Dolar/TL'deki yükselişin 3 nedeni açıklandı
Sektör temsilcileri, dolar/TL'de uzun süredir devam eden rekor serisinin 3 temel sebebinin olduğunu açıkladı. İşte Doalr'a Türk Lirası karşısında rekor üstüne rekor kırdıran o 3 neden...
Yeni haftaya da zirvede başlayan ve Türk Lirası karşısında yeni rekor seviyelere imzasını atan piyasaların dört gözle beklediği Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın Temmuz ayı faiz kararı açıklandı. TCMB Para Polikası Kurulu bugün toplandı ve Temmuz ayı için politika faiz kararını açıkladı. Buna göre Para Politikası Kurulu politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 15’ten yüzde 17,5 düzeyine yükseltti. Ancak faiz artışı yine beklentilerin altında kaldı. AA Finans ve Reuters anketine katılan ekonomistler politika faizinin 500 baz puan artırılarak yüzde 20'ye çekileceğini tahmin ediyordu.
Bu hafta içerisinde Dolar 27,23 TL'ye, Euro/TL 30,66 TL'ye, Gram altın da 1.715 TL'ye çıkarak tarihi zirvesini tazeledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimi kazanmasının ardından Türk Lirası (TL) dolar karşısında tüm zamanların en düşük seviyesini gördü. 14 Mayıs günü 20 lira bandını aşan dolar kurunun, Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğuna devralmasının ardından yükselişi hızlandı.
Peki Dolar kuru neden yükseliyor ? İşte uzman isimlerin açıkladığı 3 neden
Dolar kuru haftalık bazda yüzde 2,8, yıllık bazda ise yüzde 44 yükselerek rekor tazelerken, sektör temsilcileri döviz kurlarındaki bu yükselişin nedenini açıkladı.
Buna göre piyasa uzmanları bu yükselişi şu üç nedene bağladı:
Merkez Bankasının artık dolar satmayıp TL sıkılaştırma yapmaması,
Kur Korumalı Mevduat dönüşlerinin dövize gelmesi,
TL mevduat faizlerinin düşerek cazibesini yitirmesi.
TL'de likidite bolluğunun olması
Merkez Bankası, daha önce piyasaya müdahale ettiğinde dolar satıp sistemden TL çekiyordu. Ve bu, sistemin net fonlama ihtiyacını artırıyordu. Son dönemde ise dolar satmadığı için hatta ara ara alım yaptığı için Merkez Bankası sistemden TL çekmemeye başladı. Merkez Bankası net fonlaması da bu sebeple eksiye düştü.
Buna göre, net fonlama, 26 Aralık 2019’un ardından ilk kez negatife geçti. 14 Temmuz’da -43 milyar lira, 17 Temmuz'da -122,5 milyar lira ve 18 Temmuz'da ise -176,5 milyar liraya ulaştı.
Böylece net fonlama verilerinin yayımlanmaya başladığı 2011 yılından bu yana en düşük seviye de görülmüş oldu. Merkez Bankasının net fonlaması, Haziran'ın ilk haftasında 688,7 milyar liraya ulaşmıştı.
Bunun yanı sıra M2 para arzı da hızlı yükselişe geçti. Yine Merkez Bankası haftalık verilerine göre 7 Temmuz itibarıyla M2 para arzı 10,9 trilyon liraya ulaştı. Mayıs sonunda 9,4 trilyon lira, Haziran başı ise 9,5 milyar lira seviyesinde olan M2 para arzı son bir ayda ise yüzde 15'in üzerinde bir artışa işaret etti.
TL mevduat faizlerinin %30’un altına inmesi
Bankacılık sektörü kaynaklarının verdiği bilgiye göre bu hafta TL mevduat faizleri yüzde 30’un altına indi.
Haziran başında yüzde 40-42 seviyeleri konuşuluyor hatta yüksek meblağlı tasarruflara ise yüzde 50’nin üzerinde mevduat faizi uygulanıyordu.
Bankacılık sektörü kaynakları, sektörün kredi tarafındaki regülasyonlarda bir değişim olmadığı için kredi arzında düşük iştahın sürdüğünü, bu nedenle de mevduat ihtiyacı bulunmadığına da işaret etti. Önümüzdeki dönemde TL mevduat faizinde düşüşün sürmesini bekleyen kaynaklar, bu durumun da tasarruf sahiplerini dövize yönelttiğine vurgu yaptı.
KKM dönüşlerinin dövize gitmesi
Bankacılık sektörü kaynakları ayrıca Merkez Bankasının sıkılaşan regülasyonları nedeniyle Nisan Mayıs gibi yüzde 40-50 faizle yapılan kur korumalı mevduat hesaplarının, vade sonlarının bugünlerde yaşandığını söyleyerek kurda o dönemden beri gelen hareketlerin ve düşen faizlerin, mevduat sahiplerinin KKM'yi yenilememesi sonucunu doğurduğunu vurguladı.
Uzmanlar ayrıca borsanın da kâr realizasyonları sonrasında yüksek enflasyon ortamında tasarruf sahiplerinin yeniden ilgi duyacağı yatırım aracı olarak öne çıkmasını beklediklerini söyledi.