Türkiye ekonomisi için ''devalüasyon'' uyarısı

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s Türkiye’nin kredi notunu B1’den B2’ye düşürmesinin ardından bu kez de ekonomi için sert devalüasyon uyarısında bulundu.

Moody’s Türkiye’nin kredi notunu düşürmesinin ardından bu kez de Türkiye ekonomisi için bir rapor yayımladı.

Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu B1’den B2’ye düşürmesi, not görünümünü ise “negatif” olarak teyit etmesiyle Türkiye ekonomisi 25 yıl öncesine yani 1995 seviyesine geriledi. Yatırım yapılabilir seviyenin beş kademe altındaki bu not, 2001 krizi dönemi dahil Türkiye tarihinin en kötü kredi notu olmasıyla tartışmalara neden olurken, kuruluş bu kez Türkiye ekonomisi için bir rapor yayımladı.

Raporda Türkiye’deki banka ve şirketlerinin temerrüte düşebileceği, Hazine’nin bu borçların itfasını yükleneceği ifadeleri yer aldı. Moody’s, ABD ve AB’den gelebilecek yaptırımların da ufuktaki riskler arasında yer aldığına dikkat çekti.

“SERT BİR DEVALÜASYON YAŞANMASI RİSKİ VAR”

Moody’s raporunda, “Şu ana kadar yapılan müdahaleler sonrasında liranın dalgalı kur rejiminde olduğunu görmek zor. Bunun sonucu olarak ciddi ekonomik ve mali bozulmayı tetikleyen düzensiz bir kur ayarlaması (sert bir devalüasyon) yaşanması yönünde ciddi bir olasılık var” değerlendirmesi yapıldı.

Türk Lirası’nda sürekli diğer kaybı, istikrarlı şekilde sermaye çıkışı ve Merkez Bankası döviz rezerv pozisyonunda ciddi düşüşün odak noktasının yeniden Türkiye’nin ödemeler dengesi pozisyonu olmasına yol açtığını belirten Moody’s, yatırımcıların Türkiye’nin kredi risklerine ilişkin sıkça sorduğu sorulara yanıt vermeye çalıştı.

“HÜKÛMET KRİZİ SAVUŞTURMAYA İMKAN VERECEK TAMPONLARI NEREDEYSE TÜKETTİ”

Moody’s raporunda şu ifadeler yer aldı: “Türkiye Hükümeti, potansiyel bir ödemeler dengesi krizini savuşturmasına imkan verecek tamponlarını neredeyse tüketti. Döviz rezervleri şu anda 20 yılın en düşük seviyesine ve TCMB’nin döviz swap pozisyonu yılbaşından bu yana neredeyse ikiye katlandı. Bu müdahaleye rağmen lira yılbaşından bu yana ABD Doları karşısında yüzde 25 civarında değer kaybetti. Bunun sonucu olarak, ani bir ekonomik durgunluğu tetikleyecek ödemeler dengesi krizi ve hükümetin bilançosunda bir kötüleşme riski önemli şekilde arttı.”

Sonraki Haber