. 'TL’nin her değer kaybının 600 milyar dolar seviyesindeki borca zararı var' demek milletin aklını zorlamak, karıştırmak demektir. Borcun hepsini kapattık da bu kadar zarar mı oluştu ? Türkiye’nin borç çevirme anlamındaki kapasitesi, ithalatı, ihracatı belli, bunlarla ilgili henüz oluşmuş bir şey yok. Şu kadar zarar oluştu demek son derece yanlış olur.
Onun için Merkez Bankası veya benzer kurumlar ne zaman müdahale etmeli, durum sıkıntılı, ülke borç çevrilemez hale gelirse. Böyle bir sıkıntımız yok. Türk ekonomisinin, finans sisteminin yüzde 2’nin altında bütçe açığıyla, sürekli gerileyen cari açığıyla böyle bir müdahaleye ihtiyacı yoktur, olmayacaktır. Olmayacaktır derken yanlış anlaşılır. Merkez Bankasına bu şekilde bir karar dikte etmek gibi anlaşılabilir. Asla öyle bir şey yok. Biz görüşümüzü siyasi olarak söylüyoruz. Merkez Bankasının fiili müdahalelerden kaçınması. Bankacılık sistemi içinde bankalara Türkiye’deki dövizle ilgili kullanım dışı duran bazı alanlarda harekete geçirebileceği şeyler varsa onu önce değerlendirmek lazım. Bildiğimiz klasik Merkez Bankasının döviz satarak müdahalesinin doğru bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum."