"Türkiye Çok Zor Bir Dönemde İyi Performans Sergiledi"
DenizBank Genel Müdürü Ateş:- "Türkiye bir taraftan sığınmacılarla uğraşıyor, diğer taraftan terörle mücadele ediyor ve Rusya -Türkiye müzakereleri bir taraftan sürüyor. Çok zor bir dönemde ekonomi tahminlerimizden iyi performans sergiledi"- "Mali disipli
İSTANBUL (AA) - MURAT BİRİNCİ - DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, Türkiye ekonomisinin çok zor bir dönemde tahminlerden çok daha iyi performans sergilediğini söyledi.
AA muhabirine yılın ilk çeyreğini ve son dönemde yaşanan gelişmeleri değerlendiren Ateş, ekonominin 2016'nın ilk çeyreğinde bekledikleri kadar kötü olmadığını, tahminlerinin üzerinde iyi olduğunu söyledi.
Politik ve jeopolitik bir sürü gerginliğin yaşandığı, terörizmin tırmandığı, "negatif faiz" diye bir olayın ortaya çıktığı bir dönemden geçildiğini anlatan Ateş, "Almanlar 30 yıllık hazine bonusunu yüzde 0,85, 2 yıllıkları ise eksi faizle satıyor. 1 milyon avro yatırıyorsun, 2 yıl sonra 1 milyon avrodan daha az paranı geri alıyorsun." diye konuştu.
Ateş, merkez bankalarının da eksi faize geçtiğini ve bu işin öncüsü olan Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi'nin aşırı gevşemeci politikalar uyguladığını belirtti.
Japonya Başbakanı Şinzo Abe'nin önemli iddialarla geldiğini ancak sadece parasal müdahalelerle ekonominin yönetilemeyeceğini anladığını dile getiren Ateş, Japonya'nın yapısal reformlar yapılmadan bunun başarılamayacağını kanıtladığını kaydetti.
Ateş, Pasifik ve Avrupa'nın genelinde düşük enflasyon ve durgunluğun aynı anda yaşandığına işaret ederek, "Çin'in büyümesinin azaldığı bir ortamda çok mutlu olmak pek mümkün değil." ifadesini kullandı.
Dünyadaki büyük motorların çalışmadan, nispeten daha küçük motorların buna ayak uydurmasının zor olduğuna dikkati çeken Ateş, şunları söyledi:
"Gelişmekte olan ülkelerde Mayıs 2013'te Eski ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Ben Bernanke'nin konuşmasından sonra başlayan hareketlilik şu günlerde durulmuş gibi görünüyor. Çünkü ECB ve İngiltere Merkez Bankası (BoE) dünyada ciddi bir durgunluğun olduğunu fark etti. Faiz artış kararlarını seyreltip daha da azalttılar. Bunlar bizim gibi gelişmekte olan ülkelere yaradı ama geçtiğimiz bir yılda gelişmekte olan ülkelerden 500-600 milyar dolar para çıkışı oldu. Türkiye'den çıkış az oldu ve bu konuda şanslıyız.
Gelişmiş ekonomilerden gelişmekte olan ülkelere 1 trilyon dolar giriş olurdu, şimdi 300 milyar dolar giriş var. Emtia fiyatları düştü. Bu bizim alıştığımız bir iklim değil. İlk çeyrek sonuçlarına göre Türkiye'ye baktığımızda bu ahval ve şerait içerisinde yine de makroekonomik göstergeler yerli yerinde. Kamu borçlanması nette tek hanede, brütte yüzde 30 seviyesinde. Cari açığın milli gelire oranı yüzde 5'in altında. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları dönüp de bizim kredi notumuzu düşüremedi. Türkiye bir taraftan sığınmacılarla uğraşıyor, diğer taraftan terörle mücadele ediyor ve Rusya -Türkiye müzakereleri bir taraftan sürüyor. Çok zor bir dönemde ekonomi tahminlerimizden iyi performans sergiledi."
- "Bir kapı kapanınca öbür kapı açılıyor"
Türkiye'de enflasyonun yüzde 4-5 seviyelerine düşürülmesinin önemli bir başarı olacağını vurgulayan Ateş, yüzde 7-8 seviyelerinin yüksek olduğunu ancak hedefe yakın zamanda ulaşılabileceğini belirtti.
Ateş, faizler üzerinde bir risk köpüğü bulunduğunu, şu anda stabilize olma ve istikrar kazanma dönemine girildiğini dile getirdi.
Bunun iki nedeni olduğunu belirten Ateş, şunları kaydetti:
"Birincisi gelişmiş ekonomilerde çok ciddi bir faiz artışı beklenmiyor, ekonomi hala yavaş ve bu da gelişmekte olan ülkelere yarıyor. İkincisi insanın her duruma alışması. Türkiye'nin çok büyük ve güçlü bir devlet olduğunu bir kez daha müşahede ettik. Türkiye kendi iç dinamikleriyle büyük zorlukların altından kalkabilecek bir karaktere sahip. Girişimcimiz adaptasyon kabiliyeti yüksek ve yeni şartlara ayak uydurabiliyor. Bu kadar kötü şartlarda bu kadar iyi işler yapılabiliyor. Tabi ki bu bir takım sıkıntıların olmadığı anlamına gelmiyor. Problemli kredilerin biraz artışını, ödememe eğilimlerinin artmasını ve belli bazı sektörlerde daralmaların yaşandığını görüyoruz. Buna mukabil otomotiv ve dayanıklı ev aletleri sektörü iyi gidiyor. Bir kapı kapanınca öbür kapı açılıyor."
- "Çünkü her türlü kötülük yüksek enflasyondan çıkıyor”
"Son dönemde turizm sektöründe yaşanan daralma, kredi ödemelerinde aksaklığa sebep oluyor mu?” şeklinde soru üzerine Ateş, turizmin uzun dönemli ve ağır bir yatırım olduğunu belirtti.
Ateş, DenizBank olarak turizm kredilerinde en büyük paya sahip olduklarını ve bu konuyu milli mesele olarak gördüklerini söyledi.
Turizm sektörünün ülke ekonomisi için önemli olduğunu ve her yıl 30-35 milyar dolar gelir getirdiğini aktaran Ateş, aynı şekilde coğrafya itibarıyla gemicilik sektörünün de önemine işaret etti.
Ateş, dünyada 10 yıldır gemicilik sektöründe büyük bir kriz yaşandığı halde Türk bankacılık sektöründe ciddi kredi batıklarının olmadığına dikkati çekti.
Gemi ve tersane sahipleriyle omuz omuza işi götürdüklerini anlatan Ateş, "Aynı şekilde otel yatırımcıları ve turizmcilerle de böyle olacaktır. Zor yıllar muhakkak geçecektir." dedi.
Hakan Ateş, şöyle devam etti:
"Mali disiplini elden bırakmamak lazım. Makro ihtiyati tedbirlere ‘evet’; kriz döneminde kredi mevduat oranının yüzde 110'u geçtiği bir ortamda hem bankaları hem şahısları aşırı borçlanmadan koruyan önemli kararlardı. Ama o şartlara göre alınmış ve misyonunu tamamlanmış olan bazı tedbirlerin esnetilmesi gerektiğini düşünüyorum. İleriye doğru baktığımızda enflasyonla mücadeleye ‘evet’ ama ölçülü biçimde. Aynı anda büyümeyi ve yeni iş yaratma potansiyelini de göz önünde bulunduran yeni bir politika lazım. Bu aslında şu anda ABD'de de Avrupa'da da cari. Merkez bankaları enflasyonu düşürmeyi tabi ki düşünüyor ve birinci meselesi. Çünkü her türlü kötülük oradan çıkıyor ve faizlerin yüksekliğinin nedeni de o. İkinci olarak merkez bankaları büyümeye de önem veriyor.
Gelişmiş ülkelerde enflasyon da büyüme de düşük. Büyümeyi artırmak için negatif faiz uygulanıyor. Bu konjonktürde kimse yatırım yapmıyor. Dünyada bir kilitlenme durumu var. Türkiye baktığımızda vahim olaylar yaşandıktan bir hafta sonra ekonominin canlandığını gördük. Güneydoğu'daki şubelerimizden biliyorum. Dışarı çıkma yasağı kalktıktan sonra vatandaşlar hemen çalışıyor, işine gidiyor, alışveriş yapıyor. Bunu Avrupa'da göremezsiniz. Yaşamı, mücadeleyi, zorlukların üstesinden gelen dünyada başka bir topluluk var mıdır bilemiyorum. Paris ve Brüksel'de terör saldırılarında sonra oradaki halk ne yapacağını bilemez hale geldi."
- "Turizmde ek önlemler gelebilir"
Bu yıla kadar en az batık kredinin turizm sektöründe olduğu bilgisini veren Ateş, bu sektöre 2-4 yılı geri ödemesiz 15 yıllık kredi verildiğini söyledi.
Ateş, bu yıl turizm sektöründe daralma yaşanacağının herkesçe bilinen bir gerçek olduğunu, borçluların kredi kullandıkları bankalarına giderek yapılanma talebinde bulunabileceklerini ifade etti.
Çünkü bu zorlukların el ele birlikte aşılacağını, yabancı yatırımcıları da cezbederek üstesinden gelineceğini kaydeden Ateş, turizm alanındaki zorlukların birkaç yıl sürebileceğini, hükümet yetkililerinin gerekli tedbirleri aldığını anımsattı.
Ateş, bu yıl turizm sektörünün bankalara 2,5 milyar dolar anapara ve 800 milyon dolar faiz ödemesi yapacağı bilgisini vererek, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'e sözlü olarak turizm alanında alınması gereken başka önlemler olduğunun aktarıldığını sözlerine ekledi.