Hükümet düğmeye bastı; destekler %50 artacak
Et fiyatlarına çözüm arayan hükümet, yerli üreticiye verilen destekleri %50 arttırma kararı aldı.
Et ve Süt Kurumu (ESK) etteki fiyatı düşürmek için ithal et getirip, marketlerde reyon kiralayıp, satış yapmaya hazırlanırken, hükümet de destekleri artırma yolunda. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, yerli üretimi artırmak için küçükbaş hayvancılığa verdikleri destekleri yüzde 50 artıracaklarını ifade etti. Daniş, bu yolla Türkiye’nin küçükbaş hayvan sayısının da yüzde 50 artırılmasının hedeflendiğini dile getirdi.
Müstakil Sanayiciler ve İş adamları Derneği (MÜSİAD) 97’ncisini düzenlediği Genel İdare Kurulu toplantısını Aksaray’da gerçekleştirdi. Toplantıya; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, Aksaray Milletvekili İlknur İnceöz, Aksaray Vailisi Aykut Pekmez, Aksaray Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgı, MÜSİ- AD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, MÜSİAD Aksaray Başkanı Eyüp Dağdaş ve Aksaray Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Koçaş’ın yanı sıra MÜSİAD Şube Başkanları ve üyeleri katıldı.
Toplantıda MÜSİAD’ın gıda, tarım ve hayvancılık konusunda sorun ve çözüm önerilerinin yer aldığı ve 31 şube ve temsilciliğinin katılımıyla hazırladığı “İyi Ekonomide Gıda, Tarım ve Hayvancılık” kitapçığı bakanlık temsilcilerine verildi.
Toplantıda konuşan Bakan Yardımcısı Daniş, sanayi devriminin ardından yaratılan tüketim toplumuyla birlikte tüm dünyanın tarımı geri plana attığını dile getirdi. Dünyanın bu yanlıştan çabuk döndüğünü kaydeden Daniş, “2. Dünya Savaşı’nın ardında Avrupa’da tarım arazileri birleştirildi. Biz ise bunu başaramadık. Ayrıca arazilerimizi suyla da buluşturamadık. Toprakların miras yoluyla bölünmesinin önüne Ak Parti Hükümeti geçti” dedi. Tarımın vazgeçilemeyecek bir sektör olduğunu ifade eden Daniş, kendi gıdasını üretemeyen ülkelerin tam bağımsız olamayacağını savundu.
Türkiye’nin tarım alanı varlığı konusunda dünyada 15’inci sırada olduğunu anlatan Daniş, şöyle devam etti: “34.5 milyon hektar alanda tarım yapıyoruz ama yapısal sorunlarımız var. Bir çiftçimizin toplan tarım yaptığı alan 60 dekar. O da tek parselde değil. Avrupa’da bir çiftçi en az 110 dekar alanda tarım yapıyor. Hedefimiz 2023 yılına kadar toplulaşma işini çözmek. Aynı zamanda parsel büyütme çalışmamız da var. Öte yandan 8.5 milyon hektar arazimizi suyla buluşturacağız.”
Türkiye’de büyükbaş hayvan etinin daha fazla tercih edildiğini dile getiren Mehmet Daniş, küçükbaş hayvan etinin tüketiminin artırılması gerektiğini belirtti. Küçükbaş hayvana verilen devlet desteğinin yüzde 50 oranında artırılacağını vurgulayan Daniş, bu yolla küçükbaş hayvan varlığının da aynı oranda artırılmasının hedeflendiğine dikkat çekti.
“Hayvan sayısı yüzde 50 artmazsa, et fiyatları düşmez"
Son dönemde kamuoyunu sıkça meşgul eden et fiyatlarıyla ilgili konuşan MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Kaan, küçükbaş hayvan sayısında yüzde 50 artışın sağlanamaması halinde fiyatların düşmeyeceğini savundu.
Hayvancılıkla ilgili verilerin tam anlamıyla tatmin etmemesine karşın, sektörde sevindirici gelişmeler yaşandığını söyleyen Kaan, “Yerli et üretimini artırmak noktası, bu gelişmelerden biri. Ette ithalatın son bulması fikrini önemsiyoruz. Çünkü ilk etapta bizim kendi tüketimimizi karşılayıp, ardından ihracatımızla dünyadaki önemli et üreticilerinin karşısındaki yerimizi almalıyız. 2016 yılında Türkiye’de 14,3 büyükbaş, 44 milyon ise küçükbaş hayvan bulunuyordu. Bu sayıyı mümkün olduğunca artırmalıyız. Et ve süt sektörü birbirinin ayrılmaz parçasıdır. Süt hayvancılığında kombine ırklara geçilerek, daha verimli süt ve et ihtiyacını karşılayabiliriz. Uluslararası piyasalarda etkin bir aktör olarak yer almak üzere, geçen sene süt ürünlerinde uygulanan ihracat desteğinin devam ettirilmesini özellikle tavsiye ediyoruz” diye konuştu.
“Tohumları sertifikalandırmak şart”
2016 verilerine göre son 10 yılda gıda, tarım ve hayvancılık ürünleri ihracatının 8 milyar dolardan 16,2 milyar dolara yükseldiğini anlatan Kaan, gelecek 10 yılda ise bu rakamı 40 milyar dolara yükseltme hedefi olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin doğal tohum ve embriyo açısından oldukça zengin olmasının, doğal organik tarımda önemli bir fırsat olduğunu belirten Kaan, şunları anlattı:
“4000 civarında endemik tohum ve lezzet çeşitliliğimiz üzerinden yapılacak organik tarım, ekonomimize farklı bir boyut ve katma değer sağlayacaktır. Aynı zamanda organik tarımda biyo-çeşitlilik sağlanmalı ve bunu sürdürülebilir bir hale getirilmeliyiz. Bunu başardığımızda, kalitesiyle diğer pazarlara göre çok daha ileride olan memleketimizin ürünleri, uluslararası pazarda rekabet edebilecektir. Bunun için de, ürünlerimizi ve tohumlarımızı sertifikalandırmak zorundayız.”
"Akıllı tarıma önem vermeliyiz"
Küresel pazarda yer almak için arazi ve iş gücü verimliliği, pazara yönelik ve pazarın beklentilerine göre organize olmuş ‘akıllı tarım’ uygulamalarına önem vermek gerektiğini ifade eden MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Kaan, “Daha önce gelmiş olan ‘Makro Havzalar Modeli’ açılımının bir versiyonu mesafesinde kalan ‘Milli Tarım Projesi’nin ötesinde, felsefesi, vizyonu, kalkınma planı ve programı olan köklü bir reform söz konusu olmalı. Hem konvansiyonel tarım hem de fonksiyonel tarım yaklaşımını bir arada kurgulamak zorundayız. Dışa bağımlı kaynaklarda rasyonel ve rekabetçi bir bakış açısıyla planlanacak verimliliği önceleyen teşvik politikasıyla konvansiyonel; doğal/yerli kaynaklarda ise milli ve destekleyici bakış açısıyla planlanacak ürün çeşitliliğini önceleyen teşvik politikalarımızla da fonksiyonel tarımı bir arada kurgulamak zorundayız. Bu, ülkemizi uluslararası rekabete hazırlıklı kılacaktır” dedi.