Katar krizi böyle patlak verdi
7 Müslüman ülke Katar'la ilişkileri kesti. İşte dünya gündemine bomba gibi düşen krizin perde arkası...
Petrol ve doğalgaz zengini Körfez’de son yılların en büyük krizi patlak verdi. Önce Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn, sonra Yemen, Maldivler ve Libya’da Tobruk yönetimi doğalgaz zengini Katar ile tüm diplomatik ilişkileri askıya aldıklarını duyurdu. Sadece Suudi Arabistan ile sınırdaş olan Katar adeta karadan abluka altına alınırken gıda gibi temel ihtiyaçların deniz ve havayoluyla temin edilmesi gündeme geldi. Bu arada Suudi Saudi, BAE’li Etihad, Emirates ve FlyDubai gibi önde gelen havayolu şirketleri Katar’a yönelik uçuşları askıya aldı, BAE merkezli Etihad bugünden itibaren bu ülkeye uçuşlara son vereceğini açıkladı.
Katarlı diplomatların 2 gün, Katar vatandaşlarının 14 gün içinde ülkelerine dönmeleri istendi. Bu ülkeler ayrıca sınırlara ilaveten Katar uçaklarına hava sahalarını da kapattı. Katar’a yöneltilen suçlamalar arasında terör örgütlerini barındırarak teröre destek vermesi, basın yayın organlarında terör örgütlerinin propagandasını yapması ve İran’a yakın tutum sergilemesi yer aldı. Riyad yönetimi, karar gereği Suudi vatandaşlarının Katar’a seyahati ve ülkede sürekli oturumu ile Katarlı vatandaşların ülkeye gelmesi ve transit hava limanlarını kullanmasının yasaklandığını da kaydetti.
KOALİSYONDAN ÇIKARILDI
Öte yandan Katar’ın, Suudi Arabistan öncülüğünde Yemen’de Şii Husilere karşı oluşturulan Uluslararası Koalisyon’daki rolünün sona erdiği de açıklandı. Koalisyon Komutanlığı açıklamasında, Uluslararası Koalisyon’un, “Yemen’de terörizmi güçlendirmesi ve darbeci milislerle ilişkilerinden dolayı” Katar’ın koalisyondan çıkarılmasına karar verdiği kaydedildi.
KATAR’DAN SERT TEPKİ
Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, “haksız karardan üzüntü duyduklarını” belirtti. Al Sani, “Haksız uygulamalar var ve bunlar temeli olmayan iddialara ve suçlamalara dayanıyor” dedi, kararın vatandaşlarının normal hayatını sürdürmesine etki etmeyeceğini belirtti. Katar Dışişleri Bakanlığı tarafından açıklamada ise kararın Katar üzerinde vesayet kurma isteği olduğu ifade edildi.
KİM NE DEDİ?
ABD: Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, krizin aşılması için yardımcı olmaya hazır olduklarını, Körfez İşbirliği Konseyi’nin birlik içinde olmasının önemli olduğunu söyledi. Pentagon ise ABD ordusunun Katar’dan yürüttüğü Afganistan, Irak ve Suriye’deki operasyonlarında herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığını açıkladı.
RUSYA: Rusya Devlet Başkanı Putin’in Sözcüsü Dmitriy Peskov, “Rusya, Körfez ülkelerinin tamamıyla diyalogdan yana. Temennimiz bu krizin bir an önce diplomatik yoldan çözülmesidir” dedi.
İRAN: Arap ülkeleri arasında çıkan krizde adı geçen İran, krizin aşılması için ‘siyasi ve barışçıl metotlara yönelme’ çağrısı yaptı. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bahram Ghasemi, Dışişleri internet sitesinde taraflara ‘açık ve doğrudan diyalog’ önerisinde bulundu.
İSRAİL: Savunma Bakanı Avigdor Liberman, “Arap ülkeleri bile bu bölgedeki riskin İsrail değil, terörizm olduğunu anladı. Bu durum Arap ülkeleriyle radikal İslami teröre karşı iş birliği için bir fırsat” dedi.
3 SORUDA KATAR KRİZİ
1- Kriz nasıl tırmandı?
Arap krizi, ABD Başkanı Trump’ın Suudi Arabistan’a 15 gün önceki ziyaret sonrasına denk geldi. İran’ı izole etmeye çalışan Trump, Müslüman ülkeleri silahlı terör gruplarına karşı birlik olmaya çağırırken Tahran’ı silahlı gruplara sponsor olmakla suçladı. ABD, bu ziyarette Riyad’a 110 milyar dolarlık silah da sattı. Bu ziyaret sonrasında 23 Mayıs’ta Katar’ın resmi haber ajansı QNA, Katar Emiri Şeyh Tamim Bin Hamid es-Sani’nin askeri okul mezuniyet töreninde yaptığı iddia edilen bir konuşmanın haberini yayınladı. Buna göre Emir, İran ve Körfez ülkeleri arasındaki gerilimi eleştiriyor, Hizbullah ve Hamas’ın siyasi güç olduğunu, Trump’ın ABD’nin başında uzun süre kalamayacağını söylüyordu. Katar, siber saldırıya uğradığını söz konusu haberin yalan olduğunu açıklasa da Arap kamuoyunda haber geniş yankı buldu.
2- Neyle suçladılar?
S.Arabistan, Doha’nın terör örgütlerine destek vermesi, Katif ilindeki İran bağlantılı terör eylemlerine destek vermesi, Yemen’de Şii Husi militanları desteklemesi gerekçesiyle bu kararın alındığını açıkladı. Suudi ajansı SPA terör örgütleri olarak Müslüman Kardeşler, IŞİD ve El Kaide’yi saydı. Mısır, ‘El Kaide ve DEAŞ fikrini yaydığı, ülkenin içişlerine karıştığı’ gerekçesiyle Doha’ya karşı bu kararın alındığını belirtti. Bahreyn, ülkesinde eylem yapması için Doha’nın İran bağlantılı silahlı örgütlere mali destek sağladığını iddia etti.
3- Gerilim aşılabilir mi?
Katar, en büyük likit doğalgaz (LNG) üreticisi. ABD’nin Ortadoğu’daki en büyük askeri üssü de Katar’da. Ülke 2022’de Dünya Kupası’na ev sahipliğine hazırlanıyor. 2014’de de aynı gerekçelerle S.Arabistan, Bahreyn ve BAE, Katar’dan elçiliklerini çekmiş, kriz 8 ay sürmüştü. Körfez gerilimi sahip oldukları mali kaynaklar ve nüfuz ile Libya, Suriye, Irak, Yemen ve Mısır’da süren savaş veya çatışmaları yönlendirmeye çalışan Arap ülkeleri içindeki dengeyi de değiştirebilir. S.Arabistan’dan gelen gıda kamyonları bile ülkeye giriş yapamazken Katar, tecrit nedeniyle geri adım atmak zorunda kalabilir.
İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin Özel Kalem Müdürü Hamid Ebutalibi, diyalog çağrısında bulunurken, ABD Başkanı Trump’ın Suudi Arabistan’ı ziyareti sırasındaki Kral Selman ile yaptığı kılıç dansına işaret ederek, “Olanlar, kılıç dansının ilk neticeleridir” iddiasında bulundu.
ELLERİ KÜREDE POZ VERMİŞLERDİ
ABD Başkanı Trump, Suudi Kralı Selman ve Mısır Cumhurbaşkanı El Sisi, 21 Mayıs’ta Riyad’da, Uluslararası Radikal Düşünceyle Mücadele Merkezi’nin açılışında “dünya küre”ye ellerini koymuştu.
ERDOĞAN’DAN TELEFON DİPLOMASİSİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar krizinin aşılması için devreye girdi. Erdoğan’ın konuyla ilgili ilk olarak, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i aradığı bildirildi. Erdoğan Putin’in yanı sıra, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Şeyh Sabah El Ahmed Al Sani, Kuveyt Emiri El Sabah ve Suudi Arabistan Kralı Selman ile de telefonda görüştü. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Mübarek Ramazan ayının ruhuna uygun bir şekilde dost ve kardeş ülkeler arasında yaşanan bu tatsızlığın bir an önce çözüme kavuşturulması için Sayın Cumhurbaşkanımız diplomatik temaslara başlamışlardır” dedi. Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş da dünkü Bakanlar Kurulu toplantısının ardından, “Türkiye olarak bu sorunun çözülmesi için üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getireceğiz. Asıl olan diplomasi kanallarının açık tutulmasıdır” dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise “Hepimizi üzen bir gelişme” değerlendirmesinde bulundu.
KATAR’DA 88 TÜRK ASKERİ
Öte yandan Katar’da Türkiye ile Katar silahlı kuvvetlerinin ortak kurduğu üssün ise şu aşamada kapatılmasının söz konusu olmadığı öğrenildi. Üst düzey bir kaynak, “Üste 88 personelimiz var. Şu ana kadar siyasi iradeden askerlerin geri çekilmesi konusunda gelmiş bir talimat yok” dedi.
YAKIŞ: TARAF OLUNMAMALI
Eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, Türkiye’nin taraflardan birini tutar tavır takınmaması gerektiğini vurgulayarak, “Ortaya çıkan gerginlik kendilerine özgü ve Türkiye’yi ilgilendirmeyen nedenlere dayanıyor. Türkiye’nin bu çekişmede bir tarafla yakın görünmesi uzun vadeli çıkarlarına aykırıdır. S. Arabistan ve Katar, Türkiye için iki dost ülkedir. Bu ülkeler arasında birisinden taraf olmak doğru değildir. Türkiye zaten dış politikada ciddi şekilde izole durumda. Tarafgir olmak izolasyonu daha da artırır” dedi.
ÖZÜLKER: ZARAR GÖRÜRÜZ
Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, şu değerlendirmeyi yaptı: “Katar korkunç zengin bir ülke. Hizbullah, Hamas, Müslüman Kardeşler, hatta IŞİD’le ilişkileri gayet iyi. Katar, İran’la da iyi geçinmeyi menfaati olarak değerlendiriyor. Türkiye’nin çok dikkatli gitmesi lazım. İran’la, S. Arabistan arasındaki mezhepsel savaş kaynaklı bu olayda biz taraf olmamalıyız. Gerginliğin, İran’ı hedef alan Trump’ın bölgeyi ziyareti sonrası gerçekleşmesi çok manidar. Kendi içlerinde kendileri halletsin. Taraf olursak, ciddi zarar görürüz.”