Türkiyenin Dönem Başkanlığında G20 Gündemi Konferansı

Başbakan Davutoğlu: (2)"Bizler uzun uzadıya toplantılarda BM'nin reforme edilmesi gerektiğini konuşuyoruz neredeyse 25 senedir ama bunun için atılmış tek bir adım bile yok"

İSTANBUL (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bizler uzun uzadıya toplantılarda BM'nin reforme edilmesi gerektiğini konuşuyoruz neredeyse 25 senedir ama bunun için atılmış tek bir adım bile yok. Ne yapıda ne de misyon açısından" dedi. 

Davutoğlu, Uluslararası Finans Enstitüsünün The Four Seasons Bosphorus Otelde düzenlediği, "Türkiye'nin Dönem Başkanlığında G20 Gündemi" başlıklı toplantıda yaptığı konuşmada, G20'nin ekonomik krizle mücadele konusunda, küresel ekonomi için de büyük şans olduğunu ifade etti. 

Uluslararası kuruluşların 2. Dünya Savaşı sonrası dünya yapısına göre tesis edildiklerini ve bunların adeta modalarının geçtiğini söyleyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bütün uluslararası kuruluşlarda 1990'ların başında bir elden geçirme yapılması gerekmekteydi 17. yüzyıldan şu ana kadar her büyük savaştan sonra uluslararası ekonomik ve siyasi düzenin yeniden ayarlandığını görüyoruz. 30 Yıl Savaşları'ndan sonra Westphalia Konferansı yapılmıştı. Napolyon Savaşı'ndan sonra Viyana Kongresi toplanmıştı. 1. Dünya Savaşı'ndan sonra Milletler Cemiyeti kurulmuştu. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Birleşmiş Milletler kuruldu ve Bretton Woods sistemi kuruldu. Dünya Ticaret Örgütü ve IMF kuruldu. Esasında Soğuk Savaş da büyük ölçekli bir savaştı ve her şey değişmek durumdaydı ama hala mevcut yapılar devam ediyor. Hala aynı BM yapısı içindeyiz. 5 tane ülke Güvenlik Konseyi'nde veto gücüne sahip. Suriye konusunda şu sebepten veya bu sebepten, Ukrayna konusunda fikir birliğine varamadıklarında bizler oyunun bedelini ödüyoruz. Son 4 sene içinde tek bir kapsayıcı veya konsensüsle alınan bir karar yok, Suriye ile alakalı. Bizler uzun uzadıya toplantılarda BM'nin reforme edilmesi gerektiğini konuşuyoruz neredeyse 25 senedir ama bunun için atılmış tek bir adım bile yok .Ne yapıda ne de misyon açısından."

Dünya Ticaret Örgütünün çok daha etkili olması gerektiğini kaydeden Davutoğlu, birçok ülkenin prensipte uymasına rağmen birçok ülkenin kısıtlayıcı politikalar uygulamayı sürdürdüğünü ifade etti. Dünya ticaretinin yüzde 6-7 artması gerektiğini anlatan Davutoğlu, "Temel parametrelerini değiştirmemiz gerekir dünya ekonomisinin" ifadesini kullandı. 

Davutoğlu, son 25 yılda mevcut uluslararası kuruluşları dönüştürmenin başarılamadığını ancak bu konuda G20'nin mevcut uluslararası kuruluşlar arasında bir başarı örneği vurguladı. 

G20'nin P5'ten çok daha kapsayıcı olduğunu aktaran Davutoğlu, G20'nin çatışma çözümleme, görüş alışverişinde bulunma mekanizması olma özelliği açısından en iyi seçeneklerden birisi olarak durduğunu bildirdi. 

G20 zirvelerinde 20 ülkenin liderlerinin bir araya geldiğini ve birçok şeyi çözebilecekleri konusunda beklenti oluştuğunu aktaran Davutoğlu, "G20 bu beklentiyi karşıladı mı karşılamadı mı? En azından şunu söyleyebiliriz: G20 soğuk savaş sonrasındaki döneme adapte edilmiş tek uluslararası organizasyon olarak karşımızda çıkıyor" dedi. 

Davutoğlu, G20'nin gücünü esnek karakterinden aldığını ve tüm liderlerin samimi bir şekilde görüşlerini ortaya koyduğunu dile getirdi. 

-"G20 doğru platform"- 

Türkiye'nin dönem başkanlığında önemli konulardan birisini "çevre" olarak belirlediklerini ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bakanlığım döneminde, 3 sene önce BM'de çevresel konularda bir araya gelmiştik. 56 tane Bakan, Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı'nda çıkıp ulusal metinlerini okuyorlardı. Bu ne demektir? Siz ulusal pozisyonunuzu okuyorsunuz demektir. Çok sıkıcı da bir şeydi. 8-9 bakandan sonra ben sözü aldım arkadaşlarımızın, meslektaşlarımızın birçoğunun bu resmi metinleri dinlemekten gerçekten sıkıldığını da gördüm ve ben dedim ki: 'Ben ulusal metnimizi okumayacağım size, hissiyatımı sizinle paylaşmak istiyorum' dedim ve biz dışişleri bakanlarıyız, ulus devletlerin dışişleri bakanlarıyız. Tabii ki ulusal pozisyonumuzu koruyacağız ama çevre konusu söz konusu olduğunda bizler ulus devletlerin dışişleri bakanları olarak konuşmamalıyız. Biz 'İnsanlığın içişleri bakanı olarak konuşmalıyız' dedim. Çünkü insanlık yoksa, insanlığın var oluşu yoksa ulusal bir çıkar da olamaz."

Aynı şekilde G20 ülkelerinin birbirlerine karşılıklı bağımlılık içinde olduklarını, ülkeler içinde olan bir durumun diğerlerini öyle ya da böyle etkilediğini anlatan Davutoğlu, "G20 liderleri bir masa etrafında bir araya geldiklerinde şunu düşünmeleri lazım: 'Bizler dünya ekonomisine yön veriyoruz. Tek bir vücut olarak bunu yapmamız lazım, farklı pozisyonlarda müzakere ederek değil. G20, bunu yapmanın doğru platformudur" diye konuştu. 

-"Kapsayıcılık her türlü krizin çözümünde anahtardır"- 

G20 dönem başkanlığı ile Türkiye'nin küresel krizin çözümüne katkı yapma şansını ele geçirdiğini söyleyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Uluslararası çerçeveye dayalı olarak bizler çok sayıda sıkıntılı konuyla karşı karşıyayız. Jeopolitik, güvenlik, ekonomik sosyal ve G20 doğru platform ise ki öyle biz Türkiye dönem başkanlığı içinde bakanlarımızla ve diplomatlarımızla şöyle bir planlama yaptık: Belli prensiplerin altını çizmeyi kararlaştırdık ve 3 tane İngilizce'de 'I' harfiyle başlayan, kapsayıcılık, uygulama ve yatırım. Niye bu üç tane 'I'dan bahsediyoruz. Kapsayıcı bir yaklaşımınız olmazsa hiçbir sorunu çözemezsiniz. Neden Birleşmiş Milletler sistemi bazı sıkıntıları çözemiyor? Çünkü P5 yeteri kadar kapsayıcı bir noktada değil. Afrikalı yok, Müslüman yok, başka grup ülkelerinden kimse yok ama G20 içinde gerçekten küresel bir toplumdan bahsediyoruz Afrikalılar, Asyalılar, Avrupalılar, Amerikalılar var, Müslümanlar var. Hristiyanlar, Budistler hepsi orada. Hepsi aynı masa etrafında. Bu kapsayıcılık hem ulusal düzeyde hem de uluslararası düzeyde her türlü krizin çözümünde temel anahtardır."

(Sürecek)

Sonraki Haber