Trump’ı İhbar Eden Muhbir Kim?
ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski ile telefon görüşmesinin içeriğine ilişkin tartışmanın odağındaki muhbirin kimliği sır gibi gizleniyor. Ancak ABD basını muhbirin adını vermeden bazı ayrıntıları yayınladı. Muhbirin bir dönem Beyaz Saray’da görev yapan CIA çalışanı olduğu belirtiliyor.
New York Times, Washington Post gazeteleri ile Reuters haber ajansı ihbar mektubunda Trump’ın makamını şahsi ve siyasi çıkarı için kullanmakla suçladığı ve bunun ABD’nin ulusal güvenliğini tehlikeye attığını savunan muhbirin ABD dış politikası ve Avrupa konularına hakim olan ve hukuk bilgisine da sahip bir CIA çalışanı olduğunu yazdı.
Muhbirin avukatı ise müvekkiline ilişkin bilgilerin yayınlanmasının tehlikeli olabileceğini savundu. New York Times gazetesi ise ayrıntıları muhbirin verdiği bilgilerin güvenilir olup olmadığı konusundaki kararı okura bırakmak amacıyla yayınlama kararı aldığını savundu.
“Adeta bir casus”
ABD Başkanı Trump ise bu bilgileri muhbire kimin verdiği sorusunun cevabını arıyor.
Los Angeles Times’ın eline ulaşan bir ses kaydına göre Trump ekibine Birleşmiş Milletler toplantıları için New York’ta bulunduğu sırada “Bu kişinin kim olduğunu, muhbire bilgiyi kimin verdiğini bilmek istiyorum. Çünkü neredeyse casus gibi” ifadelerini kullandı.
Demokrat Parti Noel öncesinde soruşturmayı tamamlamak istiyor
Demokratlar'ın çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump hakkındaki azil soruşturması konusunda “Hemen yargıya varma konusunda acele etmeye gerek yok” mesajını verse de Demokrat Parti soruşturma sürecinin sonbahar bitimine kadar tamamlanmasını amaçlıyor.
İhbar mektubunda Başkan Trump’ın göreve atadığı Adalet Bakanı William Barr’ın da adı geçmiş, Trump’ın Ukrayna Cumhurbaşkanı ile yaptığı telefon görüşmesinin dökümünde de Trump’ın Ukrayna liderinden şahsi avukatı Rudy Giuliani ve Adalet Bakanı Barr ile irtibata geçmelerini istediği görülmüştü.
Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi Adalet Bakanı’na sert sözlerle yüklendi. William Barr’ı kendi başına hareket etmek, teamüllere uymamakla suçladı. Trump’ın şahsi avukatı olan ve bazı Beyaz Saray çalışanları tarafından dış politika konularında karar verme mekanizmasını baypas etmekle eleştirildiği iddia edilen Rudy Giuliani ise Ukrayna konusunda topu Dışişleri Bakanlığı’na attı. Giuliani, Ukrayna ile iletişime geçmesini Dışişleri Bakanlığı’nın istediğini iddia etti.
“Ukrayna krizi hem Trump hem de Biden’ın kampanyasına yaradı”
Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Başkan Trump hakkında azil soruşturmasını resmen başlatılacağını Salı günü açıklamasından bu yana, seçim kampanyası yetkililerinin AP haber ajansına verdiği bilgiye göre Trump’ın 2020 seçim kampanyasına bağış miktarının arttığı belirtiliyor.
Ancak Ukrayna krizi Demokrat Parti’nin başkan aday adaylarından Joe Biden’a da yaramış gibi görünüyor. Eski Başkan Yardımcısı Biden’ın danışmanları seçim kampanyasını başlattıklarından bu yana toplanan bağış açısından en iyi haftayı geçirdiklerini belirtiyor.
Eski diplomat ve güvenlik yetkililerinden azil soruşturmasına destek
Önceki dönemlerde ABD’nin güvenlik ve dış politika birimlerinde görev yapan 300’den fazla eski diplomat ve güvenlik yetkilisi de yaptıkları yazılı açıklamayla Başkan Trump hakkında başlatılan azil soruşturmasına destek verdi.
Yazılı açıklamada bildiriye imza atan görevlilerin her iki partiden gelen başkanın döneminde görev yaptıklarının altı çizildi. Bildiride “Başkan Trump en yüksek makamın yetki ve kaynaklarını demokratik süreçlerimize dışarıdan bir başka müdahaleyi dahil etmek amacıyla kullanmış görünüyor” denildi.
“Soruşturma Biden’ın oğlu işe alınmadan önceki dönemi kapsıyordu”
ABD Başkanı Trump'ın Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski ile 25 Temmuz’da yaptığı telefon görüşmesinin Beyaz Saray tarafından yayınlanan dökümüne göre, Joe Biden’ın, oğlu Hunter Biden’ın yönetim kurulunda bulunduğu Ukrayna enerji şirketiyle ilgili soruşturmayı sonlandırma girişiminde bulunduğu iddiasını gündeme getirmiş, Ukrayna liderine “Bu işe bir bakabilirsen. Bana korkunç göründü” dediği döküme yansımıştı.
Ukrayna’nın Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu söz konusu enerji şirketi Burisma’ya ilişkin soruşturmanın 2010-2012 yılları arasındaki döneme odaklandığını, bu dönemde de Joe Biden’ın oğlunun şirket tarafından henüz işe alınmamış olduğu vurgulandı.
Yapılan açıklamada “Son dönemde uluslararası medyanın gündeminde olan Burisma şirketinin yönetim kurulundaki değişiklikler 2014 yılı Mayıs ayında yapıldı. Bu nedenle de hiçbir zaman yolsuzlukla mücadele bürosunun soruşturmasının konusu olmamıştır” ifadeleri kullanıldı.