Papa'dan Türkiye-Rusya yorumu

Papa Francesco, Türkiye ile Rusya arasındaki krizle ilgili konuşurken, 1915 olaylarının gelecek yıldönümünde Ermenistan'a gidebileceğini belirtti.

Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Şehir Devleti Başkanı Papa Francesco, Türkiye-Rusya arasında yaşanan krizle ilgili açıklamalarda bulunurken, 1915 olaylarının 101'inci yıldönümü için gelecek yıl Ermenistan'a gidebileceği mesajını da verdi.

Kenya, Uganda ve Orta Afrika Cumhuriyeti'ni kapsayan 6 günlük seyahati dün akşam Bangui kentinde sona eren Papa Francesco, Roma'ya dönüş yolunda, kendisine eşlik eden gazetecilerin sorularını uçakta yanıtlayarak, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Ruhani lider, İtalyan La Repubblica gazetesinden Marco Ansaldo'nun,“Türkiye'ye gittiğiniz gibi, Ermeni katliamının 101'inci yıldönümünde Ermenistan'a da gitmeyi düşünüyor musunuz?” sorusuna, “Geçen yıl 3 patriğe, oraya (Ermenistan'a) gideceğime dair söz verdim: söz vardır. Bunu gerçekleştirebilir miyim bilmiyorum, ama söz vardır” diye karşılık verdi.

Aynı gazetecinin, “Türkiye, 17 saniyelik hava sahası ihlalinin ardından Rusya'nın uçağını düşürdü. Karşılıklı özürler beklendi, ama olmadı. Bunun ardından Rusya-Türkiye arasında baş gösteren krizle ilgili Vatikan'ın pozisyonu nedir?” sorusu ve “Birçok kez parçalı 3'üncü Dünya Savaşı'nın yaşandığından da bahsetmiştiniz” hatırlatması üzerine Papa şunları kaydetti: “Savaşlar hırslar için yapılıyor -kendini haksız bir saldırı karşısında savunmak için olan savaşlardan bahsetmiyorum-  savaşlar bir endüstridir. Tarihte birçok kez gördük ki bir ülke, 'Bütçe iyi gitmiyor. Savaş yapalım' diyor ve bütçedeki dengesizlik son buluyor. Savaş, bir silah işidir. Teröristler mi silah yapıyor? Evet belki biraz. Savaş yapmaları için onlara silahı kim veriyor? Tamamen bir çıkarlar ağı var, ardında para ya da güç var. Ya ekonomik güç ya da imparatorluk gücü var. Ancak biz yıllardır savaştayız ve her seferinde bu artıyor: parçalar daha az ya da daha büyük, öyle değil mi?” 

“SAVAŞLAR GÜNAHTIR, DURMALIDIR”

“Vatikan ne düşünüyor bilmiyorum?” diye gülümseyerek sözlerini sürdürmesi gülüşmelere neden olan Papa, şu ifadelerle açıklamalarına devam etti:

“Ben ne mi düşünüyorum? Savaşlar bir günahtır ve insanlığa karşıdır, insanlığı yok ediyorlar, sömürünün, insan ticaretinin ve birçok şeyin nedenleridir. Savaşlar durmalıdır. Gerek Kenya'daki yerleşkesinde olsun gerekse de New York'takinde,Birleşmiş Milletler'de (BM) iki kez şunu söyledim: 'Sizin işiniz nominalizm olmasın, barış yapın.' Birçok şey yapıyorlar: burada, Afrika'da mavi kasklıların (BM barış gücü askerleri) nasıl çalıştığını gördüm, ancak bu yeterli değil. Savaşlar Tanrı'nın değildir. Tanrı, barış Tanrısıdır. Tanrı dünyayı yarattı, her şeyi güzel yaptı ve sonra… İncil'de, bir kardeşin bir kardeşi öldürdüğü (Habil ile Kabil) anlatılıyor: ilk savaş. Yani ilk dünya savaşı kardeşler arasında. Bunu büyük bir acıyla söylüyorum.”    

“KÖKTENCİLER VAR DİYE İSLAM DİNİNİ SİLEMEZSİNİZ”

Papa, sıklıkla dostluk ve diyalog mesajları verdiği İslam dünyasının ve Hz. Muhammed'in öğretilerinin, bugünün dünyasına neler söylediğine yönelik bir soruya ise, “Onlar birçok yapıcı değere sahip, diyalog kurulabilir. Tarihin belirli bir zamanında, köktenci gruplar var diye bir dini silemezsiniz. Dinler arasında hep savaşlar olduğu doğrudur, bizler de (Hristiyanlar) özür dilemeliyiz: Catherina de Médicis bir azize değildi, şu 30 Yıl Savaşları, Aziz Bartolomeos Yortusu Kıyımı… Onlarla (Müslümanlarla) diyalog kurulabilir. Bugün camiye (Bangui'de) gidip imamla birlikte dua ettim mesela. Stadyumda halkın arasına beraber karışıp, konuştuk. Sadece din için değil biz Hristiyanlar ne kadar savaş yaptık? Roma Yağmalanması'nı (Sacco di Roma) Müslümanlar yapmadı ya” diye karşılık verdi.

“KÖKTENCİLİK PUTPERESTLİKTİR”

Köktendinciliğin dünyayı tehdit ettiği ve dini liderlerin siyasi alanda daha fazla müdahalede bulunmasının gerekliliğine ilişkin bir soruyu da cevaplayan Papa, “Siyasi alanda müdahale etmek, siyaset yapmak demektir. Onlar rahip, imam, hahamlıklarını yapsınlar. Ancak gerçek değerleri vaaz ederek dolaylı yoldan politika yapılabilir. En büyük değerlerden biri ise, aramızdaki kardeşliktir. Hepimiz Tanrı'nın çocuklarıyız. Köktencilik, her dinde bulunan bir hastalıktır, onunla savaşmak gerekir. Köktendincilik dini değildir. Neden mi? Çünkü onda Tanrı yoktur. O putperestliktir. Aynen para putperestliği gibi” ifadelerini kullandı.  

“ASIL BÜYÜK SORUN PREZERVATİF DEĞİL”

Papa Francesco, Katolik Kilisesi'nin, Afrika'da da hızla yayılmaya devam eden AIDS hastalığının bulaşmasını önlemek için kullanılması önerilen metotlardan biri olan prezervatifi yasaklayıcı tutumunun değişip değişmeyeceğine yönelik ise şunları söyledi:

“Sorunuz biraz taraflı geldi bana. Evet o metotlardan biri, Kilise ahlakı bu noktada kendisini bir muammanın önünde buluyor: hayatı savunmak mı, cinsel ilişkiyi hayata açmak mı? Sorun bu değil. En büyük sorun, yetersiz beslenme, sömürü, köle işi, içme suyu yokluğudur. Sosyal adaletsizlik büyük haksızlıktır, yetersiz beslenme büyük haksızlıktır. İnsanlar açlık ve susuzluktan ölürken, yansımalar serisinin içine düşmek istemiyorum. Silah ticaretini düşünelim mesela. Neden silah üretilmeye devam ediliyor? Savaşlar, ölüm nedenlerinin en büyüğü. Adaletli olun, tüm bunların üstesinden gelindiği zaman, bu dünyada haksızlık artık olmadığı zaman bunları konuşuruz.”

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMASI: “DÜNYA İNTİHARIN EŞİĞİNDE”

Papa Francesco, Paris'te 150 ülke liderinin katılımıyla başlayan BM İklim Zirvesi'nin, iklim değişikliğine dair bir çözümün başlangıcı olup olmayacağını ise, “Ya şimdi ya da asla. Çünkü dünya intiharın eşiğinde. Şimdiye kadar bu konuda az şey yapıldı. Sorun her yıl daha da ağırlaşıyor. Paris'tekilerin bu vicdana sahip olduklarından ve bir şeyler yapmak istediklerinden eminim. Benim bu insanlara güvenim var” sözleriyle değerlendirdi.   

ÖZGÜR BASIN AÇIKLAMASI

Papa, Vatikan'daki savurganlık ve yolsuzlukların ortaya döküldüğü “Vatileaks 2” diye adlandırılan belge sızdırma skandalına ilişkin de konuştu. 78 yaşındaki ruhani lider, bu belgeleri edinip, kitaplaştırarak ifşa eden gazeteciler Gianluigi Nuzzi ve Emiliano Fittipaldi'nin Vatikan'da yargılanmaya başlamasıyla patlak veren basın özgürlüğü tartışmalarına şu sözlerle karşılık verdi:

“Özgür, laik ya da dini basın, profesyonel olmalı. Önemli olan haberleri manipüle etmemeleri. Haksızlık ve yolsuzlukların ihbar edilmesi bana göre iyi bir iştir. Profesyonel basın her şeyi söylemelidir, ama şu üç yaygın günahın içine düşmeden: dezenformasyon, iftira ve hakaret. Gerçek bir gazeteci, hata yaparsa özür diler.” 

“AFRİKA KURBANDIR”

25- 30 Kasım arasında ziyaret ettiği Afrika'nın, daima diğer güçlerin sömürüsü altında olduğunu ifade eden Arjantinli ruhani lider, “Afrika kurbandır. Afrika sömürü şehididir. Sadece onun büyük zenginliklerini almaya çalışan güçler var. Afrika belki de en zengin kıta, ama onun büyümesine yardım etmeyi düşünmüyorlar ki herkes çalışabilsin” diye konuştu.

Bu arada Papa, her şeyin yolunda gitmesi halinde bir sonraki yurtdışı seyahatini Meksika'ya yapacağını da belirtti.

Sonraki Haber