Şili Devlet Başkanı halktan özür diledi
Şili'de metroya zam yapılması kararının ardından başlayan protestolarla ilgili konuşan Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera, halkın ekonomik sorunlarını anlamadığı için özür diledi.
Pinera, Devlet Başkanlığı Sarayı La Moneda'da düzenlediği basın toplantısında, halkın taleplerini göz önüne aldığını ve bir dizi ekonomik yardım planının hayata geçirileceğini açıkladı.
Sükunet çağrısı yapan Pinera, "Halkın meşru ihtiyaçları ve sosyal talepleri karşısında Şilililerin bize vermek istediği mesajı alçak gönüllülükle ve net bir şekilde aldık. Yıllardır sorunların yığıldığı ve biz de dahil çeşitli hükümetlerin bu durumun büyüklüğünü idrak edemediği doğrudur. Bu konuda ileri görüşlü olamadığımızı kabul ediyor ve bu nedenle özür diliyorum." ifadelerini kullandı.
Pinera, protestolara son vermek amacıyla muhalefet ve iktidar partileri ile yaptığı görüşme sonrasında hazırlanan ve 10 ana maddeden oluşan "Sosyal Gündem" isimli ekonomik yardım paketini açıkladı.
Yardım paketinde, emeklilik ve engelli maaşlarında artış, sağlık hizmetlerinde iyileştirme, asgari ücretten az kazanılmasının önüne geçme, elektrik zammının iptali ve yüksek gelir elde eden sektörlere fazla vergi konulması öngörülüyor.
Pinera, ülkede protestoların şiddetlenmesi nedeniyle çıkarılan "acil durum" ve "sokağa çıkma yasağının" son bulmasını kendisinin de istediğini ancak öncelikli görevinin kamu düzeni ve güvenliğinin sağlanması olduğunu kaydetti.
İşçi sendikaları birliği greve gidiyor
Ülkede birçok işçi sendikasını çatısı altında toplayan Üniter İşçi Merkezi (CUT), 23 ve 24 Ekim tarihleri için genel grev yapacaklarını duyurdu.
CUT'dan yapılan açıklamada, grev kararının, askerin sokaktan çekilmesi için 20'den fazla sivil toplum kuruluşunun talebi doğrultusunda alındığı belirtildi.
Zam karşıtı başlayan ve şiddetli gösterilere dönüşen protestolar
Şili'de başkent Santiago'nun en önemli ulaşım aracı metroya, geçen hafta, belirli saatler arasında uygulanmak üzere yüzde 4 zam yapılmasına karşı metroda "turnikeden atlama" şeklinde başlayan protestolar, güvenlik güçlerinin, turnikeden atlayan ve ücret ödemeden geçenleri güç kullanarak çıkarmasıyla şiddet olaylarına dönüşmüştü.
Bazı metro duraklarındaki turnikeleri ve camları kıran göstericilere polis göz yaşartıcı gazla müdahale etmiş, Santiago'nun bazı bölgelerinde polisle göstericiler arasında arbede yaşanmıştı.
Ülke çapında yayılan şiddetli gösterilerin yağma ve yakma vakalarına dönüşmesiyle 3 bölge ile 11 şehirde güvenliğin orduya bırakılmasını kapsayan "Acil durum" ve "sokağa çıkma yasağı" ilan edilmişti.
Şiddetli protestoların neden olduğu yağma olayları nedeniyle 15 kişinin öldüğü, 84 kişinin yaralandığı ve 2 binden fazla kişinin de tutuklandığı bildirilmişti.
Şili'nin önceki Devlet Başkanı ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet de ülkedeki krizin sona erdirilmesi için tüm siyasi ve sivil toplum liderlerine acil diyalog çağrısı yapmıştı.
Şili'nin önde gelen basın organlarından El Mercurio gazetesinin, "acil durum" ve sokağa çıkma yasağının ilan edildiği Valparaiso'daki binasına da saldırıldığı ve yangın çıktığı bildirilmişti.
Şiddetli gösterilere ve yağmalara sahne olan Şili'de, Diktatör Augusto Pinochet'nin 1990'da devrilmesinden bu yana doğal afet harici ilk kez "acil durum" ilan edilerek güvenlik orduya teslim edildi.