Çeşme-Atina seferlerini durduran şirket: 500 bin euro zarar ettik

İzmir'de Çeşme ile Atina arasında feribot seferlerine başlayan ancak 16 gün sonra seferleri durduran şirketten açıklama geldi. Ege Deniz Yolları Gemi İşletmeciliği Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Bülent İpek, yaklaşık 500 bin euro zarar ettiklerini söyledi.

İzmir'de Çeşme ile Atina'nın Lavrion Limanı arasında 30 Haziran’da başlatılan feribot seferlerini 16 gün sonra durduran şirket, açıklama yaptı. Ege Deniz Yolları Gemi İşletmeciliği Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Bülent İpek, gemi taşımacılığının istedikleri ilgiyi görmediğini, hiç kimseden de destek alamadıklarını, 16 günlük zararın 4 milyonu bulduğunu söyledi. İpek, "Bu hattın çalışması için verdiğimiz çabalar sonuçsuz kaldı. 20 gün gibi kısa bir sürede ciddi anlamda zarar ettik. Bu nedenle seferleri tamamen durdurduk, tasfiye sürecini başlattık" dedi.

Çeşme Limanı'nda 30 Haziran tarihinde düzenlenen törenle Çeşme- Atina Lavrion Limanı arasında sefere başlayan 92 metre boyunda, 361 yolcu ile 500 otomobil ve 90 TIR kapasiteli 'Kaunas Panama' isimli gemi, seferlerini durdurdu. Ege Deniz Yolları Gemi İşletmeciliği Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Bülent İpek, yaptığı yazılı açıklama ile seferleri sonlandırdıklarını duyurarak, gerekçelerini detaylı olarak anlattı.

İpek, seferlerin başlamasıyla ilk kez Yunanistan ve Türkiye ana karalarını birbirine bağlayan deniz yolu köprüsü kurulduğunu, Lavrion Limanı'nın da küçük bir konteyner limanıyken bu proje ile Avrupa Birliği’ne(AB) ilk giriş kapısı olma özelliğine kavuştuğunu belirtti. Yine ilk kez özel sermayeli bir Türk şirketinin, uluslararası ROPAX Ferry hattı oluşturduğunu, bunu yaparken de hiç bir destek almadığını ifade eden İpek, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in 16 Mayıs’ta Havagazı Fabrikası’ndaki toplantıda, belediyenin bütün imkânlarıyla bu hattın tanıtılması, pazarlanması ve güçlenmesi için elinden ne geliyorsa yapacaklarını söylediğini, buna rağmen hiçbir destek görmediklerini anlattı. İpek, "Tanıtım konusunda destek bir yana, ısrarla açılış törenimize çağırmamıza rağmen belediye başkanımız törenimize katılmadığı gibi, bir çelenk veya bir kutlama mesajı dahi göndermemiştir" dedi.

‘İSTEDİĞİMİZ HEDEF KİTLEYE ULAŞAMADIK’
Yaptıkları tanıtımlar sayesinde özellikle Almanya, Hollanda, Belçika, İngiltere, Fransa ve İsviçre’de yaşayan gurbetçilere ulaşıldığını fakat yolcuların ‘Yunanistan’a kadar gittikten sonra karayolundan devam etmeyi tercih ederim’ şeklinde bir bakış açısına sahip olduğunu, o nedenle de istenilen hedef kitleye ulaşılamadığını söyleyen İpek,şunları kaydetti:

"Ülkemizi ziyaret etmek isteyen Yunanlı ve Avrupalı turistler, Yunanistan vatandaşlarının Türkiye’deki kökleri ve özellikle Meryem Ana Kilisesi’ni din turizmi kapsamında ziyaret edecekleri beklentimiz de ne yazık ki arzu ettiğimiz noktaya gelmedi. Ege Bölgesi'nde yaşayan ve Avrupa’ya araçları ile gitmek isteyen vatandaşlarımız,  vize engeli, döviz kurunun çok yüksek olması gibi nedenlerden dolayı yeterli ilgiyi göstermedi." 

Çeşme Limanı’nın hafta da 4 kez İtalya’nın Trieste Limanı’na Ro- Ro taşımacılığı yapan Ulusoy Denizcilik Şirketi’nin işletmesinde olması nedeniyle lojistik firmalarının Avrupa geçişleri için bu hattı kullanma konusunda endişelendiklerini savunan Bülent İpek, "Sadece Yunanistan yüklemeleri olan TIR firmaları ilgi göstermişlerdir ki onlar için de hattın tanıtımı amacıyla 1 TIR yükleyene diğer TIR bedelsiz kampanyası düzenlenerek yüzde 50 indirim sunuldu.  305 Euro’dan bilet satışı yapıldı. Bu fiyata rağmen yüklenen TIR sayısı 36’yı geçemedi. Lavrion- Çeşme dönüşlerine ise TIR firmaları gemiye hiç ilgi göstermeyerek, karadan dönüşü tercih etti" dedi.



‘UKOME KARARINA RAĞMEN ALSANCAK LİMANINI KULLANAMADIK’

Geminin, Lavrion Limanı'nda 3 bin 200 Euro, Çeşme Limanı’nda ise 12 bin 400 Euro ödediğini, böylesi yüksek liman giderlerinin, Türk denizciliğinin gelişmesi bakımından son derece düşündürücü olduğunu kaydeden İpek, şunları söyledi:

"Lojistik firmalarının Ulusoy Denizcilik şirketine yönelik çekincelerini gidermek ve yüksek olan Çeşme Limanı giderlerinden kurtularak, sefer maliyetimizi düşürmek için devlete ait olan Alsancak Limanı'ndan operasyonumuzu yapmak istedik. UKOME kararı ile Ro Ro gemilerinin Alsancak Limanı'na yanaşma yasağı olduğunu öğrendik. Ancak bizim gemimizin bir kargo gemisi olan Ro- Ro sınıfında olmadığını ve yolcu gemisi sertifikasyonuna sahip olduğunu ilgili kurumlara anlattığımızda, şirketimiz adına tahsis edilen UKOME kararını aldık. Ancak buna rağmen Ulaştırma Bakanlığı tarafından kararın onaylanmadığı gerekçe gösterilerek, Alsancak Limanı'nı kullanmamıza müsaade edilmedi."

‘SEFERLERİ TAMAMEN DURDURDUK’
TIR gibi büyük araçların, feribot işletmelerinin can simidi olduğunu bu nedenle İzmir’de filo bakımından en büyük 6 lojistik firmasına şirketin yüzde 50 hissesini bedelsiz olarak sunduklarını ve güçbirliği oluşturulması teklifinde bulunduklarını anlatan İpek, bu teklifin ticari kaygılar nedeniyle sonuçsuz kaldığını kaydetti. İpek, “Başta Yunanistan olmak üzere, Avrupa’ya Ege Bölgesi’nden yapılan en önemli ihracat kalemi balık olduğu için ve bu taşımalar termokingli TIR'lar ile yapıldığı için hattımıza çok yoğun talep oldu. Ancak Lavrion Liman idaresi, bu ürünlerin kontrolü için gerekli veterinerin sağlanmasını, Avrupa Birliği Brüksel’den atama beklediği gerekçesi ile yapamamıştır. Bu da bizim yaklaşık olarak haftalık 100 tırlık talebi cevapsız bırakmamıza sebep oldu. Ege Deniz Yolları olarak, büyük emek ve beklentiler ile açtığımız bu hattın kapanmaması için olağanüstü bir gayret gösterdik. Bu kapsamda, sefer maliyeti ve kapasitesi çok daha küçük (100 yolcu ve 20 TIR) bir gemiyi devreye sokmak için sefer programını 7 Ağustos tarihine kadar erteleyerek, İstanbul Sea Lines’e ait Türk bayraklı ‘Birdeniz’ adlı gemiyi kiralama girişiminde bulunduk. Her ne kadar bu gemi, Marmara Denizi’nde kabotaj kapsamında araç ve yolcu taşıması yapabiliyorken, uluslararası sularda yolcu sertifikasyonu gereği bu girişim de maalesef sonuçsuz kalmıştır. 2 Ağustos Cuma günü akşamına kadar, başka bir gemi alternatifinin de oluşmaması ve 20 gün gibi kısa bir sürede yaklaşık olarak 500 bin Euro’ya yakın zarar edilmiş olması sebebiyle, seferleri tamamen durdurduk. Tasfiye sürecini başlattık" dedi.



‘YUNANİSTAN’DA 3 BİN 200, ÇEŞME’DE 12 BİN 500 EURO’

İpek, açıklamasının devamında şunları söyledi:
"Sefer iptallerine maruz kalan ve ileri tarihli bilet satın almış Türk ve yabancı yaklaşık 85 otomobilli aile, 43 yaya yolcu için biletlerini satın alırken kullandıkları kartın bankası ile iletişime geçerek, iade taleplerinde bulunmaları istendi. Bankaları aracılığı ile müracaatta bulunan yolcularımızın bir kısmının iadeleri gerçekleştirildi. Süreç devam etmekte. Tasfiye sürecinde şirketimizin halen alacaklı olduğu lojistik firmalarından bakiyelerin toplanması ve gemi kiralanırken ödenen 100 bin Euro’luk nakit teminattan kalan bakiyenin tahsil edilmesi veya aksi durumda gemi üzerine haciz işlemleri başlatılması gibi hukuki süreçler olacak. 2023 Türkiye’sine hazırlanan ülkemizde, diğer gelişmiş ülkelere nazaran çok geride kaldığımız tek sektör, yolcu gemileri operasyonlarıdır. Halen ülkemize ait 1 tane dahi kruvaziyer yolcu gemimiz yok. Feribot veya kruvaziyer sınıfı yolcu gemileri ile yeni hatların açılması ve Türk denizciliğinin bu alanda da gelişmesinin sağlanması için devlet desteği şart. Yunanistan’da dahi 25 bin gross tonluk gemiler için liman giriş çıkış bedeli 3 bin 200 Euro iken Çeşme Limanı'nda bu rakamın 12 bin 500 Euro olması üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Daha önce Yunanlı girişimcilerin İzmir Selanik hattı açmak için Türk liman ücret tarifelerinde indirim sağlanması konusundaki talepleri kabul görerek, Ulaştırma Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü’nce özel olarak yapılan bir çalışma ile yaklaşık yüzde 50’ye yakın indirim imkanı sağlandı. Üzülerek ifade etmeliyim ki, bir Türk işletmesi olarak aynı indirimden faydalanma talebimiz ise, 'Sizin tesis edeceğiniz hat Çeşme Atina (Lavrion ) hattıdır. Bu indirim çalışması ise İzmir Selanik hattı için özel çalışılmıştır’ gerekçesiyle ret edildi. Hiç olmayan yolcu gemisi işletmeciliğinin ülkemize kazandırılmasını misyon edinmiş bir Türk girişimci olarak, Yunanistan-Türkiye arasında bir feribot hattı açma hayalimi gerçekleştirmenin gururunu yaşadım.  Hiçbir kamu desteği alamayarak, yüksek liman ücretleri ödemek zorunda kalarak, haksız rekabet ve yasaklar ile savaşmak zorunda kalarak büyük bir zarar ile bu hattı kapatmanın üzüntüsünü yaşıyorum."

Sonraki Haber