Deprem sigortasıyla ilgili korkutan gerçek
Türkiye'de 17 milyon 661 bin 690 konuttan sadece yüzde 42'sinin deprem sigortası bulunuyor.
Büyük can ve mal kaybına neden olan 17 Ağustos 1999'daki Marmara depreminin ardından zararların en aza indirilmesi amacıyla getirilen Zorunlu Deprem Sigortası'nda hedeflere hala ulaşılamadı. Depremin 17'inci yılında, Türkiye'deki 17 milyon 661 bin 690 konuttan sadece yüzde 42,10'unun Zorunlu Deprem Sigortası bulunuyor.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, sadece bulunduğu bölgeyi değil, ülkeyi de ekonomik olarak sarsabilecek şiddette bir afet türü olan deprem, Türkiye'de en sık rastlanan afet türü olarak biliniyor. Devletin güvence olarak sunduğu Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), konutları depreme ve depremin doğrudan neden olduğu yangın, infilak, yer kayması ve tsunami gibi afetlere karşı güvence altına alıyor.
Zorunlu Deprem Sigortası uygulamasının başladığı 27 Eylül 2000'den itibaren gerek kurum gerekse sigorta şirketleri, toplumda sigorta bilincini artırmak amacıyla çok sayıda kampanya düzenledi. Uzmanlar, buna karşın sigortalılık oranının halen istenilen düzeyde olmadığına dikkati çekiyor.
Türkiye'deki konutların yarısına yakını deprem sigortalı
AA muhabirinin DASK istatistiklerinden derlediği bilgilere göre, ülkede en yoğun kentleşmenin yaşandığı ve 6 milyon 14 bin 550 konutun yer aldığı Marmara, deprem sigortasına en fazla ilgi gösteren bölge oldu. Bölgede, yüzde 51,80'lik oranla 3 milyon 114 bin 773 konut Zorunlu Deprem Sigortası yaptırdı.
Marmara Bölgesi'ni yüzde 41,40 ile İç Anadolu, yüzde 39,30 ile Ege, yüzde 35,90 ile Akdeniz, yüzde 34,10 ile Karadeniz, yüzde 31,30 ile Doğu Anadolu ve yüzde 29 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi izledi.
Bugüne kadar Türkiye genelindeki 17 milyon 661 bin 690 konuttan yüzde 42,10'u deprem sigortası yaptırdı. Türkiye'de 7 milyon 430 bin 478 konutun deprem sigortası bulunuyor. Rakamlar, ülke genelindeki konutların yarısına yakınının deprem sigortalı olduğunu ortaya koyuyor.
DASK'ın kurulduğu Eylül 2000'den bu yana 835 milyon 680 bin 451 lira prim toplanırken, 17 yılda meydana gelen 512 deprem sonrasında hasar sahiplerine 166 milyon 914 bin 550 liralık ödeme yapıldı.
İstanbul başı çekiyor
DASK ile teminat altına alınan konutların illere göre dağılımına bakıldığında, 3,6 milyon konutun yer aldığı İstanbul, 1,9 milyon sigortalı konut sayısıyla ilk sırada yer alıyor. İstanbul'u Bursa, Kocaeli ve Tekirdağ takip ediyor.
Sigortalılık oranlarına bakıldığında da yüzde 69,30 oran ile Yalova dikkat çekiyor. Yalova'yı yüzde 64,10 ile Tekirdağ, yüzde 62 ile Sakarya, yüzde 55,20 ile Çanakkale izliyor. Sigortalı konut sayısında ilk sırada yer alan İstanbul’daki sigortalılık oranı ise yüzde 52.
Erzincan ve Van gibi büyük depremlerin yaşandığı illerin bulunduğu Doğu Anadolu Bölgesi, sigortalı konut sayısı açısından son sırada bulunuyor. Bölgede Malatya 53 bin 539 sigortalı konut sayısıyla, Erzincan da yüzde 53,80'lik sigortalılık oranıyla dikkati çekiyor. Hakkari'deki sigortalılık oranı ise sadece yüzde 9,30.
17 Ağustos 1999 depreminin ardından 12 Kasım 1999’da deprem yaşayan Düzce ise halihazırda Karadeniz Bölgesi'nde yüzde 74,50 ile sigortalılık oranı en yüksek il konumunda bulunuyor.
"(Sigortalı konut sayısı) Maalesef yeterli seviyede değil"
DASK Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kayacı, depremin yaşandığı 1999 yılında Türkiye’de sadece 500 bin civarında deprem teminatlı konut varken, bugün yürürlükteki poliçenin 7,4 milyonu geçtiğini ifade ederek, "Bu da ortalama her 10 evden 4'ünde zorunlu deprem sigortası bulunduğu anlamına geliyor. Söz konusu rakamlar, bir gelişme olduğunu çok net gösterse de maalesef yeterli seviyede değil. Halihazırda 7,4 milyon civarındaki zorunlu deprem sigortası teminatını 10 milyona çıkarma hedefimiz bulunuyor. Çalışmalarımızın nihai hedefi ise Türkiye’deki tüm konutların zorunlu deprem sigortası ile güvence altına alınması." diye konuştu.
Kayacı, DASK olarak toplumun farklı kesimlerine yönelik çok çeşitli mecraları kullanarak, hem ulusal hem de yerel ölçekte pek çok bilinçlendirme ve tanıtım projesini hayata geçirdiklerini ve buna devam ettiklerini, deprem ve sigorta bilincini yaygınlaştırmak için sosyal medyayı da önemli bir mecra olarak gördüklerini söyledi.
Bütün bu çalışmaları “Depreme hazır bir Türkiye” için hayata geçirmeyi hedeflediklerini aktaran Kayacı, şunları kaydetti:
"Başlıca hedefimiz, depreme hazırlıklı olma ve sigortalılık bilincini artırarak sistemimizdeki konutların tamamını zorunlu deprem sigortası güvencesi altına almak. DASK, kamu-özel sektör iş birliğine dayanan iş modeli ve paydaşlarını dahil ettiği projeleriyle pek çok ülkeye örnek oluyor. Türkiye’de ilk defa kullanılan bir finansal araçla farklı piyasalardan teminat sağladık. Uluslararası yatırımcılar tarafından büyük ilgi gören Afet Bonosu (Cat bond) ihracımız, Türk sigortacılık sektörü açısından da önemli bir örnek oluşturdu. DASK tarafından bu amaçla kurulan Bosphorus 1 Re şirketi aracılığıyla ihraç edilen Afet Bonosu uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s’tan (S&P) BB+ notu alarak başarısını kanıtladı. Bosphorus 1, finansal özelliklerinin yanı sıra içerdiği mühendislik ve teknolojik altyapı özellikleriyle diğer ülkelere örnek olarak uluslararası ödül aldı, ülkemiz için gurur kaynağı oldu."
DASK olarak poliçe adedinin, reasürans programı büyüklüğü, sigorta yaygınlığı oranı, fon büyüklüğü ve teknolojik altyapısı ile dünyadaki doğal afet havuzları arasında ayrıcalıklı bir yere ulaşarak, diğer ülkelere model olmayı başardığını vurgulayan Kayacı, sadece son 2-3 yıl içinde Pakistan, İran, Güney Kore ve Kazakistan gibi ülkelerden DASK’ın kurumsal yapısı, programın özellikleri ve benzeri konularda gelen bilgi taleplerini karşıladıklarını bildirdi.