İşte PKK'nın Irak'taki varlığı

Irak ordusunun bazı bölgelerden çekilmesinden sorna PKK'lılar bazı bölgelerde hızlı bir şekilde genişledi.

Irak ordusunun Haziran 2014 tarihinde terör örgütü  DEAŞ'ın saldırılarına ciddi bir direniş göstermeden ülkenin 2'nci büyük kenti  Musul'u terk etmesi ve hemen ardındanIrak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne (IKBY) bağlı  Peşmerge güçlerinin kentin kuzeyindeki Sincar ilçesini boşaltması terör örgütü  PYD/PKK'nın hızlı bir şekilde bölgede yayılmasına yol açtı. 
 
Irak topraklarında 1982'den beri sadece kuzey bölgelerindeki  İran-Irak-Türkiye sınırları ve 1990'lı yıllarda ise Musul'un güneyindeki Mahmur  Kampı'nda varlık gösteren PKK, DEAŞ'ın ülkenin üçte birini ele geçirmesinden sonra ortaya çıkan güvenlik boşluğundan yararlanarak, birçok bölgede nüfuz  göstermeye başladı.
 
Peşmerge güçlerinin, İran sınır hattındaki Diyala iline bağlı Hanekin  ilçesinden başlayıp sırasıyla güneyde Celavla, Karatepe, Dakuk, orta bölgelerde  Tuzhurmatu, Mahmur, Guver ve kuzeydeki Sincar ilçesinde DEAŞ ile çatışmalarda  kırılgan bir direnç göstermesi, PKK'nın destek bahanesiyle söz konusu bölgelerde  yerleşmesine neden oldu.
 
Askeri olarak bölgede DEAŞ ile çatışıyorum algısı oluşturan  PYD/PKK'nın, daha sonraSuriye'de Kobani olaylarında ABD'den mühimmat desteği  alması ve uluslararası basında insan kurtaran bir örgüt imajının verilmesi örgütü  siyasi olarak da bölgede güçlendirdi.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani  liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi'nin (KDP) haricinde, Süleymaniye  merkezli ve Tahran'a yakınlığıyla bilinen Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve  IKBY'de muhalefetin başını çeken Goran (Değişim) Hareketi, PKK'nın kendi  bölgelerinde serbet bir şekilde faaliyet göstermesine izin veriyor.

KYB ve Goran, DEAŞ'ın bölgeye gelmesinden sonra PKK'nın Süleymaniye  kentinde rahat hareket etmesini ve Kerkük kentinde ise askeri kamplarının  varlığını sürdürmesini destekliyor.
 
"PKK gerillalarına saygıyla bakıyoruz"
 
Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Erşet Salihi, 18 Eylül tarihinde  PKK'nın Kerkük'teki varlığına karşı çıkıp bölgeyi derhal terk etmesini istemişti.
 
 Bunun üzerine Kerkük'teki KYB'li Peşmerge Komutanı ve Politbüro Üyesi  Westa Resul ertesi gün bir basın toplantısı düzenleyerek, "Erşet Salihi’nin  gerillayla ilgili sözlerini ve PKK’yı terörist olarak tanımlamasını reddediyoruz.  PKK gerillalarına saygıyla bakıyoruz." demişti.
 
 Kerkük'te açık bir şekilde askeri varlığına devam eden örgüt,  özellikle Şii Türkmenlerin olduğu Tuzhurmatu ve Dakuk ilçelerine militanlarını  gönderip, Türkiye ve KDP aleyhine propaganda yaptırıyor.
 
 PYD lideri Salih Müslim ise 14 Haziran tarihinde Kerkük kentini  ziyaret edip, İl Valisi Necmeddin Kerim ile bir araya gelmişti. Salih, Kerkük'ün  Kürtler için mukkades olduğunu belirtmişti. İl Valisi Kerim ise, Rojava  (Suriye'nin kuzeyi) ve Kerkük arasındaki dayanışmanın daha da güçleneceği  sinyalini vermişti.

Kerkük kent merkezi girişinde terör örgütü PKK lideri Abdullah  Öcalan'ın fotoğraflarının yer aldığı bez parçalarının yer alması, PYD lideri  Salih Müslim'in komşu ülkeden gelen bir siyasi lider olarak karşılanması, kentin  güney bölgesindeki örgütün askeri kamplarının varlığının sürmesi, PKK'ya hem  siyasi hem de askeri desteğin verildiğini açık bir şekilde gözler önüne seriyor.
 
Süleymaniye, PKK'nın üssü
 
Terör örgütü PKK için Süleymaniye, Kandil-Türkiye-Avrupa ve diğer  ülkelerin bağlantısını sağlayan bir kent konumunda. Örgütün Suriye'de DEAŞ ile  çıkan çatışmalarda yaralanan militanlarının özel helikopterle nakledildiği  Süleymaniye kentinde tedavi edildiği iddia ediliyor.
 
 Aynı zamanda Süleymaniye Havalimanının, örgütün Avrupa ve Türkiye'den  gelen kadrolarının Kandil ile bağlantısına büyük kolaylık sağladığı belirtiliyor.
 
  Süleymaniye kent merkezinde örgütü temsil eden flama ve posterlerin  yaygın bir şekilde satıldığı görülüyor. Aynı zamanda örgütün birçok dilde yayın  yaptığı "rojnews" ve "fıratnews" haber sitelerinin merkezleri bu kentte yer  alıyor.
 
 PYD'nin Suriye'nin kuzeyinde ilan ettiği ve sadece KYB'nin tanıdığı  kantonları, KDP ise tanımayıp şiddetle karşı çıkıyor. KYB'nin hakimiyetindeki  Süleymaniye kentinde ise söz konusu kantonların temsilciliği 2015 yılından beri  var.

Sincar'ın 2'nci Kandil olması çabası
 
DEAŞ'ın Musul'un kuzeybatısında Ezidilerin çoğunlukta yaşadığı Sincar  ilçesine 3 Ağustos tarihinde saldırması ve oradaki Peşmerge güçlerinin çekilmek  zorunda kalmasını fırsat bilen PKK, Suriye ve Kandil'den gönderdiği militanlarla  bölgedeki varlığına start verdi.
 
 Örgüt, iki buçuk yıldan uzun bir süredir Sincar dağı ve çevresinde  askeri kamp ve kontrol noktaları kurarak, bölgede hakimiyetini kalıcı hale  getirmek istiyor.
 
KDP Başkanlık Konseyi Üyesi Ali Avni, AA muhabirine yaptığı  açıklamada, "PKK, Şengal'de İran'ın çıkarlarına hizmet edecek ikinci bir Kandil  kurma çabası içerisinde. Dağın içerisinde tünel kazıp kendilerine üs kurmak  istiyorlar. Ancak oradaki Ezidiler ve KDP bu planın farkında." ifadelerini  kullanmıştı.
 
 Ezidilerin din adamları ve önde gelenleri 27 Eylül tarihinde örgütün  bölgesi terk etmesi için Sincar'daki Şerfeddin Türbesinde bir araya gelerek ortak  bir bildiri yayımlamıştı.
 
Sincar Kaymakamı Mehma Halil, “Şengal (Sincar) Dağı ve diğer bazı  bölgeler, bir süredir Rojava’dan gelen bir güç tarafından işgal edilmek  isteniyor. Bunu kabul etmiyoruz. Bu gücün burayı terk etmesini istiyoruz.”  demişti. Ezidi Peşmerge Komutanı Kasım Şeşo da PKK’yı kastederek, “Şengal Dağı’na  gelen bu gücün çekilmesini istiyoruz. Burası bizim bölgemiz. Kendimizi  koruyabiliriz. İhtiyaç olduğunda bize yardım etmelerini isteriz.” diye  konuşmuştu.
 
IKBY'deki siyasi istikrarsızlık, PKK'nın ekmeğine yağ sürüyor

DEAŞ'ın meydana getirdiği güvenlik krizi sayesinde bölgede askeri  varlığını artıran PKK, aynı zamanda IKBY'deki KDP ve KYB arasında uzun bir süre  devam eden stratejik siyasi anlaşmanın sona ermesi ve muhalefetin başını çeken  Goran Hareketinin ortaya çıkmasıyla başlayan anlaşmazlıklardan faydalanarak nüfuz  sahibi oldu.
 
KDP'nin Türkiye ile yakınlaşmasına karşı, KYB ve Goran'ın aynı cephede  yer alarak İran'a yakınlaşmayı tercih etmesi üzerine PKK da tabiatıyla KYB ve  Goran safına destek verdi.
 
Türkiye'ye yakın KDP ile olan anlaşmazlıktan dolayı KYB ve Goran  PKK'ya destek verip, örgütün büyümesine ve varlık göstermesine müsaade ediyor.

Bağdat'ın PKK'ya desteği

Sincar ilçesinde PKK etkisindeki Şii milis gücü Haşdi Şabi'ye bağlı  Sincar Savunma Birlikleri, Ezidi milislerin maaşlarını doğrudan Bağdat'tan  aldıklarını ifade ediyor.
 
Bağdat'ın Sincar'da PKK hakimiyetindeki milis güce destek vermesi,  bölgedeki Sünni ve KDP etkisini kırıp farklı alternatifler oluşturma peşinde  olduğu şeklinde yorumlanıyor. Irak merkezi hükümeti KDP'ye rakip bir güç ortaya  çıkarıp, Barzani'nin oradaki elini zayıflatmaya çalışıyor. Aynı zamanda Türkiye  ile yaşanan Başika krizinde de söz konusu gücü bir baskı kartı olarak kullanıyor.

PKK, 515 köyü elinde tutuyor
 
Terör örgütü PKK, 1990 yıllından bu yana IKBY'nin Duhok vilayeti başta  olmak üzereErbil ve Süleymaniye kentinde 515 köyü elinde tutuyor.

Örgüt söz konusu köylerin çoğunu KDP ve eski Irak Cumhurbaşkanı Celal  Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) arasında 1990'lı  yıllarda çıkan çatışmaları fırsat bilerek ele geçirmişti.
 
KDP, 16 Aralık 2015 tarihinde yayınladığı açıklamada, Duhok  vilayetinde 304, Erbil'de 177 ve Süleymaniye'de ise 34 olmak üzere toplam 515  köyün PKK'nın işgalinde olduğunu belirtmişti.

Sonraki Haber