Yeni ekonomi paketi açıklandı: Temel gıda ürünlerinde KDV yüzde 1'e indirildi
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, yeni ekonomik tedbirleri ve destek paketini açıkladı. Toplantıya video konferans yöntemiyle katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, temel gıda ürünlerinde yüzde 8 olan KDV'nin yüzde 1 indirildiğini açıkladı.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, 'Türkiye Ekonomi Modeli' çerçevesinde, iş dünyası, sivil toplum kuruluşları, piyasadaki çatı kuruluşlar, kamu ve özel banka temsilcilerinin katılımıyla İstanbul Kongre Merkezi'nde yeni ekonomi paketini açıkladı. Bakan Nebati'nin ardından açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, temel gıda ürünlerinde yüzde 8 olan KDV'nin yüzde 1'e indirildiğini açıkladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni ekonomi destek paketinin açıklandığı toplantıya video konferans yöntemiyle katıldı.
Erdoğan'ın burada yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:
"KDV oranlarında değişiklik yapacak imzayı attık, hayırlı olsun. Türkiye'nin enflasyonla mücadelesinde önemli bir dönüm noktası olacak toplantının hayırlara vesile olmasını diliyorum. Dünya, emtia fiyatlarındaki yükselişin sancılarını yüksek enflasyon olarak yansımaktadır. Türkiye bu dalgalanmalardan etkilenmektedir. Açıkladığımız paketle kur dalgalanmasının önüne geçerek istikrara kavuşturduk.
Temel gıda ürünlerinde yüzde 8 olan KDV'yi yüzde 1'e indiriyoruz. Devlet adına yüzde 7'lik bir indirim yapmış oluyoruz"
"PAZARTESİ GÜNÜDEN İTİBAREN YÜZDE 7 İNDİRİM BEKLİYORUZ"
Erdoğan şöyle devam etti:
"Bu vergi indirimi enflasyon ile mücadelede önemli bir kazanım anlamıma gelmektedir. Yarınki Resmî Gazete'de yayımlıyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da rehberimiz insanı yaşat ki devlet de yaşasın düsturu olacaktır. Değerli iş insanları KDV'yi yüzde 1'e indirmemiz gıda ürünlerinde yüzde 7 indirim demektir. Pazartesi gününden itibaren gıdada yüzde 7'lik bir indirim yapılmasını devletimiz adına bekliyoruz. Hepimizin aynı gemide olduğunu unutmamalıyız. Türkiye gemisinin her kazanımı 84 milyonun kazancı olduğu gibi aldığı her yara da ortak kaybımızdır."
Bakan Nebati'nin açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
"20 Aralık'tan itibaren Sayın Cumhurbaşkanımız tedbirler paketini sunmuştu. İlk maddemiz koruma mevduatıyla ilgiliydi. En önemli sac ayaklarından bir tanesi her geçen gün ivmesini artırarak belirli bir noktaya geldi. Bu Türk Lirası'na olan inancın aslında tescil edilmesiydi.
Gün geçtikçe Türk Lirası'ndaki mevduatın oranı bozdurulan dövizler lehine döndü. Dövizi bozdurma oranı yüzde 49'u yani 10 milyar doları geçti. Şimdi adım adım ortaya koyduğumuz tedbirlerin ikincisine geldi.
Bu model yastık altı birikimleri finansal sisteme kazandıracak. Bugüne kadar yastık altı altının ekonomiye kazandırılması için bütüncül bir yaklaşım olmadan yürüyordu. Yastık altında büyük miktarlarda bulan birikimlerin ekonomiye kazandırılması için yeterince yol alınamadı. Bunun sisteme kazandırılması vatandaşımıza yeni bir kazanç kapısı olacak.
Yastık altı altının sisteme kazandırılması için Mart’ta 81 ilde birer tane, 2022’de 1500 adet fiziki altın teslim noktası belirlenecek. Fiziki altın kuyumcular ve bankalar aracılığı ile sisteme sokulacak, istenildiğinde fiziki olarak geri çekilebilecek. Altın dönüşümlü mevduat hesabı açılarak değer kazanırken aynı zamanda risksiz kazanç sağlanacak. Fiziki teslim noktasına yılsonuna kadar 10 bin kuyumcu katılmış olacak.
Altın depo hesapları, altın katılım hesapları, çeyrek hesap, altın dönüşümlü TL mevduat hesabı, altın alım-satım işlemleri ve transfer sistemleri Takasbank’la yürümüş olacak. Altın bizim bir gerçekliğimiz. Evimizde bir köşesinde tasarruf ya da korunma amacıyla mutlaka suretle bu toprakların vazgeçemediği bir maden. Bu madenin artık ülke ekonomisini de güçlendirecek, finansal sistemi rahatlatacak, TL’yi özendirecek araç haline dönüştürülmesinin tam zamanı.
Bankalarda an itibarıyla katılım bankaları paydaşlarımız. Emlak Katılım, Vakıf, Ziraat, Türkiye Finans, Kuveyt Türk ve Albaraka bu işin önde gidenleri olacak. Vatandaş mevcut ziynet altınını teslim edecek. Katılım bankaları, kamu mevduat bankaları bu işleyişteki en önemli adım olacak.
Altın dönüşümlü TL hesabı ve altın transferi sistemi teminat işlemleri işlevsel hale gelecek. Fiziki ziynet altın çekimi banka tarafından müşteriye yeni üretim altın olarak müşteriye verecek. Kamu bankaları bu işin de önceliğini yapacaklar. Bankalarımız artık her ilde en az 1 şubesi mutlak suretle kuyumculuk faaliyetlerini götürecek hale dönüşecek. Altın toplama gününden ziyade her gün işleyecek tasarruf yöntemi haline gelecektir. Vatandaşlarımızın altınlarını sisteme rahatlıkla koyabilmesi için başta sisteme dahil olmak için kuyumcu sayılarının artırılması için kapsamlı çalışmaları vakit kaybetmeden hayata geçiriyoruz. Altın toplama sürecinde bugüne kadar uygulanandan farklı olarak bankalarımızın bazı şubeleri sürekli aracılı edecek. Vatandaşlarımız finansal sistemin erişimini kolaylaştıracak dijital çözümler üzerine de çalışmalar devam ediyor.
Hali hazırda Takasbank tarafından uygulamada olan altın transfer sisteminin yaygınlaştırılması, dijitalize edilmesi gibi uygulamalar yer alıyor. Vatandaşımızın anında haberdar olması için gerekli tanıtım faaliyetleri devam edecek. Altın bir tasarruf aracı, ekonomiye kazandırılacak.
60 MİLYAR LİRALIK 3 YENİ DESTEK PAKETİ
Biz tasarruflarımızı bir tarafta artırırken öbür tarafta da Türkiye ekonomi modelinin gereklerini yerine getirecek dağıtım sistemini çok iyi kurmamız lazım. Bu dağıtım sistemlerinden bir tanesi tüm iş dünyamızın tecrübe ettiği ve bugüne kadar hep faydalandığı en önemli ayaklarından birisi kefalet sistemi. Yani KGF. Bununla da biz üreticilerimizin, imalatçılarımızın ve ilgili tüm kesimlerin faydalanabileceği ilk paketimiz. Onu açıklamak istiyorum. Dengeli ve sürdürülebilir büyümeye katkı sağlanması, yüksek katma değerli yatırımların gerçekleştirilmesi ve cari dengeyi sağlaması, kalkınma planlarındaki öncelikli sektörlerin finansmana erişiminin kolaylaştırılması ve dengeli görünüm bununla sağlanacak. Dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme. 60 milyar liralık kefalet hacmi oluşturuyoruz. Bitince başlayacak paketlerin ilk adımı. Yeter ki üretin. Yeter ki yatırım yapın. Yeter ki bu ülkeye katma değer sağlayacak adımları atın. Tüm sektörlerin ama tüm sektörlerin hepsinin önünde yol açmış olacağız.
Tüketime değil, üretime odaklı, yüksek teknoloji odaklı, ihracat odaklı, her türlü anlamda bir anlayışla ve bu anlayışın getirdiği yol açma prensibini asla geriye koymayacak bir yöntemle yolumuza çıktık. Yatırım destek paketi, ihracat destek paketi, işletme harcamaları destek paketi olmak üzere 3 paketi uygulamaya koyuyoruz. İhracatın artırılması, yatırım ve üretimin desteklenmesi, finansmana erişim imkanlarının artırılması tüm bunlar ilk gün 20 Aralık’ta açıkladığımız en önemli cümleciğin bir özeti.
Selektif kredi politikası. Proje bankacılığını yönelik, imalat, ihracat, Turizm, teknoloji girişim sermaye eko sistemi, toptan, perakende olmak üzere her alanda fayda sağlanabilecek bir hedef sektörlerimizi belirledik. Ülkemizde teknolojinin gelişimine önem veriyoruz. Türkiye’deki genç nüfus 13 milyon. Yani 20 OECD ülkesinin genç nüfusu kadar genç nüfusa sahibiz. Genç nüfusumuz bilişime önem veriyor, teknolojiye önem veriyor. Bu anlayışla da 1 milyon yazılımcı projesini uygulamaya koymuştuk. Bugün itibarıyla 850 bin kişi kaydolmuş, 790 bin kişi aktif eğitim alıyor. Türkiye’nin önde gelen e-ticaret, bankacılık, finans ve teknoloji şirketleri istihdam sağlamak üzere işveren portalımıza kaydolmuştur. Bu vesile ile şimdi KGF kanalı ile ileri teknoloji odaklı girişim sermayesi eko sisteminin gelişmesi için adım atmış olacağız.
YATIRIM DESTEK PAKETİNİN ÖZELLİKLERİ
Yatırım destek paketimiz 25 milyar liralık bir destek ve yatırım kredileri için azami 24 ay ödemesiz dönem, azami 96 ay vade, KOBİ ve KOBİ dışı alanlara dağıtıyoruz. Orta , yüksek ve yüksek teknoloji üreten 1.25 kat kefalet limiti, yatırıma bağlı işletme kredileri için 6 ay ödemesiz dönem, 30 ay vade ve kar payı oranı da 0,24 sabit TL referans için + yüzde 124 ay üzeri sabit TL referans için yüzde + 2.Bankalar için 0-24 ay değişken TL referans yüzde +1, 24 aynı üzeri TL referans üzeri + yüzde2. Orta yüksek sektör firmaları önceliklendirilerek kefalet limitleri yüzde 25 artı olarak uygulanacak.
KOBİLERE 25, BÜYÜK FİRMALAR 100 MİLYON LİRA KREDİ
Her bir KOBİ için maksimum kredi limiti 25 milyon lira, büyük firmalar için 100 milyon lira olacaktır. Bankalarımıza seslenmek istiyorum. Paydaşlarımızla işbirliği yaparak yürüyoruz. Katılım, kamu, özel bankalarımız var. Lütfen Türk finansal sistemine kamu ve özel bankaları size bizimle işbirliği yapan özel bankalarımız hızlı bir şekilde bu işin kolaylaştırıcı olarak adımlarını atsın.
Bu işin takipçisi olacağız. 20 Aralık’tan sonra hakikate işbirliği ile çok güzel işler yaptık. Kamu ve özel bankalarımız her alanda işbirliğini ortaya koydular. Şimdi yatırım zamanı. Şimdi üretim zamanı. Şimdi istihdam zamanı. Biz bir şeyi başardık. Salgın döneminde 2020 yılında dünya küçülürken bu ülkeyi büyüttük. Geçen yıl dünya tek haneli büyümelerle övünürken biz çift haneli olarak büyüdük. Bu ülkenin iş dünyası girişimcisi öylesine azimli, Türkiye toprakları o kadar iştahlı ve bereketli ki yakın çevremizdeki tüm coğrafyaların adet bir üretim merkezi olduk. Bu başarımızı taçlandırmamız lazım.
İhracat destek paketimiz azami 6 ay ödemesiz dönem, 18 ay vade, ihracat sektöründe faaliyet gösterenler, ihracat potansiyeli olan KOBİ’ler bu imkandan faydalanacaklar. Kar payı da sabit olarak TL referans +yüzde 1, faiz oranı da değişken TL referans + yüzde 1 olarak uygulanacaktır.
İşletme harcamaları destek paketimiz 6 ay geri ödemesiz dönem, 24 ay vade, 12 ay kullandırım süresi, KOBİ ve KOBİ dışı nakit kullandırım. TL referans yüzde 1, değişken TL referans + yüzde 2 olarak uygulanacak.
"TEDBİRLER KREDİNİN KULLANDIRILMASINDA ZORLUK ÇIKARMAK DEMEK DEĞİLDİR"
Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer. 2 yıl önce dağıttığımız KGF kredilerini galiba biraz tüketime harcadık. Yatırım önceliğimiz bir tarafa gitti, üretim önceliğimiz bir tarafa gitti. Farklı şekilde kullanım da maalesef yaşandı. Buna izin vermeyeceğiz. Üreticinin, imalatçının, ihracatçının, genç girişimcinin hakkını başkalarına kullandırtmayacağız, sıkı takipçi olacağız. Bunun için faturaların belgelendirilmesi zorunluluğu getirilmiştir. Sözleşme zorunluluğu getirilmiştir. Parayı ver, işime bakma yok. İşletme sermayesi ihtiyaçları için yalnızca kartlı kullandırım şartı bulunmaktadır. Nakit kullanım oranı yüzde 10 ile sınırlıdır. Refinansman amacıyla kullanımı kesinlikle yasaklanmıştır. Amaç dışı kullanım, gerçek dışı beyanlar için hükümlerimiz de mutlak suretle uygulanacaktır. Tedbirler kredinin kullandırılmasında zorluk çıkarmak demek değildir. Bankacılarımıza, KGF yöneticilerimize söylüyorum. KGF kullandırımı tedbirlerin yanlış yerlere gitmesini engellemek için ortaya konmuştur.
BERABER HAREKET ETTİKÇE ÖNÜMÜZDEKİ ENGELLERİ AŞAR GEÇERİZ
Hiçbir kurumun, şahsın kredi kullanımlarında girişimcinin, ihracatçının, üreticinin, yatırımcının önünü kesici, canını sıkıcı, zorluklar çıkarıcı tedbirler ortaya koyması anlamında değildir bu tedbirler. Bu tedbirler yanlış yapanların yanlışını engellemeye yönelik tedbirler setidir. Girişimcinin önünü kapayan, gerçek ihtiyacı olanın yolunu zorlaştıran bizden değil. Açık ve net söylüyorum, piyasanın bir adamı olarak söylüyorum. Önünüze engel teşkil eden bizimle yol yürüyemez.
Biz iş dünyasının şu muhteşem görüntüsü ile bu ülkeyi siyasal iktidar olarak taşıyoruz. Bu vatan bu milletin emekleriyle daha büyüyor, gelişiyor. Sizlerin sayesinde, Türkiye’deki 85 milyonun sayesinde Londra’da güçlü Türkiye’nin sesi olarak kendimizi ifade edebilecek kapasiteyi kullanıyoruz. Çünkü bu vatan bu bayrak devlet, birlik beraberlik ve gücü hak ediyor. Biz beraber hareket ettikçe önümüzdeki engelleri aşar geçeriz.
Tasarruf ettik, dağıttık dağıtmaya da devam edeceğiz. Tedbirler paketinden önce ifade ettiğim dağıtım paketleri bir tane değil. Peşi sıra gelecek. Kalkınma bankamız imkanlarıyla Eximbank imkanlarını seferber edecek. Aynı şekilde Merkez Bankamızın her türlü imkanı işverenin iş görenin önünde olacak. Bunları yaparken enflasyonu da tetikleyecek adımlara da hep beraber göğüs gereceğiz.
ENFLASYON İLE MÜCADELE
Enflasyonla ilgili tedbirleri de hep beraber alacağız. Türkiye ekonomi modeli geçmiş ekonomi politikalarının kapsamlı ve bütüncül değerlendirilmesiyle oluşturulmuş bir ekonomi politikası olmakla beraber bugüne kadar ortaya çıkan risklerin bertaraf edilmesini amaçlayan modeldir. Kısa süreli sermaye hareketlerinin negatif etkilerini zayıflatarak Döviz kurunun enflasyon üzerindeki etkilerini azaltmayı amaçlıyoruz. Üretimi artırarak enflasyonunun düşüşü amaçlardan birisidir.
Enflasyon Türkiye’de ve dünyada daha uzun süre konuşacağımız önemli bir problem. Dünyada enflasyon en gelişmiş ülkelerden gelişmiş ülkelere, gelişmekte olan ülkelerin ortak belası.
Çok sert de tedbir alamıyor Batı. AMB Başkanının ifade ettiği gibi tek başına parasal önlemler de enflasyonu engelleyici özelliğinden ziyade finansal krizlere de yol açabilecek özellikleri de ortaya koydular. Evet. Yöntem ve yol. Bir tane değil. Bu yol ve yöntemleri bilmemiz lazım.
Enflasyon talep yönlü artıyor, arz yönlü artıyor ve en önemlisi beklenti yönetimi sayesinde de bizi zorluyor. Talep enflasyonunu engelleyebilecek tüketici kredilerin aşırı artmasına karşı makro ihtiyati tedbirleri devreye alıyoruz. Selektif kredi politikalarıyla talep enflasyonu oluşturmayacak kredi büyümesi sağlıyoruz ve selektrik kredi politikalarıy olan talep enflasyonu oluşturmayacak kredi büyümesini az önce ifade ettiğimiz şekilde sağlamaya devam edeceğiz.
Yurt dışında maliyetler emtia endeksi yükselmeye devam ediyor. Petrol 94 dolarla seviyesin geldi. Bu iki önemli başlık maalesef sadece Türkiye’yi değil, bütün dünyayı enflasyon karşısında müteyakkız hale getirmiş durumda. Türkiye ne yaptı? Kim ne söylerse söylesin. Reel elektrik fiyatlarının değişimi Norveç’ten başlayarak şu yükselişe bakın ve Türkiye’ye gelin. Reel olarak elektrik fiyatları halen negatif olarak seyrediyor. Bu ne demektir. Doğal gaz fiyatları da aynı şekilde reel olarak Türkiye’de halen negatif. Bu ne demektir? Biz Türkiye olarak kamu maliyesi olarak aslında halen sübvansiyonlara çok ciddi şekilde devam ediyoruz demektir.