Ali Babacan: Davutoğlu'nu reddedemedim
AK Parti'den milletvekili adayı gösterilen Babacan adaylığı ilgili konuştu.
AK Parti Ankara Milletvekili Adayı ve Başbakan eski Yardımcısı Ali Babacan, Habertürk'te Cüneyt Başaran'ın sorularını yanıtladı.
Ali Babacan, AK Parti'den aday olması ve 1 Kasım genel seçimleri öncesi partilerin vaatleri hakkında yaptığı açıklamada "Diğer siyasi partiler de yapısal reform gündemimizi sahipleniyor. Kurumsal süreklilik beyannamemizle açık şekilde ortaya koyuluyor. Başbakan'dan çağrı gelince açıkçası reddedemedim. Son saatlere kadar ara verme kararlılığım devam ediyordu" dedi.
Babacan'ın konuşmasından satırbaşları:
Kurumsal süreklilik beyannamemizle açık şekilde ortaya koyuluyor. Diğer siyasi partiler de yapısal reform gündemimizi sahipleniyor. Beyannameyi geniş bir ekip hazırladık, redaksiyonda ben de yer aldım.
"MEMUR MAAŞLARINDA SEYYANEN ARTIŞLAR YAPTIK"
İş dünyasında asgari ücret konusunda sessizlik hakim oldu. Belirlediğimiz asgari ücret rakamının sınırlı ve tolere edilebilir bir etkisi olacak. Açıkladığımız vaatlerin 2016 GSYİH'sine yükü yüzde 1 civarında. 550 milyar TL'lik bütçe içinde 20 milyar TL'lik bir yükü konuşuyoruz. Memur maaşlarında seyyanen artışlar yaptık, daha önce yapmadığımız şeyler değil. Denenmemiş şeyler yerine bilinen, dünyada başarılı olmuş modelleri ldık ve hepsinde kaynak değerlendirmesi yaptık.
"CARİ AÇIK GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULARAK KARAR VERİYORUZ"
Uluslararası kuruluşların değerlendirmeleri olumlu. Bir aşırılık yok, ekonomik program makul şekilde yönetilebilir. Büyüme modelimiz dünya konjönktürü değiştikçe değişiyor. Aldığımız her kararı cari açığı göz önünde bulundurarark almamız gerekiyor. Ev alana, evlenene belirli miktarda verilen yardımlar bütçeye yük gibi görünse de tasarrufu teşvik etmek amaçlıdır.
"DÜNYADA GENEL BİR SORUN VAR"
Büyüme beklenenden iyi çıkınca harcamalara bakış açımız farklılaştı. Çin için daha düşük büyüme rakamları görmemiz sürpriz olmayacak. Rusya daralıyor. Çin'deki yavaşlama gelişmiş ülkelerdeki tüketim sorununa işaret ediyor. Yani genel anlamda gelişmekte olan ülkelerle ilgili dünyada genel bir sorun var.
"PARAMIZ BİRAZ DEĞER KAYBETTİ AMA..."
Cari açığımız var ama bunu finanse ediyoruz, sermaye girişlerinde hala artıdayız. Türkiye'ye döviz giriyor. Uluslararası konjönktüre uygun olarak dengeliyoruz. Paramız biraz değer kaybetti ama gelişmekte olan ülkeler arasında en çok değer kaybeden para bizimki değil.
"SEÇİMDEN SONRA İSTİKRARLI TABLO OLUMLU YANSIYACAK"
Belirsizliklerin giderilmesi gerekiyor. Türkiye'de uzun vadeli bir perspektif ortaya koyacak bir tablo olursa, ekonomi politikalarında bir netlik olduğu anda hızlı düzelmeler olacaktır. Seçimden sonra ortaya çıkacak istikrarlı tablo faize ve kura olumlu yansıyacaktır.
"BU SENE YÜZDE 4 BÜYÜYECEKTİK"
Bu yıl beklediğimiz yüzde 3 büyümenin tamamı tüketim harcamalarından geliyor. İhracat büyümeyi eksiye çekti. İhracat başabaş olsa bu sene yüzde 4 büyüyecektik. Sadece tüketimle büyüme uzun vadede sürdürülebilir büyümeyi sağlamak. Önce kazanacağız sonra harcayacağız.
Temellerimiz sağlam, mali disiplinimiz sağlam, merkez bankamız sağlam. Daha iyi eğitim ve daha yüksek katma değerli üretimle ilerleyeceğiz.
"GÜVEN KAYBI OLMASI EKONOMİYİ SALLANDIRIR"
Bankacılık sisteminde zayıflık, merkez bankasında güven kaybı olması durumundaekonomi sallanır. İşsizliğimiz hala yüksek ama istihdam artıyor. İşgücüne katılım arttığı için işsizlik yüksek. Böylesine zor bir tabloda büyüme var istihdam var gelir dağılımı düzeliyor.u konjonktüre göre yüzde 3 büyüme fena değil.
"TÜRKİYE'NİN YÜZ AKI BANKACILIK SEKTÖRÜ"
Bankacılık sektörümüz Türkiye'nin yüz akı. Uluslararası sermayeli bankalarımız var. Bankalar Türkiye'de öğrendiklerini an bankalara taşımaya başladılar. Bizim bankalarımız sistemin yüzük taşı oldu. Bankacılık konusunda yapılan düzenlemelerin uluslararası düzenlemelerle uyumlu olması bir yandan da bizi yansıtan bize göre düzenlemeler olması lazım.
"SEKTÖRÜN SIKINTIYA GİRMESİNE İZİN VERİLMEYECEK"
Şimdi bankalarda kur artışının getirdiği yeni bir bilanço tablosu var. Bir de bizim zamanında almış olduğumuz önlemler var; tampon dersiniz, yedek akçe dersiniz... İşler iyiyken sıkarsınız, kötü günler geldiğinde kaynak kullanmalarına izin verirsiniz. Çok şükür bizim kurumlarımızda bu perspektif var. Kurumlarımız bu perspektifi önümüzde dönemde koruyacak, gözbebeği bir sektörün sıkıntıya girmesine izin verilemeyecektir.