Hükümetin "yastık altı altın" hamlesine tepki
Hükümetin yastık altındaki altını ekonomiye kazındırmak için attığı adıma kuyumculardan tepki geldi.
Hükümetin hayata geçirmek istediği 'altın tahvili' ve 'altına dayalı kira sertifikası' sistemine İzmir Kuyumcular Odası Başkanı Turgay Baransel tepki gösterdi. Baransel, sisteminin bankalara yarayacağını savunurken düzenlemeyi eleştirdi. Kuyumcu Ali Bayramoğlu ise bu sistemin yastık altı mantığının yerini alamayacağını öne sürdü.
Bireysel tasarrufu arttırmak için sürdürülen girişimler kapsamında Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, yastık altındaki altınları ekonomiye kazandırmak amacıyla 'altın tahvili' ve 'altına dayalı kira sertifikası' olmak üzere 2 yeni güvenli yatırım aracını finansal sisteme katacaklarını açıkladı. Finansal sisteme derinlik kazandırması beklenen yatırım araçlarının, vatandaşların yastık altı denilen altın birikimine ilave getiri sağlaması hedeflendi.
Hükümetin altın yatırımı ile ilgili attığı bu adım kuyumcu esnafında ise rahatsızlığa neden oldu. İzmir Kuyumcular Odası Başkanı Turgay Baransel, yapılacak düzenlemeyi eleştirerek, sistemin kuyumcu esnafına zarar vereceğini, bankalara yarar sağlayacağını söyledi. Kuyumcuların yapılan bu düzenleme ile zor günler geçireceğini ifade eden Baransel, altın üzerinden yapılan tahvilin halka da zarar vereceğini belirterek, şöyle dedi:
"Yaptılar da ne oldu insanları zarar ettirdiler. Banka altını alırken düşük değerle alıyor. Tahvili bozacağı zaman da piyasanın altında değer biçiyor. Bankalar kuyumcu gibi olamazlar. Kuyumcuya bugün aldığınız ürünü aynı değerden bozdurursunuz. Bunu bankaya yatırdığınızda ise verdiğinizde ayrı işlem aldığınızda ayrı işlem görürsünüz. Kendi paranızı bile bankadan çekerken bir sürü komisyon ödüyorsunuz."
KUYUMCUYA BİRER KİLO ALTIN VERİLSİN
Halkın evinde tuttuğu ve yastık altı olarak adlandırılan altın birikimini sisteme dahil etmek üzere atılan, 'Altın tahvili' ve 'altına dayalı kira sertifikası' adımının faydasız olduğunu savunan Baransel, bunu bankacıların istediğini ileri sürdü. Kuyumculuk kanunu çıkartılması için çalıştıklarını, ancak henüz sonuç alamadıklarını anlatan Baransel, şöyle konuştu:
"Bizim sektör temsilcilerimiz var. Ama kimsenin haberi yok. Türkiye'de kuyumcular teşkilat sorumlusu olarak bundan benim haberim yok. Mesleğin önde gelen şehirlerinin odaları olmadan İzmir, İstanbul, Ankara, olmadan bu karar nasıl alınır? Teşkilat sorumlusunu çağırmadan bankaların isteği ile bu altın tahvilini çıkardığınız zaman 45 bin esnafı mağdur edersiniz. Atölyeler kapanıyor. Milleti altına döndürün deniyor ama devletin kasasında tonlarca altın yatıyor. Esnafa 50 bin lira verildiği gibi kuyumcuya da birer kilo altın verilsin. Altın olarak ödeyelim. Bizde iş sahası açalım, istihdam sağlayalım. Gençlerimize meslek öğretelim."
Altın tahvili sisteminin kendilerini zor durumda bırakacağını, bunun için gerekli önlemleri alarak çeşitli girişimlerde bulunacaklarını söyleyen Baransel, "İzmir'i yaşanabilir bir hale getirmeye ve İzmir'in en büyük açık hava çarşısı olan esnafın siftahsız kepenk kapattığı Kemeraltı'nı canlandırmaya çalışırken, bunların yapılması doğru değil. Kuyumcu, vergi verecek, sigorta ödeyecek, kira ödeyecek, istihdam sağlayacak ama kazanan bankalar olacak. Bu böyle olmaz" dedi.
MÜŞTERİ ZARARA UĞRUYOR
Kemeraltında kuyumcu Süleyman Efe Soysal, halkın harcama ya da yatırım yapmasına müsaade edecek bir ekonomik durum ve istikrarın olmadığını öne sürerek, şöyle devam etti:
"Bankalar alım satım yaparken vatandaşları zor duruma sokuyor. Kuyumcuların alım satım fiyatları bellidir. İki değişik kuyumcuya giren vatandaş bunu anlar. Ancak bankalarda işlemler farklı. Nasıl kredide faiz oranları farklıysa altın tahvilinde de farklılıklar var. Müşteri bunun hesabını bilmediği için zarara uğruyor. Kaldı ki bu bizim burada kredi vermeye başlamamıza benziyor."
MEMNUN OLMAYANLAR YASTIK ALTINA DÖNÜYOR
Kemeraltı çarşısındaki dükkanlarında 3'üncü kuşak olarak kuyumculuk yapan Ali Bayramoğlu ise altın hesabını tercih eden müşterilerinin memnuniyetsizlik nedeniyle yeniden yastık altına dönmeye başladığını belirterek, şöyle dedi:
"Bankalar altın hesapları açtırmaya başlayalı 6-7 yıl oldu. İlk açıldığında bazı vatandaşlar bu yatırım aracını kullanmaya başladı. Altınını bozdurup yatıranlar oldu. Fakat son 1.5 - 2 yıldır müşterilerimizden memnuniyetsizliklerini belirtenler oluyor. Çünkü bu yatırım şekli tam olarak yastık altı olmuyor. Yastık altına attığınız yatırımı en zor zamanınızda tekrar çıkartır kullanırsınız. Ancak, banka hesabında 150 gram altını görüyorsun. Bugün kredi kartı ödemende sıkıştın. 500 lira eksik kaldı. Bu hesaptan harcıyorsun, 2-3 gram bozduruyorsun, bir yakının sıkışınca ona yardım ediyorsun. Bu hesaptan harcaya harcaya yatırımını eritiyorsun. Benim bir müşterim 230 gram altından 150 gram altını kalmış. Keşke bankaya koymasaydım diyor. Bu devlete, bankaya yarayan ve vatandaşa yaramayan bir atılım. Bunu anlayanlar yastık altına geri dönüş yapmaya başladı. Yaşlı teyzem 4-5 bileziğini kocasından bile saklardı. Şimdi saklanamıyor çünkü hesapta direk görüyorsunuz. Harcamaya daha müsait. Altın yatırımı arsa yatırımı gibidir. Uzun vadeli yatırım yapmak gerekir."