Mısır piramitlerindeki Türkçe kelimelerin sırrı ne ?
Dünya'nın 7 harikasından biri olan Mısır piramitlerindeki Türkçe kelimelerin sırrı çözüldü.
Tolunoğulları, Memlüklüler, Osmanlı ve Krallık dönemlerinde asırlarca Türk-Mısır etkileşimi yaşandı. Osmanlının Mısır’ı fethiyle birçok aydın Kahire’den İstanbul’a gelirken, İstanbul’dan da çok sayıda entelektüel ve devlet adamı Kahire’ye gitti. Osmanlı döneminde görevinde yüksek mevkilere gelmeyi hedefleyen Mısırlı yetkililer Türkçe öğreniyor, entelektüeller Türkçeyi zaten biliyordu.
Mısır’da Miladi 868’de kurulan Tolunoğulları devletinden başlayarak Kral Faruk’un tahttan indirildiği 1952 yılına kadarki sürede, Mısır’ın idaresinin başında Türkler ve Tür asıllı yöneticilerin yer alması nedeniyle Türkçe bu ülkede etkin bir dil haline geldi.
Abbasiler zamanında Mısır’da Türkler devletin askeri gücünü oluşturmaktaydı. Merkezi otorite zayıflayınca Tolunoğlu Ahmed bağımsızlığını ilan ederek, Mısır’da ilk Türk devleti olan “Tolunoğulları Devletini” kurdu.
Tolunoğulları zamanında sarayda Türkçe konuşulduğu tahmin edilse de bu döneme ait yazılan herhangi bir eser günümüze ulaşmadı.
Eyyûbi devleti zamanında benzer bir hikaye ile Türkler hem askeri güç hem de devlet yönetiminde yüksek makamlara geldiler. 1250 yılında Kıpçak kıtalarının komutanı Aybek Mısır'da bağımsızlığını kazanarak Memluk devletini kurdu.
Ardahan Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Araştırma Görevlisi Fatih Kurtulmuş, Mısır'a gelen Türklerin genellikle Karadeniz’in kuzeyinden gelen Kıpçak boylarından müteşekkil olduğunu, Kıpçakların Karadeniz'in kuzeyinde yaşadığını, Bizans kaynaklarında “Kuman”, Arap kaynaklarında “Deşt-i Kıpçak” veya “Kıfçak” olarak geçtiğini söyledi.
Memlük devletinin kurulmasından 1517 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından yıkılmasına kadar olan dönemde pek çok Türkçe eserin meydana getirildiğini ifade eden Kurtulmuş, “Bu dönemde meydana getirilen eserler literatürde Memlük Kıpçakçası olarak adlandırılır. Bu eserler; sözlük ve gramerler, dini kitaplar, askerlikle ilgili kitaplar ve edebi eserler olmak üzere dört ana grupta toplanır.” İfadelerini kullandı.
Eserlerin genel özellikleri bakımından gramer ve sözlük ile ilgili kitaplar olduğunu kaydeden Kurtulmuş, kitapların Mısırlılara Türkçe öğretmek için yazıldığını onların devlet yönetiminde çeşitli makamlara gelmesini sağlamak amacını güttüğü değerlendirdi.
Mısır’da yaklaşık iki yıl kalan ve bu alanda araştırmalar yapan Kurtulmuş Atçılık, Okçuluk ve Fıkıh ile ilgili eserlerin, dönemin sultanları tarafından Türkçeye tercümelerinin yaptırıldığını kaydetti.
Osmanlı sonrası kültürel etkileşim
Osmanlı’nın Mısır'ı fethetmesiyle birlikte pek çok aydın Kahire'den İstanbul'a gitmiş, İstanbul’dan pek çok devlet adamı ve aydın da Mısır'a geldi. Geldiklerinde çeşitli yazma eserleri de yanlarında getirdiler.
Bugün başta Mısır Milli Kütüphanesinde ve çeşitli kütüphanelerde çok sayıda Osmanlı Türkçesi yazma eser bulunuyor. Ayrıca geçtiğimiz yüzyılın başına kadar Ezher camisi içerisinde Revak-ı Türkî kısmı bulunmaktaydı ve burada aktif olarak Türkçe eğitimi devam etmekteydi.
Mehmet Ali Paşa dönemi ve sonrasında Mısır'da Türk kültürü çok daha hızlı olarak dil, eğitim, kültürel ve askeri olmak üzere pek çok sahada hızlı gelişme gösterdi. Bulak matbaasında pek çok Osmanlı Türkçesi eser basıldı.
Mısır Ayn eş-Şems Üniversitesi Doğu Dilleri Bölümü Türkoloji Fakültesi öğretim görevlisi Dr. Ahmed Necm, Türkler ile Mısırlılar arasında Tolunoğulları devleti ve öncesinde başlayan ilişkiler nedeniyle askeri, ekonomik, siyasi ve kültürel etkileşimin yaşandığını söyledi.
Mısır’a gelen Türklerin ilk başlarda Arapça bilmediğini ve sonraki süreçte öğrendiğini kaydeden Necm, Türkçe’nin Arapçadan etkilendiği gibi Arapçanın da Türkçeden etkilendiği, özellikle de Mısır halk diline (ammicesine) çok sayıda Türkçe kelimenin girdiğini kaydetti.
Bu konuda bir araştırma yaptığını ve halen Mısır halk dilinde kullanılmakta olan Türkçe kelimeleri yayınladığını da hatırlatan Necm, bu etkileşimin asırlarca süren beraberliğin bir sonucu olduğunu ifade etti.
El-Ezher Üniversitesi Türkoloji Bölüm Başkanı Hazim Said ise AA muhabirine, Mısır’da Osmanlı döneminde Türkçenin entelektüeller tarafından bilindiği ve konuşulduğunu, ancak halk arasında yaygın olmadığını halkın Arapça konuştuğunu anlattı.
Said özellikle de bulunduğu görevde yükselmek ve başkent İstanbul’a giderek orada görev almak isteyen yetkililerin iyi derecede Türkçe öğrendiğini kaydetti.
Türk-Mısır etkileşiminden doğan eserler
Türklerin Mısır’da var oldukları dönemlerde önemli sözlükler ve gramer kitapları yazıldı. Kitâbü'l-İdrâk li Lisâni'l-Etrâk, Kitâb-ı Mecmû-ı Tercümân-ı Türkî, Acemi ve Muğalî, Et-Tuhfetü'z-Zekiyye fı'l-Lûğati't-Türkiyye, El-Kavânînü'l-Külliyye Li-Zabti'l-Lûgati't-Türkiyye, Ed-Dürretü'l Mudiyye fi'l-Lügati't-Türkiyye söz konusu dönemde yabancılara Türkçe öğretmek için yazılan en önemli eserler olarak biliniyor.
İslami ilimlerde ve özellikle de fıkıh alanında da kitaplar yazıldı. İrşâdü'l-Mülûk ve's-Selâtîn Kitâb-ı, Mukaddime-i Ebû'l-Leysi's-Semerkandî, Kitâb fi'l-fıkh, Kitâb fi'l-Fıkh bi-Lisâni't-Türkî, Mukaddemetü'l-Gaznevi fi'i-?İbâdât (Ziyâ'u'l-Ma'nevî) ve Tercüme Şerhü'l-Menâr bu alanda öne çıkan eserlerdir.
Okçuluk ve Atçılık alanında ise Baytaratü'l-Vâzıh, Münyetü'l-Guzât, Kitâbü'l-Hayl, Kitâb fi-ilmi'n-Nüşşâb bilinen en yaygın eserlerin başında geliyor.
Günümüz Mısır’ında Türkçeye büyük ilgi
Mısır ve Türkiye arasındaki siyasi gerginliğe rağmen Ortadoğu’da Türkçeye en fazla bu ülkede ilgi duyuluyor. Kahire Yunus Emre Enstitüsü ihtiyaca cevap veremediği için her yıl kursiyer kontenjan sayısını artırmak zorunda kalıyor.
İnternet üzerinden alınan “uzaktan Türkçe” programında ise Mısır dünyada birinci sırada yer alıyor.
Mısırlı ve Türk uzmanlar, Mısır’da hala kullanılan Türkçe kelimelerin yanı sıra Mısır halkının Türkçeye duyduğu ilginin esrarının 1150 yıllık birliktelikte saklı olduğuna işaret ediyor.