Skandal! Avrupa Birliği ''Türkiye'ye baskıya devam'' dedi!

Doğu Akdeniz’de etkinlik, enerji mücadelesinde gerilim dinmiyor. Avrupa Birliği’nin (AB) önceki gün dışişleri bakanları ortak bildirisi Türkiye’ye yönelik baskı politikasının süreceğini ortaya koydu.

Bildiride Türkiye’nin bölgedeki sondaj hamlelerine tepki gösterilirken Ankara “tansiyonu yükseltmekle” suçlandı. AB, Türkiye’nin adımlarının birlik üyesi Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin “egemenlik haklarına ihlal olduğu” iddiasını yineledi. AFP’nin haberinde Yavuz gemisinin geçen aydan bu yana bölgede faaliyetlerini sürdürdüğü kaydedildi.

AB’nin çıkışı geçen perşembe günü Enerji Bakanı Fatih Dönmez’in “Doğu Akdeniz’de birçok aktörün Türkiye’yi başından beri denklemin dışında tutmaya çalıştığını” ifade ederek “Şimdi asıl bizi dışarda tutmak isteyenler oyun dışında kaldı. Bu krizi belki bahane ettiler, oradan çekildiler... Hem Doğu Akdeniz’de hem de önümüzdeki temmuzdan itibaren Karadeniz’de ilk defa kendi milli sondaj gemimiz Fatih ile derin sondajımızı yapmayı planlıyoruz” açıklamasının ardından geldi.

Dönmez, Doğu Akdeniz’deki sondaj, sismik araştırma faaliyetlerinin durmayacağı mesajı da vermişti. AA’ya konuşan Dönmez, ayrıca Libya ile yapılan mutabakat zaptına değinerek sürecin başladığını ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) bu bölge için ilk arama başvurusunu yaptığını söylemişti.

‘REHİN ALINMA...’
Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Fransa ise geçen pazartesi yayımladıkları ortak bir bildiride “Türkiye’nin Libya’daki varlığını kınamıştı”.

Bildiride, “Türkiye ve Libya arasında imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına dair mutabakat muhtırası ile güvenlik ve askeri işbirliği alanlarını kapsayan mutabakat muhtırası anlaşmalarının uluslararası hukuka aykırı olduğu” savunulmuştu. AB dışişleri bakanları ortak bildirisine Ankara’dan tepki geldi.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, “Türkiye’nin iyi niyetli girişimlerine karşı kayıtsız kalan ve Yunanistan’la Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin haksız ve hukuksuz iddiaları tarafından rehin alınan bu anlayışın, bölgesel barış ve istikrara katkı yapma şansı bulunmamaktadır. AB’nin koronavirüsle mücadelede gösteremediği dayanışmayı, söz konusu Rum Kesimi olduğunda koşulsuz şartsız göstermesi ise manidardır” ifadelerini kullandı.

Aksoy ayrıca, “AB’nin dayanışma kisvesi altında körü körüne Yunanistan ve Rum Kesimi’nin sözcülüğüne soyunmak yerine, sağduyuyla davranmak, uluslararası hukuk ile Türkiye ve KKTC’nin meşru hak ve menfaatlarını dikkate alması gerektiğini” belirtti. Türkiye’nin her zaman adilane diyaloğa açık olduğunu söyledi.
 

Sonraki Haber