Emeklilikte yaşa takılanlara kötü haber !
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Müezzinoğlu, emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili net konuştu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Emeklilikte yaşa takılan vatandaşlarımızın sabırla o yaşını tamamlamalarını öneriyoruz ve bunun dışında bir düzenleme yapamayacağımızı ifade ediyoruz." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, vergisini düzenli ödeyen mükelleflere vergi indirimi, Ahilik Sandığı kurulması, yabancılara konut ve iş yeri satışlarında KDV istisnası, TEDAŞ ve tarımsal kredi alacaklarını yeniden yapılandıran düzenlemeleri de içeren Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerindeki görüşmeler devam ediyor.
Teklifin birinci bölümünün görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Müezzinoğlu, emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili açıklamaları son derece net yaptıklarını belirterek, "Özellikle bizdeki emeklilik yaşı şu an itibarıyla ortalama 52. OECD ülkelerinin ortalama emeklilik yaşı ise 72. Yaptığımız düzenlemeyle bunu 2036'ya kadar erkeklerde 60 yaşına, kadınlarda da 58 yaşına dönüştürecek bir yolculuk yapılıyor." diye konuştu.
Bakan Müezzinoğlu, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla, emeklilikte yaşa takılan vatandaşlarımızın sabırla o yaşını tamamlamalarını öneriyoruz ve bunun dışında bir düzenleme yapamayacağımızı ifade ediyoruz. Ama emeklilikle ilgili çalışma gününü doldurup da şu anda çalışmayanlar sosyal güvenlik kapsamı dışında kalıyorlar ve sağlık hizmeti alamıyorlar. Onlarla ilgili bu kanun tasarımızda, bu 53 liralık gelir testine tabi olmadan GSS primini ödeyerek onlar da bu ara dönemde sağlık hizmeti alabilecekler ama yaşlarını beklemekle ilgili şu anda bir düzenlememiz ve çalışmamız söz konusu değil."
Büyükanne projesi
İş dünyasından gelen talep üzerine, doğum yapan anneye, çocuğu 6 yaşına gelinceye kadar yarım gün çalışma hakkı tanıdıklarını hatırlatan Müezzinoğlu, bundan dolayı kadın istihdamında sorunlar yaşanabileceğinin değerlendirildiğini belirtti.
Büyükanne projesine ilişkin Müezzinoğlu, "Bizim toplumsal kültürümüzde büyükanne kültürü olduğu, proje bazlı çalışma yapılabileceği konusunda değerlendirmeler yapıldı ve bunu sanayi odalarımız, ticaret odalarımız, sendikalarımız, işveren sendikaları ve işçi sendikalarıyla yaptığımız değerlendirmelerden sonra bir pilot uygulama, proje şeklinde başlattık." ifadesini kullandı.
Müracaatları pazartesi günü sonlandırdıklarını belirten Müezzinoğlu, "Müracaatlarda hak edebilen, bu kapsam içine girebilecek sayı 31 bin 262. Burada annenin 2 asgari ücretten az geliri olma, ailenin de total gelirinin 3 asgari ücreti geçmeme, büyükannenin sağlık durumu gibi kriterlere göre bu 31 bin 262 kişi aşağıdan yukarı doğru sıralandırılarak 6 bin 500 aileye bu hakkı tanıyacak, 10 ilde bu pilot uygulamayı değerlendirecek bir yıllık bir pilot uygulama. Bu pilot uygulamayla ilgili işçi sendikalarımız, TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ'in de katkıları var." diye konuştu.
Bunun maliyetinin yüzde 50'sini sendikaların, işverenlerin ve odaların, yüzde 50'sini de İŞKUR'un üstlendiğini aktaran Müezzinoğlu, projenin, bir yıllık pilot uygulama olarak şekilleneceğini söyledi.
"Herkes kendi tercihini kendi yapar"
Muhtarlarla ilgili SGK primleri konusunda bir talep olduğunu anımsatan Müezzinoğlu, bu konuda yaptıkları genel çalışmayı Başbakan Binali Yıldırım'a sunduklarını ve konunun hükumet bazında değerlendirileceğini kaydetti.
Halk oylaması için kapı kapı gezdiğini anlatan Müezzinoğlu, "Herkes kendi yolunu kendi seçer. Dolayısıyla televizyonlar da serbest, kapılar da serbest, sokaklar da serbest, caddeler de serbest. Her tarafta her vatandaşa herkes ulaşabilir." dedi.
AK Parti iktidarının bugünlere millete güvenerek geldiğini vurgulayan Müezzinoğlu, "Millete kimin güvenip güvenmediğini burada, bu kürsüde gördü bu millet. Bu meydanda kürsü işgaliyle kimin güvenip güvenmediğini millet gördü. Milletten korkan biri varsa belli, millet biliyor onu." ifadesini kullandı.
Tarımdaki üretim artışına da değinen Müezzinoğlu, "Hangi kalemi alırsanız alın, ister 2002'ye göre alın, ister 2007'ye göre alın, ister 2010'a göre alın, ister bir yıl öncesine göre alın; bu alanda üretim artışı var mı yok mu? Üretim artışı olduğuna göre burada öyle veya böyle belirli kazanımlar da vardır." diye konuştu.