ÖTV'siz jet yakıtı vurgunu !
Havacılık sektörünün gelişmesi için verilen ÖTV'siz jet yakıtı, el altından piyasaya çok düşük bir maaliyetle sunuluyor.
Jet yakıtı, havacılık sektörünü teşvik etmek amacıyla uçaklara ÖTV’siz veriliyor. Ancak bazı dağıtım şirketleri ÖTV’siz aldığı jet yakıtını, uçaklar yerine kaçak yollarla piyasaya sürerek, perde arkasından litre başına 1.5 lirayı bulan fahiş kâr elde etmeye devam ediyor. Jet yakıtın izini süren EPDK, hayali uçaklara kesilen sahte faturalardan, hiç yapılmayan seferlere akıl almaz yöntemleri ortaya çıkardı. 1 Temmuz’dan itibaren ÖTV iadesi sistemine geçilecek.
Hürriyet'ten Merve Erdil'in haberine göre bazı dağıtım şirketleri, rafineriden ÖTV’siz aldığı jet yakıtını, uçaklar yerine kaçak yollarla piyasaya sürüyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), neredeyse James Bond filmlerinden çıkma yöntemlerle bu şirketlerin izini sürerek, rafineriden yakıt almalarını engelliyor. Akaryakıt sektörü, vergisel yapısı nedeniyle haksız kazanç peşinden koşanların iştahını kabartıyor. ÖTV’ye tabi olmayan havacılık ve denizcilik yakıtlarını kayıt dışı yöntemlerle piyasaya veren şirketler, litre başına 1.5 lira civarında kâr sağlayabiliyor. Normalde motorindeki ortalama kâr marjı toplam 37 kuruşken, bunun 14.8 kuruşu dağıtıcı, 22.2 kuruşu ise bayiye kalıyor.
Bu şekilde zahmetsiz kâr elde etmek için hayali uçaklara fatura kesmekten, başka ülkede seyir halinde olan gemiye yakıt teslimatı yaptığını iddia etmeye akıl sınırlarını zorlayan yöntemlere başvurulabiliyor. EPDK’dan üst düzey bir yetkili, “En yakın tarihte, şirketin biri Kırıkkale Rafinerisi’nden jet yakıtını Elazığ Havaalanı’na götüreceğim diye almış, teslim yeri orası olarak belirtilmiş. Tankerin birini Manisa’da bir bayiye yıkarken, birini Ağrı Doğubeyazıt’ta yıkarken suçüstü yakalandı. Fatura kesilen uçaklar da hayali uçaklar, öyle bir uçak zaten inmemiş” diyor. Sahtekarlar, jet yakıtını motorinle karıştırarak, denizcilik yakıtını direkt piyasaya verebiliyor.
MİLYONLARCA LİRA
Jet yakıtını uçaklara değil de piyasaya satmanın nasıl bir avantaj sağladığını sorduğumuz EPDK yetkilileri, “Buradaki olay vergi avantajı. ÖTV olmadığı için motorine göre litrede 1.59 lira avantajı var. Sahtecilik yapan şirket diyelim ki 59 kuruşundan vazgeçse, 1 lirayı da kayıt dışı verdiği bayi ile bölüşse 500 kuruşluk avantaj. Bayilerdeki kâr marjı 20 kuruş civarında. Bir anda 20 yerine 500-600 kuruşluk bir kâr olunca, korkunç bir rakam. Sürekli iş makinelerinin tüketimlerini, şehirlerarası otobüslerin tüketimlerini düşünürseniz, şöyle bir örnek vereyim: Sonradan lisansını iptal ettiğimiz bir firma vardı, 13 günlük Tüpraş’tan çekmiş olduğu yakıtın piyasada satışının karşılığı yaklaşık 15 milyon lira” diyor. Jet yakıtı satışlarının izini sürerken Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) ile işbirliği yaptıklarını da anlatan yetkililer, şöyle konuşuyor: “DHMİ ilgili havaalanlarındaki uçaklara verilen yakıtları aylık bazda bize bildiriyor. Şüphelendiklerimizi, müracaat bazında problemli olanları bir de oradan kontrol ediyoruz. Hem Tüpraş ayağından, hem DHMİ ayağından, hem de dağıtım şirketinin bize verdiği projeksiyon ayağından, her noktadan çapraz takip ediliyor. ‘Şu kadar satacağım’ diye almış ürünü, oraya teslim edeceğim diyor, oraya teslim edilmediğine ilişkin done var. Soruşturma bitene kadar ‘jet yakıt ikmalini durdur’ diyoruz.”
'YABANCI HAVAYOLU İLE ANLAŞTIK' DİYORLAR
FATURA kesilmesine rağmen, uçaklara teslim edilmeyen yakıtlar olduğunu ve fiili teslimat yapılmadığı için 20’ye yakın dağıtım ve ihrakiye lisansının iptal edildiğini kaydeden yetkililer, şunları söylüyor: “Firmaların bize vermeleri gereken satış miktarlarını ve müşterilerini gösteren yıllık projeksiyonlar var. Diyelim ki firma Tüpraş’tan dikkat çekici miktarda yakıt istiyor. Tüpraş bize ‘Falan firmanın böyle bir talebi var. Bunu siz değerlendirin’ diyor. Projeksiyonla firmanın talebini karşılaştırıyoruz. Bakıyoruz projeksiyon 450 ton, talep 48 bin ton. Korkunç fark var. Diyoruz ki, ‘Madem bu 48 bini temin etmek istiyorsun, bunu nereye satacağını belgele’. Yakıtın verilmesinde de işi sıkılaştırdık. Dağıtım şirketlerinden bu kriterleri sağlayabilmeleri için anlaşma yaptıkları havayolu şirketinden, o şirketin uçaklarına, uçakların plaka ve tüketimlerine kadar alıyoruz. Daha önce bir kere lisans aldıktan sonraki süreçte denetim söz konusu değildi. Firmalar da buna alışkın olduğu için aynı periyotta bu işler devam eder diye düşünüyorlardı. Fakat şimdi orada bariyere takılıyorlar. Elazığ Havalimanı’nda ‘50 bin ton akaryakıt satacağım’ dersen bu inandırıcı değil. Hangi şirketlere satacaksın, hangi uçağa satacaksın. Bunu oradan teyit ediyoruz. Bazıları getiriyor diyor ki ‘Ben yabancı havayoluyla anlaştım’. Soruyoruz o havayolu şirketine ‘Siz bu şirketten bu kadar yakıt almak için sözleşme yaptınız mı?’ Onun da peşine düşüyoruz. Biz bu hususta yaptırım uygulamaktan çok, tedbir almaya yani malı verdirtmemeye çalışıyoruz. Çünkü aldığı takdirde alıp satıyor. Malı verdikten sonra ceza ya da lisansın iptal edilmesi çözüm değil ki...”
'SATTIM DEDİĞİ GEMİ DÜNYANIN BAŞKA YERİNDE'
EPDK yetkilileri, “Bize pes dedirten bir örnek verebilir misiniz” sorusuna “Denizcilik yakıtlarında bir dağıtım şirketi demiş ki ‘Şu gemiye teslim ettim ürünleri. Faturalar var.’ Gemiye gittik, bu ürünleri aldın mı diye sorduk. ‘Almadım, o tarihte de ben uluslararası karasularındaydım’ dedi. Fatura var ama fiili teslim yok. Gemicinin fatura kaydında da yok. Ayrıca teslim ettiğin günde bu gemi uluslararası sularda başka yerlerde. Nasıl teslim ettin bunu diyoruz orada ip kopuyor. Tabii lisansını iptal ettik ve para cezası verdik” yanıtını veriyor.
İKİ FARKLI MARKER GELİYOR
“ÖTV’siz yakıt katkı sağlıyor mu bu sektörlerin gelişmesine” sorusuna karşılık yetkililer, “Balıkçı teknesine yılda 5 ton teşvik amaçlı yakıt versen, bunu iç piyasaya verse 5 tonda 5 bin lira. Balıkçılıktan kazanacağı kadar kazanır. Bir kısmını da bayi kazanır. Denizcilik Müsteşarlığı o manadaki tekneleri GPRS ile takip ediyor. Gerçekten balığa gitmiş mi, bu kadar kilometre yapmış mı? Onlarla da böyle bir mutabakat içerisindeyiz. Seyrüsefer defteri var gemilerin. Tüm bilgiler giriliyor. Gemiye fatura kesmiş de gemi başka yerdeyse ortaya çıkıyor. Onda da farklı marker uygulamasına geçmeye çalışıyoruz. Bir transit gemiye verilen yakıttaki marker ile yurtiçinde balıkçılık ve diğer amaçlı kullanılan yakıtları birbirinden ayırmak üzere denizcilikte iki farklı marker olacak. Transit kapsamında aldığı yakıtı içeriye verirse yakalarız” diyor.
SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSU
ALDIKLARI tedbirlerde mevzuatı da zorladıklarını vurgulayan EPDK yetkilisi, “Malı verdirtmediğim için bir şirket benimle İlgili Savcılığa suç duyurusunda bulundu. Psikolojik baskı amaçlı olduğunu biliyorum” diyor. Aynı şirketin EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz’ı da Savcılığa verdiğini geçtiğimiz hafta Yılmaz şirket ismi vermeden açıklamıştı.