Kur korumalı mevduat hesabının maliyetini açıklamayan Şahap Kavcıoğlu protesto edildi

CHP, İYİ Parti ve HDP grubu, komisyonda sunum yapan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu’na tepki göstererek salonu terk etti.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, 2023 yılı bütçesinin görüşmeleri sırasında muhalefet milletvekillerinin talebi üzerine Merkez Bankası’nın kur korumalı mevduatla ilgili sunum yapması kararlaştırılmıştı.

Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, bugün komisyona KKM ve Merkez Bankası’nın çalışmaları hakkında ilgili sunum yaptı ve milletvekillerine bilgi verdi.  

Ancak Kavcıoğlu, Merkez Bankası Kanunu’na atıf yaparak KKM'nin maliyetiyle ilgili açıklama yapmayı reddetti. Bunun üzerine CHP, HDP ve İYİ Parti’nin komisyon toplantısında bulunan üyeleri, Kavcıoğlu’nun tavrını protesto ederek salonu terk etti.

"BÜROKRATİK VESAYET HATTA BÜROKRATİK DARBE İLE KARŞI KARŞIYAYIZ" 
Komisyon üyesi ve HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Turan, konuyla ilgili ANKA Haber Ajansı'nın sorularını yanıtladı. Kavcıoğlu, şu açıklamaları yaptı:

Bence şu anda bir tür skandala sahne oluyor Meclis. Bürokratik vesayet hatta bürokratik darbe ile karşı karşıyayız. Merkez Bankası Başkanı bugün de geldi 'biz bu bilgiyi veremeyiz' dedi. Düşünsenize Türkiye ekonomisinin altında bir saatli bomba var. Bu bombanın patlayıp patlamayacağını, patlayacaksa ne zaman patlayacağını milletin temsil yeri olarak ifade edilen Meclis'te milletvekilleri, halkın temsilcileri bilmiyor, öğrenemiyor. Bu son noktada bu halkın iradesine karşı son derece saygısızlıktır, çok büyük bir saldırıdır.

"BUNU HALK ADINA KABUL EDEBİLMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL"
Milyarlarca TL'lik bir kaynak yoksullardan zenginlerin cebine doğru transfer ediliyor. Çok açık, çünkü KKM’nin esası buna dayanıyor. Parası olanın daha fazla para kazanmasına dayanıyor. Peki biz, bizi buraya gönderen halk adına ya kamunun kaynaklarından Merkez Bankası vasıtasıyla KKM’ye ne kadar paranın gideceğini niye öğrenemiyoruz? Şu anda iktidar bloku da bu bilginin verilmesinin doğru olduğunu söyleyecek kadar demokrasi ile uzak yakın alakası kalmamış durumda. Gerçekten tam anlamıyla skandal ile karşı karşıyayız. Bunu halk adına kabul edebilmemiz mümkün değil. O sebeple ben çok kısa söz aldım. 'Bu tiyatroya ortak olmanın anlamı yok, burada yaşanan çok açık bir bürokratik darbedir ve herhangi bir değerlendirme yapmayacağım, protesto ediyorum ve çıkıyorum’ dedim.

“DALGA MI GEÇİYORSUNUZ, BİZ MİLLET ADINA BURADAYIZ”
Kavcıloğlu’na tepki gösteren CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, toplantıda durmanın anlamının kalmadığını vurguladı ve şunları söyledi:

Bu bilgilendirme toplantısının amacı nedir? Niye kanun her sene 2 kere, Türkiye Büyük Millet Meclisine Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının bilgilendirme yapmasını neden 2 kere istiyor? Neden? Bu laf olsun diye yapılan bir iş değil; Merkez Bankası bağımsızdır çünkü, Merkez Bankası yürütme erkeğinin bir parçası olmakla beraber, bir kurum olmakla beraber daha bağımsız hareket eder ve çok önemli görevleri vardır, fiyat istikrarından sorumludur.

‘Fiyat istikrarı’ dediniz mi, piyasadaki her türlü ekonomik işlemi de kapsar, çok önemli bir konu. Her sene yasama erkine, Türkiye Büyük Millet Meclisine bilgi vererek yürütme erkiyle ilgili bir problem var mıdır, yok mudur, sıkıntısı var mı bu bağımsız kurumun, ekonomi nereye gidiyor, neye ihtiyacı var? Sayın Başkan gelecek burada, yasama erkinde milletvekillerine diyecek ki: ‘Biz şunu şunu yapmak istiyoruz. Ekonominin daha iyi olması için şu tedbirleri almaya çalışıyoruz ancak şunları alamadık. Yürütmeyle böyle bir problemimiz var’ ya da ‘Şunu yaparsanız, yasama olarak kanun çıkarırsanız, bize yardımcı olursanız daha iyi önlemler alacağız, ekonomimizi daha iyi yöneteceğiz’ demek için altı ayda bir yasama organına gelip bilgi verirler. Bu bir istişaredir.

“BİR DEVLETİN MİLLETİNE HESAP VERMEMESİNİN BİR ÖRNEĞİNİ YAŞADIK”
Şimdi, burada Sayın Başkan sunumunu yaptı, bir istişare var mıydı? Neden geçen sene sunumunu yaptı? Burada da sunumu duruyor. Geçen sene faiz indirimi 19,58'miş, tam Eylül ayında, Ekim ayında yapmışsınız sunumunuzu 19,58'miş. Hanginiz anladınız değerli arkadaşlarım, Sayın Başkanım? 19,58'den 85,5'e çıktı enflasyon. Gerekçesi nedir, anladınız mı? Nedir sorun anlayabildiniz mi? Bakın, bugün tarihî bir gün oldu. Bir devletin milletine hesap vermemesinin bir örneğini yaşadık, çok üzüldüm; bunu samimi olarak söylüyorum, çok üzüldüm ve aranızdan bunu destekleyenler de çıkarsa üzülürüm. Ya, ne demek sadece 57'nci maddede var yıl sonunda. Evet, resmî olarak öyle açıklanır ancak yıl içerisinde açıklanır. Siz biliyorsunuz, halka arz yapan şirketlerin SPK'de her üç ayda bir bilançoları, mali tabloları yayınlanır; şeffaftır. Ne demek şirkettir? ‘Şirket olduğu için kâr zararını açıklamaz’ Tam tersine, açıklar. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası en fazla halka açık şirkettir ya! Nasıl bu? Bir de üstelik 1211'de diyor ki: ‘Yılda 2 kere gider, Meclise hesap verir, bütün bunları açıklar’ Ya, dalga mı geçiyorsunuz? Biz millet adına buradayız arkadaşlar ya! Biz gidip cephede ölmeyeceğiz, bu millete hesabını burada vereceğiz, bu sıralarda.

“AHLAKIMIZI, DÜRÜSTLÜĞÜMÜZÜ BURADA GÖSTERECEĞİZ”
Memlekete milliyetçiliğimizi, vatanseverliğimizi, yurtseverliğimizi burada göstereceğiz, ahlakımızı, dürüstlüğümüzü burada göstereceğiz; Allah aşkına, yapmayalım. Sonuçta, bir uygulama var, Hazine ve Maliye Bakanlığı bunun hesabını veriyor ya. Geçenlerde açıkladı, o Merkez Bankasının olmadığı ve açıklayamadığı toplantıda ‘1 milyon 279 bin hesap var, bunun da bedeli şudur’ dedi. Toplam olarak açıkladı. Bunun ne kadarının Merkez Bankası'na ait olduğunu da açıkladı. Buradan çok daha fazla bilgi verdi Maliye Bakanlığı; kendisine ait olan bölümü de açıkladı. Ne vardı bunda?


Ya, sonuç olarak, ‘kur korumalı mevduat hesabı’ dediğimiz, parası olan o 1 milyon 279 bin hesap var ya, bu hesaplar belki 500 bin kişiye aittir. O, hesap sayısıdır, belki 500 bindir, belki 1 milyondur. 1 milyon kişinin hesabına bütçeden bir transfer yapılıyor. Geçen, en son Maliye Bakanının açıkladığı 94 milyardı. Alınmayan kambiyo kârları var, kambiyo kârlarının vergisi var geçen yıldan beri, bir de ilaveten onlar var. Herhâlde 30-40 milyar da onlar tutuyor yani 100 küsur milyara geliyor, 130-140 milyara. Yıl sonu itibarıyla bu rakam büyüyecek. Sonuçta, devlet bütçesinden belki en fazla 1 milyon kişiye, 1 milyon hesap sahibine bir aktarmada bulunuyor. Bunun hesabını sonuçta soruyoruz. Niye Merkez Bankası bunun hesabını veremesin? 57'nci madde öyle diyor ama her zaman için bunu açıklar. Biz geçmiş yıllarda kanun çıkardık burada, hatırlamıyor musunuz? Kârların, Merkez Bankası kârının şeye devri diye öncesinde. O zaman bilmiyor muyduk? Kârın ne olduğunu biliyorduk öncesinde; gizli falan demedi kimse.

“DALGA MI GEÇİLİYOR BİZİMLE”
Hatırlıyorsunuz, hiç kimse gizli demedi. Burada biz Ekim ayında çıkardık o kanunları, 2 kere çıkardık üst üste. Niye o zaman gizli değildi de şimdi gizli, dalga mı geçiliyor bizimle? Ya, bunun gerekçesini ben şöyle anlıyorum: Merkez Bankası Kanunu'na, 1211'e göre, evet, 4'üncü maddesinin g fıkrasına göre ‘Finansal sistemde istikrarı sağlayıcı ve para ve döviz piyasaları ile ilgili düzenleyici tedbirleri almak" Evet, dediğiniz gibi Sayın Başkanım, orada şey yaparsınız, döviz hesaplarını, döviz tevdiat hesaplarının TL'ye geçmesiyle ilgili bir düzenleme çıkarırsınız, kur korumalı mevduat hesabı; tamam, geçirirsiniz ancak üstüyle ilgili, bunun dövizi aşan miktarıyla ilgili ‘Ben teminat veriyorum, üstünü ben ödeyeceğim’ diyemezsiniz. Niye diyemezsiniz? O da Merkez Bankası Kanunu'nun 1211'in 56'ncı maddesinde vardır. 

‘Banka, bu Kanunla yetki verilen işlemler dışında avans veremez... Kefil olamaz ve doğrudan kendisi ile ilgili işlemler dışında teminat veremez.’ Siz kefil oluyorsunuz, teminat veriyorsunuz. Bu, kur korumanın mevduat hesabıyla ilgili yaptığınız işlem, bir kere, yasaya, kendi yasanıza aykırıdır; yanlış işlem yapıyorsunuz. Bana göre bu nedenle de açıklamıyorsunuz. Yoksa bunun açıklanmayacak hiçbir tarafı yoktur. Geçmişte açıklandı, kârınız yıl sonundan önce açıklandı; biliyorduk, ona göre kanun değişikliği yaptık 2 kere burada. Evet, tutanaklarda var. Bu sefer de hiçbir sakıncası yoktur, bütün şirketler kârlarını açıklayabilir; kârlarını resmî olarak açıklamaları yıl sonundadır, 75'nci maddede öngörülen odur, resmî açıklama öyle yapılır ama onun haricinde her zaman bir şirket kârını günlük, saatlik hesaplayabilir ve açıklayabilir, hiçbir sakıncası yoktur.

Ya, onun haricinde, bir gizlilik varsa, arkadaşlar, gizli oturum talep ederiz, yaparız yine. Milletten neyi saklıyoruz ya? Devletin nesini milletten saklıyoruz? Allah aşkına ya! Buna nasıl evet diyebiliriz? Devletin nesini bu milletten saklıyoruz biz? Nasıl bunu savunabiliriz? Ancak Sayın Başkanım, buna müsaade etmemesi gereken sizsiniz öncelikle 1'inci partinin Başkanı olarak ve değerli arkadaşlarımdır; öncelikle bu sorumluluk sizdedir, bu Meclisin itibarını koruma sorumluluğu sizdedir, saat o saattir.

Yılmaz, şunları söyledi:

“BEN SİZİN YANLIŞLARINIZA BURADA ŞAHİTLİK EDEMEM”
Bundan bir süre önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bir torba kanun geldi. Bu torba kanunun maddelerinden birisi de KKM ile ilgili düzenlemenin süresinin bir yıl daha uzatılmasıyla ilgiliydi. O aşamada biz milletin temsilcileri olarak karar vermeden önce neyle karşı karşıya olduğumuzu, bunun maliyetinin ne olduğunu öğrenmek istedik. Hazine bunu açıkladı ama Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası bunu açıklamadı. Biz komisyona Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’ndan bir yetkilinin gelerek bize bilgi vermesini istedik. Uzun beklemeden sonra bir yetkili geldi fakat bize ‘Ben bu konuda size bilgi vermeye yetkili değilim. Mevzuat buna izin vermiyor’ gibi bir söz söyledi. Biz de bunu protesto ettik. Ve dedik ki: ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Merkez Bankası milleti temsil eden milletvekillerine nasıl bilgi veremez.’ Başkana araya girmesini söyledik, ‘Ya bu arkadaşı buradan çıkart, toplantıya ara ver ve ondan sonra ilgili makamı, üst makamı çağır o bize bilgi versin’ dedik ama başkan böyle bir şey yapmadı. Bizde buna tepki olarak o zaman da komisyonu terk ettik.

Bugün geldiğimiz noktada sayın başkan bir sunum verdi. Sunumdan sonra eleştiriler, tartışmalar aşamasında komisyon başkanı, ‘Daha önce bu konuda verilmeyen bilgiyi siz de vermediniz. Acaba bu konuda söyleyeceğiniz bir şey yok mu’ dedi. Ama Merkez Bankası bize yarım saat bir diskus çekti ve içinde yine hiçbir şey söylemedi. Bazı yanlışlarına da beni eski Merkez Bankası Başkanı olarak şahit gösterdi. Ben de orada tepki gösterdim. ‘Ben sizin yanlışlarınıza burada şahitlik edemem’ dedim. Geldiğimiz nokta itibarıyla millet adına sorduğumuz soruya cevap alabilmiş değiliz.

“BİLGİYİ ALAMAYINCA NEYE GÖRE TARTIŞMA YAPACAĞIZ O DA BELLİ DEĞİL. O NEDENLE KOMİSYONU TERK ETTİK”
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kanununda, yasasında böyle bir şey söz konusu değil. Merkez Bankası her gün karını da zararını da hesaplıyor. Anında her şeyi ortaya çıkartabilir. Ama böyle bir mazeretin arkasına sığınarak bunu açıklayamayacaklarını söylediler. Mademki bunun böyle olduğuna inanıyorsunuz biz gizli bir toplantı istiyoruz, bu gizli toplantıda milletin milletvekiline, Meclis’ine bu bilgi verilmeli dedik, bunu kayda geçirdik ve ondan sonra burada kalmanın bir faydası yok çünkü istediğimiz bilgiyi alamayınca neye göre tartışma yapacağız o da belli değil. O nedenle komisyonu terk ettik.

“BUNU TOPLUMLA PAYLAŞMAKTAN KORKUYORLAR. O NEDENLE BU RAKAMI BU VERİYİ BİZİMLE PAYLAŞMADILAR”
2021 yılı aralık ayının 20’sinde KKM’ye karar verildikten sonraki gelişmeleri Merkez Bankası’nın bilançosunda, değerleme hesabındaki gelişmeleri gün gün gösteren bir grafik paylaştım. Bugün itibariyle bu değerleme hesabının geldiği rakam 350 milyar TL’ye yakın. Merkez Bankası’nın 60 milyar dolar bir pozisyon açığı var. Türk lirası, dolara karşı 1 lira kaybetse bu 60 milyar TL eksi yazar. Bunun içinde altın var. Altından da kaybolan miktarlar buraya yazılıyor. Dolayısıyla 350 milyarın açık pozisyondan oluşan kaybı altın değerlenmesinden dolayı fiyatı hareketlerinden dolayı ortaya çıkan durumu artı veya eksi koyduktan sonra içinden çıkardığımızda ortaya kalan rakam çok büyük bir rakam oluyor. Herhalde bunu toplumla paylaşmaktan korkuyorlar. O nedenle bu rakamı bu veriyi bizimle paylaşmadılar diyorum.
Naci Cinisli ise şunları söyledi:

“MERKEZ BANKASI BAŞKANI PARTİLİ DEĞİLDİR”
Sayın başkanın buraya gelişine gazetecilerin ilgisinden de görüyoruz ki çok normal bir durum yok ortada. Bütçeden sonra gelmesi tabi ki doğru değil. Sayın başkan o kadar yetersiz bir sunum yaptı ki ve bir AK Parti sözcüsü gibi maalesef konuştu. Kanunla belirlenmiş olan bağımsızlık ilkesini de çiğniyorlar. Merkez Bankası Başkanı partili değildir. Bir parti görevlisi de değildir. Bir parti sözcüsü, iktidar sözcüsü de değildir. Kendisinin belirlediği, belirleyeceği politikaları bize anlatması gerekirdi. Bizim sorularımıza cevap vermesi gerekirdi. Fakat okuduğu metinden anlıyorum ki AK Parti ekonomiyle ilgili kurmaylarına bir metin dağıtmış ve bu metni bir ay boyunca bütçe görüşmelerinde neredeyse cümlesi cümlesine dinlemiştik zaten, farklı bir şey duymadım. Aynı metin tekrar edildi.

“BUGÜN ASKERİ VESAYET YERİNE BİR BÜROKRATİK VESAYET GELMİŞTİR”
Çok üzgünüm, bugün tekrar Meclisimize bir itibar, bir haysiyet suikastı yapıldı. Biz askeri vesayetten kurtulduk diyoruz, askeri vesayetin sıkıntılarını Türkiye Cumhuriyeti Devleti senelerce yaşadı. Fakat bugün askeri vesayet yerine bir bürokratik vesayet gelmiştir. Bugün bir bürokratik vesayet altında siyaset eziliyor, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iradesine ipotek konuluyor. Bundan dolayı çok büyük üzüntü duyuyorum milletin emanetini alıp Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde hakkıyla taşımaya çalışan bir milletvekili olarak. Burada sorulan sorulara cevap verilmemesini kınıyorum. Milletvekilimiz Durmuş Yılmaz’ın bir teklifi oldu: ‘Gizli oturum yapalım, gizli oturumda bu rakamları bize açıklayın’ diye. Bu rakamları açıklayamamaları ayıplarını örtme çabasıdır, başka bir şey değildir. Bütçeden, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin toplanan vergilerinden bir azınlığa sermaye aktarımı yapılıyor KKM denen uygulamayla. Biz buna da karşıyız hem ekonomik olarak hem de vicdani olarak yanlış bir uygulama olduğunu düşünüyoruz. Bu toplantıyı da terk etmekten başka bir çare bulamadık. Buradaki öncelikli amacımız Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ve milletimizin haysiyetini üstte tutmaktı, korumaktı. Yoksa orada oturup dinlemek kolaydı. Bizim milletimiz adına yapmamız gereken bu muameleyi protesto etmekti ve bunu yaptık.

“ŞU ANDA SARAY MECLİS’E MEYDAN OKUYOR”
Türk ekonomisini dolara endekslemiş oluyorlar. Türk ekonomisini aslında Amerikan Merkez Bankası’nın insafına terk etmiş durumdalar. Bununla ilgili cevaplar alamadığımız gibi bize açıklanan döviz rezervlerinin detaylarıyla ilgili de bir cevap alamadık. Afaki bir döviz rezervi rakamı verildi. Ne kadarı swap ne kadarı diğer borçlardır bununda cevabını alamadık. Şu anda saray Meclis’e meydan okuyor.

Sonraki Haber