NATO'da gerilim hat safhada: Yine PKK yine veto tehdidi
Türkiye'nin NATO'ya sunduğu YPG/PKK ile ilgili isteklerine sıcak bakmayan Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkeler arasında tansiyon yükseldi.
Türkiye'nin NATO'ya sunduğu, "PYD/YPG'nin terör örgütü PKK'nın uzantısı olduğuna" yönelik plan belgesi sonrasında kuruluş içerisinde gerilim had safhada... ABD ve diğer üye ülkelerin sıcak bakmadığı bu teklif sonrasında Türkiye en son 10 yıl önce kullandığı veto kartını çıkardı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Türkiye’nin sınır güvenliği sağlamak ve terör koridorunu yok etmek için başlattığı Barış Pınarı Harekâtı’nı eleştirerek NATO için “beyin ölümü gerçekleşti” yorumu sonrasında İttifak içerisinde gerilim yüksek…
Türkiye’nin “PYD ve YPG, PKK’nın uzantısıdır ve dolayısıyla terör örgütüdür” ibaresinin olduğu planı kabul etmesini sağlamak için en son 10 yıl önce uyguladığı bir taktiğe başvurdu. Terör örgütleri ile ilgili ibarenin yer aldığı planın kabul edilmesi için Türkiye en son 10 yıl önce NATO Genel Sekreterliği seçiminde benzer bir hamleye başvurmuştu.
2009’DA NE OLMUŞTU?
10 yıl önce, NATO Genel Sekreteri seçiminde Türkiye, ABD ve AB tarafından desteklenen aday olan Danimarka Başbakanı Rasmussen'i “veto edebileceğini” NATO'ya bildirmiş, veto kartını uygulamamak için ise bazı şartlar öne sürmüştü.
O dönemde de Türkiye'nin Rasmussen'in NATO Genel Sekreterliği'ne karşı çıkması iki temel gerekçeye dayanıyordu. Bunlardan biri Rasmussen'in Danimarka'da yayınlanan ve İslam dünyasında büyük tepki çeken Hz. Muhammed karikatürüne karşı sorumsuz tavrıydı. O dönemde Ankara’nın tepkisini çeken bir diğer olay ise PKK terör örgütünün yayın organı Roj TV'nin Danimarka'dan aldığı bir yayın ruhsatı ile tüm Avrupa'ya yayın yapmasıydı.
Danimarka’nın eski başbakanı Rasmussen’in adaylığı karşısında Türkiye veto kartını kullanmıştı.
Türkiye'nin Rasmussen'e karşılık “veto” tehdidini ortaya koymasıyla birlikte 2009'daki krizde devreye ABD ve Avrupa Birliği girmişti. Kriz çerçevesinde başlatılan pazarlıklarda, “NATO'ya bir Türk Genel Sekreter Yardımcısı” şartı kabul edilmekle birlikte, “Roj TV kapatılsın” şartı o dönemde yerine gelmemişti. Rasmussen, Roj TV konusunda ancak “Danimarka yargısının karar verebileceğini”, bu karara hükümetin herhangi bir etkisi olamayacağını ifade etmişti.
Sonuçta Türkiye Rasmussen'in NATO Genel Sekreterliği'ne onay verdi ve bir Türk diplomat da, 31 yıl aradan sonra, yeniden NATO Genel Sekreter Yardımcısı olarak atanmış Tacan İldem görevine başlamıştı. Roj TV o dönemde kapanmadı ve yayınlarını 4 yıl daha sürdürdü. Ancak bu süre içinde Türkiye'nin diplomatik girişimleri sürdü. Sonuçta, Roj TV’nin yayın lisansı, 2013'te mahkeme tarafından resmen iptal edildi ve PKK televizyonunun yayınları sona erdi.
BU KEZ TÜRKİYE'NİN KARŞISINDA ABD VAR
Rasmussen krizi sırasında ABD ve AB'nin devreye girmesi sorunun çözülmesinde kritik rol oynamış ve uzlaşma sağlanmıştı. Ancak bu son krizde, Türkiye'nin veto kartını açtığı isteği karşısında bizzat ABD yönetimi duruyor.
Türkiye'nin NATO'ya sunduğu, içinde “PYD-YPG'nin terör örgütü PKK'nın uzantısı olduğu, dolayısıyla terör örgütü olarak sayılması gerektiğini” içeren plan belgesi, ABD tarafından veto edildi. ABD'nin bu açık vetosuyla birlikte, NATO'nun pek çok Avrupalı üye ülkesinin de bu konuda Washington yönetimi ile aynı çizgide davrandıkları biliniyor.
Bu çerçevede, son karşılıklı veto hamlesinin çözülmesi, 2009 yılındaki Rasmussen krizine göre daha zor görünüyor. Konu, Londra'da yapılacak NATO liderler zirvesine kalmış durumda.