Türkiye'nin 2. BM zaferi
Türkiye’nin yoğun diplomatik girişimleri sonuç verdi, dünya Filistin meselesine sahip çıktı. BM Genel Kurulu’nda Filistin halkı için koruma talep eden tasarı ABD’nin itirazına rağmen büyük oy farkıyla kabul edildi.
ABD’nin veto ve tehditlerinin gölgesinde yoğun bir diplomasi trafiği yürüten Türkiye, BM Genel Kurulu’nda Filistin halkını koruma kararı aldırdı. BM’nin 60 gün içinde konu hakkında rapor kaleme almasını öngören karar ile birlikte, Filistin’e barış gücünün önü açıldı.
İsrail ve ABD’nin tüm baskı ve vetolarına rağmen uluslararası kamuoyunun desteğinin arkasına alan Türkiye, Filistin konusunda bir kez daha işgalcileri Birleşmiş Milletler’de (BM) diplomatik mağlubiyete uğrattı. BM Genel Kurulu, Türkiye’nin yoğun diplomatik girişimleri ve Cezayir’in desteğiyle, Filistin halkının koruma kararı aldı.
DİPLOMASİ DERSİ
Genel Kurul’da 120 lehte oyuyla alınan karar, Filistin mücadelesinde bugüne kadar atılmış en önemli adımlardan biri. Karar neticesinde öncelikle BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, 60 gün içinde Filistin halkının nasıl korunacağına yönelik ‘rapor’ sunacak. Böylece Türkiye öncülüğündeki İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) önerisi olan ‘Filistin için barış gücü’ hamlesinin önü açılacak.
Kudüs ihaneti sonrası Filistin’in Gazze kentindeki protesto gösterilerinin işgalcilerin katliamına dönüşmesine dünyanın sessiz kalmasının ardından, Türkiye, ABD ve İsrail’e diplomatik anlamda dersini vermek için harekete geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla Dışişleri Bakanlığı, yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir yandan, 24 Haziran erken genel seçimleri çalışmalarını yürütürken, diğer taraftan da Filistin konusunda alınacak karar için liderlerle telefon görüşmeleri gerçekleştirdi. İstanbul’daki İİT Zirvesi’nde ‘Filistin’e barış gücü’ gönderilmesi hedefini açıkça ortaya koyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yenikapı’daki “Zulmü lanet Kudüs’e destek” mitinginde de tüm dünyaya İsrail zulmünü anlattı. Türkiye’nin öncülüğüyle başlatılan Filistin direnişi, önceki gün BM Genel Kurulu’nda alınan, “Filistin halkı için koruma” kararıyla yeni bir boyuta taşındı. İsrail ile ABD sadece, Avustralya, Marshall Adaları, Nauru, Togo, Solomon Adaları ve Mikronezya gibi ülkeleri yanına çekebildi.
KUMPAS İŞE YARAMADI
120 ‘evet’e karşı 8 ‘ret’ ile hüsrana uğrayan Washington, “Hamas’ın kınanması yönündeki değişiklik isteğini” de hayata geçiremedi. Gerekli oy sayısına ulaşamadığı için reddedilen değişiklik talebi ile birlikte, Trump yönetimi ikinci kez BM’nin diplomatik duvarına çarpmış oldu. ABD daha önce de BM’de istediği kararı geçirememişti. Trump’ın “Başkent Kudüs” kararı BM’den 9’a karşı 128 ülkenin oyuyla ret edilmişti. 35 ülke de çekimser kalmıştı.
Filistin Dışişleri’nden Ankara’ya teşekkür
Cezayir’in teklifi ve Türkiye’nin yoğun diplomatik çabaları ile gündeme getirilen ve BM’den çıkan karar, Filistin’de büyük memnuniyetle karşılandı. İşgalci İsrail ve işbirlikçi ABD’ye haddini bildiren karar sonrası açıklama yapan Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, “Türkiye ve Cezayir’e ABD’den gelen tüm baskılara rağmen duruşlarından ötürü teşekkür ederiz” dedi. BM’de iki ‘zafer’ elde edildiğini belirten Maliki, bunlardan ilkinin, geçtiği taktirde tehlike bir emsal teşkil edecek olan ABD önerisinin hezimete uğraması, ikincisinin ise dünyanın, Filistin halkının yanında yer alması olduğunu vurguladı. Öte yandan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ise BM kararını “Adalet ve uluslararası hukuk için bir zafer” şeklinde değerlendirdi.
‘Haklı olan güçlü olana galebe çaldı’
Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu, Filistin halkı için koruma talep eden kararın BM Genel Kurulu’nda kabul edilmesini, “Bir kez daha güçlü olmakla her şeyin elde edilebileceğini sanmanın bedeli olduğu görüldü. Haklı olan güçlü olana galebe çaldı” sözleriyle değerlendirdi. Filistin kararının BM Genel Kurulu’nda kabul edilmesinin ardından açıklamalarda bulunan Sinirlioğlu, BM Genel Kurulu’ndaki oylamada kararın, gerekli olan 3’te 2’den de fazla bir oyla geçtiğine dikkat çekerek, Filistinli sivillerin gösteri haklarının gasp edilmesinin ve gösteri yapan sivil Filistinlilerin gerçek mermilerle ateş açılarak katledilmelerinin suç olduğunun Birleşmiş Milletler’de alınan bu kararla dünyaya bir kez daha anlatıldığını vurguladı.