Macron'dan çok ses getirecek ABD çıkışı

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa Birliği'nin (AB) özellikle güvenlik konularında son dönemde önemli gelişmeler kaydettiğine işaret eden Macron, "Avrupa artık, güvenlik alanında sadece ABD'ye bağımlı olmamalıdır. Avrupa'nın güvenliğini ve bağımsızlığını sağlamak için sorumluluk almak bugün bizim görevimizdir." ifadelerini kullandı.

Macron, Fransa cumhurbaşkanlığı sarayı Elysee'de, yıllık konferans için toplanan ülkesinin büyükelçilerine hitap etti.

Güvenlik konularında gelecek aylarda yeni açıklamalarda bulunacağını kaydeden, Rusya ile Suriye konusunda önemli ilerlemelerin kaydedildiğini ve güvenlik konularında da yeni partnerleri de içine alan çözümler üzerinde duracaklarına dikkati çekti.

“ESED’İN KALMASI FECİ BİR SENARYO”

Macron, Suriye'de Esed'in yönetimde kalmasının "feci bir senaryo" olacağını belirterek, ülkesinin Suriye'ye askeri bir harekat için hazır olduğu işaretini verdi.

Suriye'ye askeri ve insani yardım için Esed'in alaşağı edilmesini bir ön şart olarak görmediklerini söyleyen Macron, "Bu feci bir senaryo olurdu. Milyonlarca kişinin mülteci olarak göç etmesine kim sebep oldu? Kim kendi halkını katletti? Suriye'nin gelecekteki yöneticilerini belirlemek, başka bir ülkenin olmadığı gibi Fransa'nın da görevi değildir. Fakat Suriye halkının bunu yapabilecek durumda olmasını sağlamak bizim görev ve çıkarımızadır." şeklinde konuştu.

“KİMYASAL SİLAH KULLANILIRSA ASKERİ HAREKATA HAZIRIZ”

Macron ayrıca, kimyasal silah kullanılması durumunda Fransa'nın askeri bir harekata hazır olduğu bilgisini de verdi.

Esed rejiminin, İdlib'de yeni bir insani trajedi ortaya koyma tehdidinde bulunduğunu söyleyen Macron, "Rejim, siyasi geçiş için en ufak bir niyet göstermemiştir. Bu yeniden, rejim ve taraftarlarının baskı altında tutulmasını gerektirmektedir. Bu konuda Rusya ve Türkiye'den, taahhütleri çerçevesinde çok şey bekliyorum." dedi.

Suriye krizi konusunda çizgilerinin belli olduğunu kaydeden Macron, bunun, Avrupa'nın güvenliğini tehdit eden DEAŞ ve terörist gruplarla mücadele, sivillere kapsayıcı bir destek ve Birleşmiş Milletler (BM) ile işbirliği halinde siyasi bir çözüm için çalışmak olduğunu söyledi.