''Her gün falaka, cinsel taciz var''
Suriye'de Beşşar Esad rejiminin cezaevlerinde 4 yıl tutulan bir kişi, yaşadıklarını böyle anlattı.
Suriye'de, Beşşar Esed rejiminin cezaevlerinde 4 yıl yasa dışı tutulan, işkence gören, tecavüze uğrayan ve Türkmen Muntasır Billah Tümeni'nin girişimleriyle eser takası ile özgürlüklerine kavuşan kadınlar, yaşadıkları zulmü unutamıyor.
Rejim askerleri tarafından yaklaşık 4 yıl önce Hama ve İdlib'te gözaltına alınan, sorgularının ardından cezaevine gönderilen 4 çocuk annesi Rima A. ile 2 çocuk annesi Fatma H, yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Türkmen Muntasır Billah Tümeni'nin girişimleriyle, 9 rejim askeriyle takas edilerek özgürlüklerine kavuşan kadınlardan Rima A, iç savaşın başlamasının ardından eşinin Özgür Suriye Ordusuna (ÖSO) katıldığını ve bir çatışmada ayağından yaralanarak sakat kaldığını belirtti.
Rima A, evlerinin geçimini ve 4 çocuğunun ihtiyaçlarını karşılamak için tarlada çalıştığını dile getirerek, 4 yıl önce küçük kızının da rejim askerleri tarafından ayağından ve kalçasından vurulduğunu, kızının tedavisi için Hama'ya gittiği sırada gözaltına alındığını söyledi.
Yaklaşık 3 ay rejim askerleri tarafından sorgulandığını ve çeşitli işkencelere maruz kaldığını söyleyen Rima, daha sonra bir cezaevinde 4 yıl boyunca alıkonulduğunu kaydetti.
"Falakaya yatırıyorlar, 100 sopa atıyorlardı"
Yaşadığı zulmü anlatan Rima A, "Gözaltındayken her gün dövdüler, falakaya yatırdılar, 100 sopa attılar. Bir süre sonra acıyı hissedemiyordum, sadece 'Allah, Allah' diye bağırıyordum. Her türlü cinsel tacizde bulundular, onların istediklerini söylemezsem tecavüz edeceklerini, hatta kız kardeşlerimi, çocuklarımı yakalayıp onlara da tecavüz edeceklerini söylediler." diye konuştu.
Cezaevinde 30 kişi konulan daracık koğuşlarda kaldıklarını, düzenli olarak sistematik işkenceye uğradıklarını anlatan Rima A, kadınların büyük bölümünün cezaevinde tecavüze uğradığını, bazı kadınların ise bu nedenle hamile kalarak doğum yaptığını söyledi.
Cezaevinde aç bırakıldıklarını, kollarından havaya asıldıklarını ve hakaretlere maruz kaldıklarını bildiren Rima A, şöyle devam etti:
"İşkenceye uğrayan kadınların çığlıklarını ve ağlamalarını herkes duyuyordu. İstedikleri kadını alıp cezalandırıyorlardı. Oradan hiç çıkamayacağımı düşünüyordum. Bazı kadınlar intihar etti, ben de intihar etmeyi çok düşündüm, çocuklarıma olan özlemim beni kurtardı. 4 gün önce Türkmen Muntasır Billah Tümeni beni kurtardı, aileme kavuştum. Hala özgür olduğuma inanamıyorum."
Rima A, yaşadıklarını eşine anlatamadığını da belirterek, "Artık köyümde yaşamak istemiyorum. Rejim tekrar beni ya da çocuklarımı alacak diye korkuyorum, kimsenin yüzüne bakamıyorum, benimle birlikte kurtulan 9 kadın da aynı durumda. Onların arasında tecavüze uğrayanlar da var. Ne yapacağımı bilmiyorum." ifadelerini kullandı.
Eşi kendisini suçlayıp rejime katıldı
Yaklaşık 4 yıl önce İdlib yakınlarındaki evinde rejim askerleri tarafından eşi ile gözaltına alınan ve 2 ay sorgulanan Fatma H. ise bu süreçte hayatının en zor günlerini yaşadığını dile getirdi.
Eşiyle birlikte işkenceye maruz kaldığını, kollarından havaya asıldığını, eşinin gözleri önünde cinsel tacize uğradığını söyleyen Fatma H, "Eşim işkenceden kurtulmak için benim suçlu olduğumu ve rejime katılmak istediğini söyledi. Onu bıraktılar ve askere aldılar. Bana da 2 ay işkence yaptılar." dedi.
"Önce ıslatıyorlar, sonra elektrik veriyorlardı"
Fatma H, daha sonra gönderildiği cezaevinde bir süre hücrede tutulduktan sonra koğuşa alındığını anlatarak, "4 yıl boyunca sürekli zulme uğradım. Bana işkence edenlere 'Sizin Allah'ınız yok mu?' diye yalvarıyordum, eğlenerek beni dövüyorlardı, sorguda elektrik ile işkence ettiler. Önce ıslatıyorlar, sonra elektrik veriyorlardı, ne suçum olduğunu bilmeden 4 yıl cezaevinde kaldım." ifadelerini kullandı.
Yaşadığı günleri asla unutamayacağını vurgulayan Fatma H, "Cezaevinde 14 yaşından 70 yaşına kadar kadınlar vardı. Çok kötü günler geçirdik, hala binlerce kadın cezaevinde. Geceleri uyuyamıyorum, kimseye bir şey anlatamıyorum, hayatta olduğuma inanamıyorum." şeklinde konuştu.
Kendisiyle birlikte özgürlüğe kavuşan kadınların çok daha kötü şeyler yaşadığını söyleyen Fatma H, sesini herkesin duymasını istedi.
"Kadınların yaşadıkları insanlık suçu"
Türkmen Muntasır Billah Tümeni 1'inci Tugay Komutanı Muhammet Paşa ise Esed rejiminin askerleri tarafından cezaevlerine gönderilen, işkence gören, tecavüze uğrayan kadınların yaşadıklarının insanlık suçu olduğunu söyledi.
Esed rejiminin sonunun geldiğini savunan Paşa, çok sayıda kadının halen cezaevlerinde bulunduğunu, bu kadınların da özgürlüğüne kavuşması için mücadelelerinin devam ettiğini belirtti.
"Gözaltı merkezlerinde en az 8 bin 633 kadın tutuluyor"
Suriye İnsan Hakları Ağı'nın (SNHR) kayıt altına alınan tutuklamalardan derlediği bilgilere göre, çatışan taraflara ait gözaltı merkezlerinde en az 8 bin 633 kadın tutuluyor.
Bunlardan en az 7 bin 9'u Esed rejimine ait cezaevlerinde yargılanmaksızın alıkonuluyor.
SNHR verileri, rejim güçlerinin, gözaltı merkezlerindeki en az 864 kadına ve 18 yaş altındaki en az 432 kız çocuğuna yönelik 7 bin 699 tecavüz vakasına karıştığını bildiriyor. Ancak gerçekte tutuklu ve tecavüz edilen kadın sayısının, bu rakamların çok üzerinde olduğu öngörülüyor.