Türk savunma sanayisi gözünü Katar'a dikti

Türk savunma sanayisi, Doha Uluslararası Deniz Savunma Fuarı ve Konferansı'na (DIMDEX 2018) 33 firma ile katılarak savunma teknolojilerindeki iddiasını ortaya koydu.

DIMDEX 2018, Katar'ın başkenti Doha'daki Katar Ulusal Kongre  Merkezi'nde başladı. Fuarın açılışına Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli,  Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Savunma Sanayii Müsteşarı (SSM) İsmail  Demir de katıldı.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad El Sani’nin himayelerinde ve Katar  Silahlı Kuvvetleri’nin ev sahipliğinde icra edilen DIMDEX 2018'de, 180'in  üzerinde firma ürünlerini sergilerken, 90 ülkeden katılımcı bekleniyor.

Deniz savunma sanayisine yönelik bir etkinlik olarak başlayan DIMDEX,  yıllar içinde kapsamı genişletilerek havacılık, elektronik sistemler ve kara  sistemlerinin de sergilendiği bir fuara dönüştü.

Türkiye, fuara SSM koordinatörlüğünde, Savunma ve Havacılık Sanayi  İhracatçıları Birliği ve 33 firma ile katılım sağlıyor. Söz konusu firmaların  stantlarının kapladığı alanının büyüklüğü 2 bin 413 metrekareyi buluyor.

Türkiye'den UNIFO, Garanti Giyim, TRANSVARO, DEARSAN, TÜBİTAK BİLGEM,  MILSOFT, Meteksan Savunma, SDT, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu, TAIS, ASELSAN,  İŞBİR Elektrik, Nurol Makina, Sarsılmaz, ROKETSAN, Gül Otomotiv, HAVELSAN,  Yonca-Onuk, Aksa Run Flat (TEKCAN), TURMAKS, SİMBT, AVS, Kale Havacılık,  Medyacity, Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ, AN GRUP, ANKAREF,  Kale Kalıp, DESAN, Akademi Sancak, CTECH, TÜBİTAK SAGE ve SBI Bilişim, fuara  katılarak ürün ve kabiliyetlerini sergiliyor.

Türk firmaları, zırhlı araç, kamikaze drone, yüksek süratli bot, silah  sistemleri, mühimmatlar, simülatör konularındaki çözümleriyle ilgi görüyor.

Canikli, Akar ve Demir açılış töreninin ardından Türk firmalarının  stantlarını gezdi, ürünler ve projeler hakkında bilgi aldı.

Türkiye, Körfez Bölgesi'ndeki ülkelerle savunma sanayisinde iş  birliğine büyük önem veriyor. Söz konusu ülkelerle iş birliğinin her alanda daha  da gelişmesi amaçlanıyor.

Karşılıklı güven, ortak değer ve çıkarlara dayanan ilişkilerin daha  ileri noktalara taşınmasının, iş birliğiyle üretilecek ürünlerin ihracatının hem  Türkiye’nin hem de bölge ülkelerin silahlı kuvvetlerinin gelişmesine, aynı  zamanda da bölgede istikrar ve güvenliğin tesisine katkıda bulunacağı  değerlendiriliyor.