Kabil'den ''Bize Atatürk lazım'' çığlığı
Türkiye’de okuyan ve Kabil’de yaşayan Sakhi Samimi, “Atatürk gibi bir lider çıkar güçlü bir hükümet kurulursa ancak ülkemizde yaşayabiliriz” dedi.
Katı şerait kuralları uygulayarak özellikle kadın ve çocukların korkulu rüyası olan Taliban milyonlarca kişiyi göçe zorlarken bir o kadar kişi de evlerine kapandı.
O kişilerden biri olan Türkiye’de okuyan Kâbil’de yaşayan Sakhi Samimi ve Uzra Hosaini, "Evlerde tedirgin bekliyoruz. Taliban bizim için ölüm demek, bu zihniyetiyle yaşanmaz. Afganların içerisinde Atatürk gibi bir lider çıkar güçlü bir hükümet kurulursa ancak ülkemizde yaşayabiliriz" dedi.
Afganistan’daki savaşın uluslararası bir savaş olduğunu söyleyen Samimi, "NATO ve ABD karşısında Çin, İran ve Rusya siyasi çıkarları adına terörist bir örgüt olan Taliban’a destek verdi. Bu çok üzücü bir şey. Hükümet ihanet etti. Baştaki siyasetçiler vatanı sattı. Devletler ne kadar mülteci alabilir ki? Afganistan için çözüm özellikle Çin, Rusya ve Pakistan’ın Taliban ile Afganistan’da nasıl bir hükümet kuracağından geçiyor.
Ama şu ana kadar kurulan hükümetler hep başka ülkelere bağlı olduğu için gelecek konusunda bir umudum yok. Biz demokratik bir hükümetin kurulmasını istiyoruz. Gençler Taliban’a karşı savaşı tercih ediyor. Uluslararası ülkelerin bir şey yapmasını bekliyoruz. Afganların içerisinde Atatürk gibi biri olursa, güçlü bir hükümet kurulursa ancak ülkemizde yaşayabiliriz" diye konuştu.
"10 GÜNDÜR EVDEN ÇIKMIŞ DEĞİLİZ"
Uzra Hosainide şu an yeğenleri ve yengeleri dahil 18 kişiyle birlikte Kâbil’de bir evde yaşıyor.
Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden mezun Hosaini, 8 yıl Türkiye’de kalmış, 2016’da okulu bitirdikten sonra Afganistan’a dönmüş. Devlet memuru olarak çalışan Hosaini, Taliban’ın kadınlara yönelik baskıları nedeniyle işini bırakmak zorunda kalmış.
Taliban’ın özellikle kadınlar ve çocuklar üzerinde etkisini vurgulayan Hosaini, "Taliban gelmeden önce çalışıyorduk, daha pozitif düşünüyorduk, geleceğe dair planımız vardı. Ama bugünden sonra kadınların bırakın rahat bir şekilde işe, okula gidebileceğine inanmıyorum. Özellikle kadınların hayatları tehlikede. Daha önce kadınları kendileri için alıyorlardı aynı durumun yaşanmasından korkuyoruz. Yüz binlerce kadının, ortak sorusu; ‘Geleceğimiz nasıl olacak?’ Hayatımız tehlikede olduğu için 10 gündür evden çıkmış değiliz. Her gün gözyaşı döküyoruz" dedi.