Standard & Poor's'tan Türkiye için yeni kabine yorumu
Kredi derecelendirme kuruluşu olan S&P Global, Türkiye'de yeni açıklanan kabine hakkında açıklamalarda bulundu.
Kredi derecelendirme kuruluşu S&P Global Türkiye'deki gelişmeleri yakından izlediğini ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın hazine ve ekonomi bakanı olarak damadını atamasının iktidarın giderek tek elde toplandığını gösterdiğini ifade etti.
S&P, Türkiye’yi BB- ile diğer başlıca iki derecelendirme kuruluşu Moody’s ve Fitch’ten daha düşük düzeyde derecelendiriyor.
S&P’nin kıdemli analistlerinden Frank Gill, Reuters’a yaptığı açıklamada Türkiye’deki siyasi gelişmeleri yakından izlediklerini ifade ederek, “Çıkarımda bulunmak için biraz erken, ancak karar almanın giderek merkezileştiği açık” dedi.
“Bir ülke içindeki kurumlar işlediği zaman, karar alabilen güçlü bir kamu görevlisi kesimi var demektir, teknik kararlar genelde siyasi olmayan bir düzeyde alınır” diyen Gill, Türkiye için bu durumun artık geçerli olmadığını ifade etti.
Türkiye’nin yabancı ve yerel para cinsi kredi not görünümünü “durağan” olarak belirleyen S&P daha önce, finans piyasalarında var olan baskının devam etmesi halinde Türkiye’nin görece güçlü mali göstergelerinin hızla bozulabileceği uyarısında bulunmuştu.
Bu durumun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği Erdoğan ve kabinesinin bundan sonra alacağı kararlara bağlı olacak.
Gill, “Olağanüstü hal politikasının, maliye politikası genel duruşunun ne olacağını yakından izliyoruz… Kredi garanti (fonu) mekanizması daha da geliştirilecek mi? Bizce bankaların fonlama kapasitesinin tamamına yakınının kullanıldığı göz önüne alındığında büyüme nereden gelecek?” dedi.
Yeni hükümetin, son faiz artırımlarından sonra yavaşlaması beklenen büyümeye karşı ekonomiyi destekleyici önlemler alıp almayacağını izleyeceklerini belirten Gill, önlem alınması halinde kamu borcunun yükselebileceğine dikkat çekti.
Gill, “Türkiye’nin çok büyük bir cari açığı olduğunu ve geçmişte bankaların temelde dışarıdan borçlanarak buna aracı olduklarını düşünürseniz, hızla büyümeyi sürdürebilecek tek sektör olarak kamu sektörü kalıyor, ki bu da dış borcun artması anlamına gelir” dedi.
“Ama henüz böyle olup olmayacağını bilmiyoruz.”