Dev şirketin sahibi bu evde yaşıyor
SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz tatilini elektrik ve suyu olmayan, yeniden inşaa ettiği baba evinde geçiriyor.
SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz, doğup büyüdüğü, elektrik ve suyu olmayan Bayburt`taki asırlık baba evini, o dönemki malzemelerle aslına uygun olarak yeniden inşa ederek tatilini zaman zaman bu evde geçiriyor.
SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz, elektrik ve suyu olmayan, doğup büyüdüğü baba evini o dönemki malzemelerle aslına uygun şekilde yeniden inşa ederek, zaman zaman geldiği memleketinde bu evi kullanıyor.
Yavuz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bayburt'un Demirözü ilçesine bağlı Beşpınar köyünde doğup büyüdüğü dönemlerde evlerde elektrik ve suyun olmadığını anlattı.
Köyden Bayburt'a o dönemde 40 kilometre yolu kamyonla 4 saatte gittiklerini dile getiren Yavuz, "Kışın yollar kapanırdı, kızakla gidebilirdik. Köyümüzde ilkokul vardı, ortaokul ve daha sonrası yoktu. Dolayısıyla tabi ki köyde yaşarken şehre gidip okuyacak kaynaklara sahip olmak oldukça zordu ama bu imkanı çok şükür yakaladık" dedi.
Özellikle Anadolu'da ve Anadolu köylerinde geleneksel yaşamın giderek yok olduğunu belirten Yavuz, köylerdeki geleneksel yaşamın içinde doğulup büyünülen evlerin Türk toplumunun tarihsel anlamdaki bütün birikimlerinin bu anlamda yok olduğunu söyledi.
Yavuz, modernleşme ve betonlaşmanın bu geleneksel yapıyı yok ettiğini anlatarak, kendisiin de köyünde o geleneksel yaşamı gelecek kuşaklara gösterecek bir yapılaşma gerçekleştirmek istediğini ifade etti.
Bununla Türk toplumunun geçmişteki değerlerini gelecek kuşaklara aktarmayı amaçladığını belirten Yavuz, "Bu yapı benim doğup büyüdüğüm, dedemin, nenemin, babamın, annemin birlikte yaşadığımız evin birebir aynısı. İçerisinde elektrik, su yok, tuvalet dışarıda. İki odası, tandırı, anbarları, yaşamın olduğu şekliyle ve bütün eşyaları da orijinal haliyle koymaya gayret ettim" diye konuştu.
Yavuz, yüzlerce yıllık geçmişi olan ve çeşitli nedenlerle yıkılan baba evini aslına uygun olarak o dönemki malzemelerle birebir aynı şekliyle yeniden inşa ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İçerisine girdiğim zaman çocukluğumuzu, hatıralarımızı yakalıyoruz. Muhtemelen bundan 15-20 yıl sonra Anadolu'nun hiçbir köyünde bu tür evler kalmayacak, konaklar kalmayacak, taş evler kalmayacak, tandırlıklar kalmayacak. Yaşamda kullanılmış olan birçok alet yok olacak ve tamamen kurumsal hafızamızdan, toplumsal hafızamızdan silinip gidecek. Dolayısıyla yüzlerce yıl sonra dahi insanlar gelip baktıklarında eski yaşamı, tarihi ve tarihi dokuyu bütün kokusuyla yaşayabilecekleri bir ortam oluşturmaya gayret ediyorum."
Yavuz, yeniden inşa ettiği baba eviyle köyünün de yaşam kalitesine katkıda bulunmak istediğini vurgulayarak, köyden kente ya da Anadolu köylerinden, şehirlerinden büyük şehirlere göçü engellemenin en önemli unsurunun bulundukları topraklarda yaşam kalitesini arttırmaktan geçtiğini söyledi.
Bütün şehirlerde ve köylerde sosyal yaşam kalitesini arttırmak gerektiğini anlatan Yavuz, "Aksi takdirde gençlerimiz malesef köylerimizde kalmıyorlar. Bütün imkanlarla, kültürel imkanlarla, sinamasıyla, müzesiyle, okuluyla, iletişim imkanlarıyla, sağlığıyla her anlamda sosyal yaşam kalitesini arttırmazsak bu topraklarda gençlerimiz maalesef yaşamak istemiyorlar, herkes büyükşehire gitmek istiyor. Dolayısıyla ben de köyümün yaşam kalitesine bir katkıda bulunmak istedim" dedi.