Bakan 20 bin öğretmen ataması için topu Danıştay'a attı
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, yılan hikayesine dönen 20 bin öğretmen ataması için "Peki ya Danıştay kararı iptal ederse ne olacak" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, katıldığı canlı yayında 20 bin öğretmen atamasının ne zaman yapılacağına yönelik değerlendirmede bulundu. Danıştay'dan gelecek kararın beklendiğini ifade eden Bakan Tekin, "Mülakatlarda ses ve görüntü kaydı var. Danıştay'ın kararı bize ulaştığında kararımızı açıklarız. Yüzde 50 mülakat üzerinden notları açıkladık, atamalar yaptık. İki ay sonra Danıştay kararını verdi ve iptal etti. Karar çıktığında atamaları hemen yapacağız" dedi.
Sözlü sınavla ilgili yönetmelik değişikliğinin durdurulması için Danıştay'a açılan dava ile ilgili değerlendirmede bulunan Bakan Tekin, Danıştay'dan gelecek kararın ardından 20 bin öğretmen atamasının hemen yapılacağını söyledi. Bakan Tekin'in değerlendirmesi şöyle:
"Ben Milli Eğitim Bakanı olarak 1 yıl önce 'okullarda çocuğu emanet ettiğim bir öğretmeni seçme inisiyatifim olmalı' dedim. Mülakatları buna revize edeceğiz dedik ve değişiklik yaptık. Mülakatların süresi ve içeriğiyle ilgili.
Değişikliği yapmadan önce aday KPSS skoruna göre 3 katı aday davet ediliyor, mülakata giriyor, mülakat skoru atama notu oluyordu. Biz de süreci değiştirdik ve dedik ki yüzde 100'de değil de KPSS'nin ve mülakatın yüzde 50'sini alıyoruz dedik.
Mülakatlarla ilgili her ortamda şunu söyledim 'Kul hakkı yemeyecek adil biçimde deneme dersi anlatmak istiyoruz'. KPSS'ye girmiş adaylardan üç katı adayı mülakata davet edeceğimizi deklare ettik. Mesela ortaöğretim matematik öğretmenine dedik ki '10. sınıf matematik müfredatından şu tarihte mülakata gireceksin, bize ders anlatacaksın' dedik. Bütün lisans boyunca aldığı matematik dersinden değil. 10. sınıf müfredatında diyelim 15 konu var. 'Bu 15 konudan seni mülakata alacağız' dedik. Verilen cevapları 4 başlıkta değerlendireceğiz dedik.
Adaya diyoruz ki, '10. sınıf matematikten herhangi konuyu anlatmanı isteyeceğiz, anlatırken şunlara dikkat edin'. Aday arkadaşımız salona gittiği zaman gerçek kimliği belli değil, kapalı. Ben şube müdürü olarak juri üyesiyim diyelim. Karşıma gelen kişinin adı, memleketi yok. Bir kod numarası tanımladık. Aday da kendisini sınav yapacağı 3 kişinin kim olduğundan haberi yok. Aday geliyor, orada bilgisayar ekranında kendisine bir soru için tuşa basıyor.
"MÜLAKAT SÜRECİ SAĞLIKLI İŞLEDİ"
Bu soruyu cevaplandırdıktan sonra başka diyalog yok juri üyeleriyle. Juri üyeleri 4 parametre üzerinden değerlendirip notunu veriyor. Aday arkadaşımız her ihtimale karşı, 'bana bu soru soruldu ben de şunları söyledim' diye yazılı kayıt düşüyor. İlave olarak ses ve görüntü kaydı var. Bu sınav döneminde ne bir siyasetçiden, ne bir tanıdığımdan ne arkadaşlar aracılığıyla bize hiçbir isim gelmedi, biz de hiçbir ismi komisyonlarda paylaşmadık.
Böyle bir işe giren en yakın arkadaşım bile olsa buna tevessül ederse gereğini yapacağım dedim. Burada adaletsizlik yok. Dedik ki aday salondan çıkar çıkmaz juri üyeleri notları vermiş olacak ve ekran kapanacak. Bir daha müdahale şansı yok juri üyelerinin. Bana bu konuda birisi gelsin desin ki 'şu tedbiri alırsanız içim rahat edecek', onu da alırız biz. Bu anlamda sağlıklı işleyen mülakat süreci yürüdü, sınavımızı yaptık.
"DANIŞTAY KARARINI VERDİ VE İPTAL ETTİ"
Biz mülakat sürecini tamamladıktan sonra mevzuat değişikliğini yönetmeliğimizde yaptık. Yüzde 100 mülakat notuyla atanırken yüzde 50 olarak tanımladık. Bazı siyasetçi ve sendikalar bunu yargı konusu yaptılar. İptal olursa yüzde 100 mülakatı ile yapacağız. Bize diyorlar ki 'Danıştay kararını açıkladı'. Ben de diyorum ki davaların tarafı biziz, Danıştay bir karar alsa önce bize gönderecek. Karar bazı arkadaşların davaları yetkisizlik sebebiyle reddedildi, bu bir karar değil.
Danıştay'ın kararı bize ulaştığında kararımızı açıklarız. Yüzde 50 mülakat üzerinden notları açıkladık, atamalar yaptık. İki ay sonra Danıştay kararını verdi ve iptal etti. Bu telafisi imkansız zararlar doğurmayacak mı? Ben diyorum ki yargıyla ilgili bu süreci bekleyelim, neticesinde atamamızı yapalım. Şu anda Danıştay kararı yok, yürütme durdurma talebi reddedildi. Yönetmelik iptali ile ilgili açılan kararda esasa ait kararı bekliyoruz.
Biz Danıştay'da avukatımız, hukuk hizmetleri genel müdürümüz süreci takip ediyor. Bunun dışında sosyal medyadan, bazı siyasal ortamlardaki tartışmalardan hareketle bu işleri yapmayız. Sağlıklı bilgi şu; yürütmeyi durdurma talebini reddetti, bazı kişilerin davalarını reddetti. Bu esasa ilişkin verilmiş bir karar değil. Çok uzun süreceğini zannetmiyorum. O karar geldiği gün öğretmen atamalarımızı yapacağız.
18 milyon öğrenci, 1 milyon 250 bin civarında öğretmenle en büyük kitleyiz. En ciddi sorunlardan bir tanesi kendi kişisel popülaritelerini artırmak, sosyal medya takipçilerini artırmak gibi gerekçelerle bu konuda insanlar bilgi sahibi olmadan hüküm beyan ediyorlar. Çok kişiyle karşılaştım, 'sosyal medyadan sana sataşıyorum cevap vermiyorsun' diyorlar. Takipçisi sayılarını artırma peşindeler. Bu süreçte popüler olma heveslerinin ön planda olduğunu düşünüyorum. Bir sendika temsilcisi süreci geciktireceğini düşündüğümüz için dava açma taraftarı olmadık dedi."
DANIŞTAY'A DAVA AÇILDI
2023 Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) sonuçlarının açıklanmasının üzerinden bir yıl geçti, 23 Ağustos’ta 2024 KPSS sonuçları açıklanacak ancak sözlü mülakat süreci tıkandı. Mülakatların 9 gün önce sona ermesine rağmen genç adaylar atama haberini henüz alamadı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Türk Eğitim-Sen, sözleşmeli öğretmen istihdamında sözlü sınav uygulamasına ilişkin yönetmelik değişikliğinin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay’a dava açmıştı.
"YÜZDE 50'Sİ ALINARAK BELİRLENECEK"
Sendikadan yapılan açıklamada, "Sözlü sınav sisteminin objektif ölçme ve değerlendirme kriterlerine uygun olmayan; her türlü suistimale, ayrımcılığa, adam kayırmacılığa açık, denetlenmesi imkansız bir sınav şekli" olduğu belirtilmişti.
İlgili yönetmeliğe göre sözlü sınav başarı puanı, KPSS puanının yüzde 50'si ile sözlü sınavdan alınan puanın yüzde 50'si alınarak belirlenecek.