KKTC'ye düşen füzede ''İsrail izi'' iddiası
Suriye'nin İsrail'e karşı kullandığı S-200 füzesinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Taşkent Köyü'ne düşmesi olay yarattı. Füzeyle ilgili çok ilginç iddialarda bulunuldu.
Suriye'nin dün akşam İsrail saldırısına karşı kullandığı S-200 füzesinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki (KKTC) Taşkent köyü bölgesine düşmesinin yankıları sürüyor.
Savunma politikaları uzmanları, füzenin bölgeye düşmesinin nedenlerine ve Türkiye’nin bundan sonra ne yapması gerektiğine yönelik değerlendirmelerde bulundu. Savunma Politikaları Uzmanı Arda Mevlütoğlu, "İsrail, Suriye'ye karşı bir hava saldırısı gerçekleştirdi. O uçaklara karşı bir füze ateşlenmiş ve hedefini bulmayan füze, Kıbrıs’a düşmüş olabilir. Burada şöyle bir soru akla geliyor; gerçekten bir İsrail uçağına mı ateşlendi ya da İsrail elektronik bir harp sonucu sahte hedef oluşturarak Suriye radarlarını yanılttı mı? Bu spekülasyon açık bir konu" dedi.
Savunma Politikaları Uzmanı Arda Mevlütoğlu, KKTC'nin başkenti Lefkoşa yakınlarında Taşkent köyüne düşen füze ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Mevlütoğlu, ilk yansıyan görüntülerden söz konusu cismin 'SA-5' tipi bir hava savunma sistemi füzesi olduğunu söyleyerek, "Bu füzeden Suriye rejiminde hava savunma bataryalarında mevcut. Eski Sovyet üretimi bir hava savunma füzesi ve uzun menzilli, yüksek irtifada önleme gerçekleştirebilen bir füze. Değişik tipte füzeler kullanabiliyor. Bunların niteliklerine göre de yaklaşık 180 ile 300 kilometre arasında menzili var. Suriye bu sistemleri özellikle İsrail’in saldırılarına karşı kullanıyor. İsrail, özellikle son 3-4 yıldır Suriye’deki hedeflerine karşı hava taarruzlarını ciddi oranda arttırmış durumda. Suriye de bu 'SA-5' füzelerini İsrail’e karşı yoğun olarak kullanıyor, bunu biliyoruz" dedi.
'SAHTE HEDEF OLUŞTURMA KESİN GİBİ'
Mevlütoğlu, 'SA-5' füzelerinden 5'inin daha önce Türkiye topraklarına, Şanlıurfa'ya düştüğünü, yine 'SA-5' füzesinin geçen Eylül ayında Rus uçağının yanlışlıkla vurulmasında da başrol oynadığını hatırlatarak şöyle konuştu:
"Dolayısı ile bu füzelerin kullanılma şekli özellikle düşman uçağının yaklaşık geliş istikametine yönelik füzenin ateşlenmesi ve onun yakınlarında patlaması suretiyle çok geniş bir alanda harp başlığı ve parçacık şarapneli ile uçağa zarar verilmesi hedefleniyor. Bir nevi körlemesine ateşliyorlar ve bu körleme sırasında hedefine ulaşmayan bir füze de başıboş bir şekilde, serseri bir mayın gibi düştüğü yerde tahribata sebep oluyor. Dolayısı ile böyle bir hedef şaşırtma gerçekleşmiş olabilir. Nitekim İsrail'in de dün Suriye'ye karşı bir hava saldırısı gerçekleştirdiğini biliyoruz. O uçaklara karşı bir füze ateşlenmiş ve hedefini bulmayan füze, Kıbrıs’a düşmüş olabilir. Burada şöyle bir soru akla geliyor; gerçekten bir İsrail uçağına mı ateşlendi ya da İsrail elektronik bir harp sonucu sahte hedef oluşturarak Suriye radarlarını yanılttı mı? Bu spekülasyon açık bir konu. Böyle bir şey olmuş olabilir. İsrail kendisine doğru ateşlenen bir füzeyi kasıtlı olarak Kıbrıs’a düşmesini sağlayıp sağlamadığını bilemeyiz. Ancak böyle bir saldırı sırasında İsrail’in Suriye radarlarına bir elektronik karıştırma, bir sahte hedef oluşturma gibi bir şey yapması neredeyse kesindir. Bu ucuz atlatılan bir olay. Bunun gibi olayların artması riski mevcut."
'YAKIT ZEHİRLİ'
Mevlütoğlu, 'SA-5'in sıvı yakıt kullanan bir füze sistemi olduğunu belirterek, "Bu tip füzelerde kullanılan yakıt zehirli bir niteliğe sahiptir. Dolayısı ile bu tarz olaylarda, bir füzenin düşmesinde çevre emniyetinin alınması çok önemli. Çünkü bu kimysalların solunma veya toprağa karışması ya da teması insanlarla veya hayvanlarla teması ölümcül sonuçlara neden olabilir. Bu kapsamda AFAD’ın olaya müdahalesi kesinlikle gerekli" diye konuştu.
SERDAR SEMENT: İSRAİL İÇİN ÇOCUK OYUNCAĞI
Siyasi analist Serdar Sement, "İsrail, elektronik hesaplama yöntemiyle füzenin ateşleyicisinin kapasitesinin yerini, menzilini, nasıl geleceğini ve mermisini biliyor ve bundan kaçabiliyor. İsrail için bu çocuk oyuncağı, bu teknikle eylül ayında Rus uçağını düşürdü. Bunu Rus Hava Kuvvetleri de söyledi" dedi.
Füzenin düşmesinin G-20 Zirvesi’ne denk gelmesini hatırlatan Sement, "Biz ne zaman Amerika karşısında bir kazanım elde etsek, Amerikan siyasi idaresinde bize yönelik bir kırılma üretirsek, hep İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’dan aktivasyon görüyoruz. Onların derdi bizim Amerika ile çekişmemizin çatışmaya, ekonomik yaptırıma dönmesi" diye konuştu.
“S-400’Ü ALMAMIZ GEREKLİ”
Atılması gereken adımlara yönelik öneride bulunan Sement, "S-400 almanın ve S-400’e yakın hava savunma sistemleri edinmenin ne kadar gerekli olduğunu herkes görmüştür. Dolayısıyla S-400’ler ve ona bağlı alt savunma sistemleri almamızın kesinleştiği ve acilleştiğini herkesin görmesi gerekir. Ordumuzla gurur duymalıyız. Bu füzeyi Mersin, Diyarbakır ve Awacs’larımız gördü, hangi rampadan işlendiğini, neden ateşlendiğini gördü, ederini anladı ve tepkimesini buna göre biçimlendirdi. Askerimiz bunu anında radarda tanımlamış ederinin ne olduğunu görmüş çatışma bölgesinde bu tür kazaların olabileceğini Türk Silahlı Kuvvetlerimiz anında anlamıştır" diye konuştu.
“İSRAİL’İN PAYI VAR”
Güvenlik Uzmanı Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın da, olayda İsrail’in büyük payının olabileceğini savundu. Prof. Dr. Caşın, "Çünkü İsrail elektronik harp sistemleri olan bir devlet. Geçtiğimiz hafta içerisinde İsrail, Amerikan Hava Kuvvetleri ve İngiliz Hava Kuvvetleri’ne bağlı uçaklar Suriye taarruzunda bulundu. Daha iyi anlaşılması için radar izlerinin bilinmesi gerekiyor. Mersin ve Diyarbakır radarı bu füzenin atıldığını görmüştü. Ruslar mı attı, Suriyeliler mi attı? Ve hangi tip füze atıldı? Bu karadan karaya ya da denizden atılan bir füze olabilir" dedi.
Elektronik araç sistemiyle füzeleri sadece İsrail’in değil, Amerika’nın da yönlendirebileceğini söyleyen Prof. Dr. Caşın, "Herkes, herkesin füzesini elektronik olarak yönlendirebilir. Bu sizin elektronik harp yeteneğinize bağlı" ifadelerini kullandı.
“KKTC TOPRAKLARINA SALDIRI GÖZ ARDI EDİLEMEZ”
Prof. Dr. Caşın, "Türkiye’nin garantör olduğu KKTC topraklarına bir saldırı yapılmıştır. Bu göz ardı edilmemeli. Eğer Suriye bunu yaptıysa, suçludur. Türkiye ve KKTC, derhal güvenlik konseyine Suriye’yi ikaz etmesi için diplomatik nota verilmelidir. Aksi ispat edilinceye kadar bunu Suriye yaptı" diye konuştu.
“İSRAİL’İN MÜDAHALESİ SÖZ KONUSU DEĞİL”
Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş ise "Bu tür füzeler atıldığı zaman hedefini bulamayınca serbest uçuşla gidebildiği yere kadar gidiyor. O nedenle KKTC’ye düşüyor. Yoksa İsrail’in füzeyi elektronik bir sistemle yönlendirmesi ve teknik olarak müdahale etmesi söz konusu değil. İsrail uçakları Suriye’deki hedeflere taarruz planladı. O saldırıyı engellemek için Suriye tarafından atılan bir füze. Hedefini bulamadığı ve menzili Kıbrıs’a denk geldiği için oraya düşüyor. Bu karaya atılan bire füze değil. Karadan havaya atılan hava savunma füzesi yani İsrail uçaklarına karşı atılıyor. Hedefini bulamayınca gidebildiği yere kadar gitmiş KKTC’ye düşmüş" dedi.