Türkiye Esad ile masaya mı oturacak ?
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’ye İdlip mutabakatı kapsamında üstlendiği yükümlülükleri hatırlattı, Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon çıkışları için de “Şam’ın onayı alınmalı” dedi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, dün (15 Ağustos) gerçekleşen haftalık basın toplantısında İdlip ve Fırat’ın doğusu hakkında konuştu.
Türkiye’ye İdlip mutabakatı kapsamında üstlendiği yükümlülükleri hatırlatan Zaharova, Fırat’ın doğusun yönelik olası operasyon için de adres olarak Şam’ı gösterdi.
'Mutabakat, terör örgütlerini korumak için kullanılmamalı'
Sputnik’in haberine göre, Zaharova, İdlip gerilimi azaltma bölgesindeki Heyet-i Tahrir’uş Şam militanlarının, Rus askeri tesislerine ve Suriye ordusu mevzilerine yönelik saldırılarını sürdürdüğünü kaydetti:
Rusya ve Suriye’nin 2 Ağustos’tan bu yana ateşkesi sağlama çabaları militanlar tarafından görmezden gelindi, 200’den fazla ihlal tespit edildi ve bunlar sonucunda siviller hayatını kaybetti. Bunlara yanıt olarak Suriye ordusu, Rus hava grubunun desteğiyle gerilimi azaltma bölgesindeki sivillerin güvenliğini sağlamaya dönük tüm önlemleri alarak terör faaliyetlerini bastırmaya yönelik nokta operasyonlar düzenliyor.
Rusya’nın Soçi Mutabakatı’na bağlılığını koruduğunu belirten Zaharova, “Bu mutabakat, BM Güvenlik Konseyi tarafından terör örgütü kabul edilen grupların militanlarını korumak ve kollamak için bir bahane olarak kullanılmamalı. Türk partnerlerimizin bu mutabakat kapsamında üstlendikleri yükümlülükleri eksiksiz olarak yerine getireceği düşünüyoruz” dedi.
'Şam’ın onayı alınmalı'
Hükümetin Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon çıkışları hakkında da konuşan Zaharova, “Terörle mücadele faaliyetleri için Şam’ın onayı alınmalı” uyarısında bulunarak şöyle devam etti:
Burada egemen bir ülke söz konusu olduğu için bu, ilk ve mutlak şarttır. Bu, Rusya’nın hiçbir şekilde değişmeyen ilkesel duruşu olup, Türkiye tarafından düzenlenen harekâtlar için de geçerlidir. Hiç kuşkusuz, Türk partnerlerimizle iletişim halindeyiz. Hâlihazırda çözülen ve henüz çözüm bulunmayan sorular var ancak bu, egemen bir ülke olarak Suriye’nin topraklarını kontrol etmesi gerektiği ve topraklarında yaşananlara ilişkin kararlar alma hakkına sahip olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz.