Kur Korumalı Mevduat'ın son maliyeti hesaplandı
AK Parti iktidarı tarafından döviz kurunun yükselişini durdurmak için çıkarılan ancak hem dövizin yükselişine engel olamayan hem de bütçeye büyük yük getiren Kur Korumalı Mevduat hesaplarının güncel maliyeti hesaplandı.
Yeni ekonomi yönetiminin aldığı kararlardan biri de Kur Korumalı Mevduat (KKM) ödemelerinin Merkez Bankası'na devredilmesi oldu. Bu karar Merkez Bankası'nın karşılıksız para basacağı anlamına geldiği şeklinde yorumlandı. Merkez'in para basması durumunda da enflasyonun artacağı ifade edildi. Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi ve Merkez Bankası eski başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara da oluşan tabloyu, gelecekte olaşacak tabloyu ve kar zararı değerlendirdi.
Kara sosyal medya hesabı Twitter'dan yaptığı paylaşımda KKM ödemelerinin MB'ye devredilmesinin karşılıksız para basılacağı anlamına geldiği yorumlarını doğruladı ve şunları söyledi:
“KKM ödemelerinin Merkez Bankasına devredilmesi karşılıksız para basılması (yaratılması) anlamına gelebilir. Nasıl mı? Normalde KKM ödemeleri gider olarak yazıldığından TCMB kârını azaltır. Bir sonraki yıl TCMB Hazine’ye daha az kâr aktaracağından KKM ödemesi gecikmeli de olsa Hazine’ye maliyet bindirir; Hazine de bunu ya borçlanarak ya da vergi toplayarak karşılar.
Bu durumda KKM ödemesi karşılıksız para basmak anlamına gelmez. Diğer bir ifadeyle Merkez Bankası kâr ettiği sürece KKM ödemelerinin TCMB ya da Hazine tarafından ödenmesi arasında çok kritik bir fark olmayabilir. Ne var ki bu argüman zarar durumu için geçerli değil. Kur bu seviyelerde kalırsa bu yıl TCMB’nin KKM ödemeleri yaklaşık 500 milyar TL’ye ulaşacak gibi görünüyor. Bir mucize olmazsa Merkez Bankası ciddi zarar edecek.
TCMB zarar ederse ne olur? Hazine bu zararı karşılar mı? Sanmıyorum. Sadece yedek akçeden 9 milyar TL civarında bir aktarım olur, bu da devede kulak kalır. Zarar muhtemelen bilançoda sonraki yıllara taşınır. Bunun için hukuki bir engel yok. İşte bu noktada karşılıksız para yaratma durumu devreye giriyor. TCMB’nin kur şoku sonrası KKM ödemelerini zarar ederek karşılaması, pratikte KKM ödemelerinin bir karşılığının olmaması anlamına gelir.
Net bir şekilde enflasyonist olur. Dolayısıyla KKM, başlangıçta kur şoklarını emmiş olsa da, belli bir doygunluğa ulaştıktan sonra şok emici değil, kur artışlarının enflasyon üzerindeki etkisini büyütücü etki yapmaya başlıyor. Bu nedenlerden dolayı enflasyon beklentilerinin etkin bir şekilde yönetilebilmesi ve sağlıklı bir para politikasının yürütülebilmesi için KKM’nin tasfiye edilmesi gerekiyor.. Bunun yolu da öncelikle tatmin edici bir parasal sıkılaştırmadan geçiyor.”