Merkez Bankası PPK toplantı özeti

TCMB, PPK toplantı özetinde son dönemde açıklanan verilerin dengelenme eğiliminin belirginleştiğini gösterdiğini vurguladı. Diğer taraftan, fiyat istikrarına yönelik risklerin devam ettiği kaydedildi.


Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, "Enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyeler ile maliyet unsurlarının seyri ve fiyatlama davranışlarına ilişkin belirsizlikler önümüzdeki dönem enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir." ifadelerine yer verildi.

Kurulun 6 Mart'taki toplantısına ilişkin yayımlanan özete göre şubat ayında tüketici fiyatları yüzde 0,16 arttı ve yıllık enflasyon 0,68 puan gerileyerek yüzde 19,67 oldu. Yıllık enflasyon enerji grubu hariç alt gruplarda geriledi. Enerji grubunda petrol fiyatlarındaki yükseliş, temel mal enflasyonunda ise döviz kurundaki ılımlı seyrin yanı sıra iç talepteki zayıflama etkili oldu.

Hizmet enflasyonu bu dönemde enflasyona düşüş yönünde sınırlı bir miktar katkı verse de, yüksek seyretmeye devam etti. Bu gelişmeler doğrultusunda, çekirdek enflasyon göstergelerinin yıllık enflasyonu yavaşlarken ana eğilimi ise bir miktar yükselmekle birlikte düşük seviyelerini korudu. Özetle, Türk lirasında yakın dönemde gözlenen ılımlı seyir ve zayıf iç talep koşulları tüketici enflasyonundaki gerilemeyi desteklerken, birikmiş maliyet yönlü baskılar daha olumlu bir görünümü sınırladı.

Gıda ve alkolsüz içecekler grubu yıllık enflasyonu şubat ayında 1,72 puanlık bir düşüşle yüzde 29,25'e geriledi. Söz konusu gerilemeye hem işlenmiş hem işlenmemiş gıda grubu katkı verdi, yıllık enflasyon bu gruplarda, sırasıyla, yüzde 20,18 ve yüzde 39,07 olarak gerçekleşti. İşlenmemiş gıda grubu yıllık enflasyonundaki gerilemede taze meyve-sebze fiyatları belirleyici olurken, bu alt grubun yıllık enflasyonu yüzde 59,75 ile yüksek seyrini korudu.

Enerji grubu fiyatları şubat ayında yüzde 0,75 arttı ve yıllık enflasyon 1,51 puanlık yükselişle yüzde 14,57 oldu. Bu gelişmede uluslararası enerji fiyatlarındaki görünüme bağlı olarak artan akaryakıt ve tüpgaz fiyatları belirleyici oldu.

Temel mal grubu yıllık enflasyonu şubat ayında 1,53 puan düşerek yüzde 21,22'ye geriledi. Bu dönemde, yıllık enflasyondaki yavaşlama eğilimi alt gruplar geneline yayılarak sürdü. Dayanıklı mal grubu fiyatlarında gerileme devam ederken, giyim ve ayakkabı grubu yıllık enflasyonunda zayıf iç talep koşullarına bağlı olarak gözlenen düşüşün yavaşlayarak sürdüğü gözlendi. Diğer temel mallarda da aylık fiyat artışı zayıf seyretti. Özetle, son dönemde temel mal grubu enflasyonunda kaydedilen ılımlı seyirde, Türk lirasındaki görünüm ve iç talepteki yavaş seyrin etkileri izlendi.

Hizmet grubu fiyatları, ocak ayındaki yüksek artışın ardından, şubat ayında görece ılımlı bir artış kaydederek yüzde 0,58 yükseldi. Böylelikle, grup yıllık enflasyonu 0,26 puanlık düşüşle yüzde 15,14 oldu. Yıllık enflasyon kira grubunda yatay seyrederken, diğer alt gruplarda geriledi. Bu dönemde lokanta-otel grubu yıllık fiyat artışı gıda enflasyonu görünümüne paralel olarak yüksek seyretti. Ulaştırma hizmetleri yıllık enflasyonu, talep koşullarındaki seyre de bağlı olarak, kara ve hava yolu taşımacılığı fiyatları öncülüğünde geriledi. Hizmet enflasyonu iç talep koşullarındaki yavaş seyre karşın, gerek maliyet unsurları gerekse geriye doğru endeksleme neticesinde yüksek seviyesini korudu.

'NET İHRACAT BÜYÜMEYE YÜKSEK KATKI VERDİ'

PPK toplantı özetine göre son dönemde açıklanan veriler ekonomideki dengelenme eğiliminin belirginleştiğini gösteriyor. 2018'in son çeyreğinde sanayi üretimi üçüncü çeyreğe kıyasla gerilerken, hizmetler ve inşaat sektörlerine ilişkin göstergelerle birlikte iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın sektörler geneline yayıldığı görülüyor. Yurt içi talep ve ithalattaki yavaşlamaya karşılık mal ihracatı ve turizm talebindeki güçlü seyirle birlikte net ihracatın son çeyrekte dönemlik ve yıllık büyümeye yüksek katkı vermeye devam ettiği değerlendirildi.

Finansal koşullardaki sıkılığın etkisiyle iktisadi faaliyet yavaş bir seyir izliyor. Kamu harcamalarındaki artış, dayanıklı mallardaki vergi indirimlerinin süresinin uzatılması ve kredi hacmindeki kısmı yükselişin ilk çeyrekte yurt içi talepte ılımlı bir toparlamayı desteklediği değerlendiriliyor.

Son dönemde başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere küresel büyüme görünümüne ilişkin yavaşlama sinyallerine rağmen dış talep nispeten gücünü koruyor. Yurt içi talepteki yavaşlamaya bağlı olarak firmaların dış piyasalara yönelme eğilimi ve pazar çeşitlendirme esnekliği mal ihracatını destekliyor. Gecikmeli döviz kuru etkileri, krediler ve iktisadi faaliyetteki yavaş seyir ithalat talebini sınırlıyor, canlı seyreden turizm talebiyle birlikte dış dengedeki iyileşme hızlı bir şekilde devam ediyor. Gelecek dönemde cari dengedeki iyileşme eğiliminin sürmesi bekleniyor.

İş gücü piyasası verileri, iktisadi faaliyetteki yavaşlamayı teyit ediyor. 2018 yılının ekim-aralık dönemi verilerine göre tarım dışı istihdam başta inşaat olmak üzere sektörler genelinde üçüncü çeyreğe kıyasla azaldı, işsizlik oranları yükselişini sürdürdü.

'FİYAT İSTİKRARINA YÖNELİK RİSKLER DEVEM ETMEKTE'

Özete göre bir önceki PPK toplantısını takip eden dönemde küresel iktisadi faaliyette gözlenen ivme kaybı devam etti. Özellikle Avrupa Bölgesi büyümesinde yavaşlama eğilimi belirgin hale geldi. Bu çerçevede, 2019 yılına ilişkin küresel büyüme tahminleri aşağı yönlü güncellendi. Dış ticarette süregelen korumacılık eğilimleri küresel ekonomi politikalarına yönelik belirsizliği artırarak gelecek dönem küresel büyüme görünümüne ilişkin aşağı yönlü riskleri canlı tuttu.

Küresel enflasyona ilişkin, özellikle gelişmiş ülke iş gücü piyasalarındaki olumlu görünüm çerçevesinde ücret kaynaklı yukarı yönlü riskler devam etti. Buna karşılık, küresel büyüme görünümündeki zayıflama eğilimi ve enerji fiyatlarındaki seyre bağlı olarak gelecek dönemde küresel enflasyon baskılarının nispeten ılımlı seyredeceği öngörülüyor.

Küresel büyümedeki ivme kaybının belirginleşmesine bağlı olarak, gelişmiş ülkeler para politikası duruşuna ilişkin görünüm bir önceki PPK dönemine göre bir miktar daha gevşedi. Bu durum gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımları açısından daha olumlu bir görünüm arz ediyor. Ancak, küresel ekonomi politikalarına ilişkin belirsizliğin ve küresel finansal risklerin oldukça yüksek olması portföy akımları üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutuyor.

İthal girdi maliyetleri ve iç talep gelişmelerine bağlı olarak enflasyon göstergelerinde bir miktar iyileşme gözlenmekle birlikte fiyat istikrarına yönelik riskler devam ediyor. Enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyeler ile maliyet unsurlarının seyri ve fiyatlama davranışlarına ilişkin belirsizlikler gelecek dönem enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam ediyor. Bu çerçevede kurul, enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar sıkı parasal duruşun korunmasına karar verdi ve politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 24 düzeyinde sabit tuttu.

'TÜM ARAÇLAR KULLANILACAK'

PPK toplantı özetine göre Merkez Bankası fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecek. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları, para politikası kararlarının gecikmeli etkileri, maliye politikasının dengelenme sürecine vereceği katkı ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecek.

Para politikası duruşu oluşturulurken, maliye politikasına dair esas alınan görünüm fiyat istikrarı ve makroekonomik dengelenmeye odaklı, para politikasıyla eş güdüm arz eden bir politika duruşu içeriyor. Bu doğrultuda, yönetilen/yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamalarının geçmiş enflasyona endeksleme davranışının azaltılmasına yardımcı olacak şekilde belirleneceği varsayıldı. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecek.

Para politikası ve maliye politikası arasında kuvvetlendirilen eş güdümün sürekli ve sistematik bir yapıya dönüştürülmesi yönünde yürütülmekte olan ortak çabaların fiyat istikrarını sağlamaya katkıda bulunması bekleniyor. Bunun yanı sıra, enflasyondaki katılık ve oynaklıkları azaltacak yapısal adımlara devam edilmesi fiyat istikrarına ve dolayısıyla toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacak.

Sonraki Haber