Bitmeyen kabus! Koronavirüs geçirenleri bekleyen tehlike
Koronavirüsün uzun etkilerini araştıran uzmanlar, taburcu olmalarına rağmen koronavirüs semptomları devam eden üç hastadan yalnızca birinin 1 yıl sonra tamamen iyileştiğini bildirdi.
Pandemi ilerledikçe artan sayıda araştırma, Covid'in yalnızca kısa vadede sağlık sorunlarına yol açmadığını, aynı zamanda Uzun Covid adı verilen uzun vadeli etkileri de olduğunu ortaya koydu.
Covid nedeniyle hastaneye yatırılıp tedavi görenlerin incelendiği yeni bir çalışmada hastaların taburcu olduktan 12 ay sonraki halleriyle yedi ay önceki halleri karşılaştırıldı.
Taburcu olmalarına rağmen Covid semptomları devam eden üç hastadan yalnızca biri bir yıl sonra tamamen iyileştiğini bildirdi. Uzun Covid’li hastaların çoğunda yedi ay geçmesine rağmen çok az iyileşme görüldü. Bu yeni çalışmanın potansiyel tedavilere ışık tutması umuluyor.
Covid-19'un etkilerini hastaneye yatış sonrası (Phosp-Covid) inceleyen, İngiliz Ulusal Sağlık Araştırmaları Enstitüsü’ne (NIHR) bağlı Leicester Biyomedikal Araştırma Merkezi tarafından yürütülen bu çalışma henüz akran değerlendirmesinden geçmiş değil.
Ancak çalışmanın eş liderlerinden Dr. Rachel Evans, “Her üç katılımcıdan sadece biri bir yılda tamamen iyileştiğini hissettiğini,” öne sürüyor. Toplumun genelinde bu oranın tam olarak ne düzeyde olduğu veri eksikliğinden ötürü tam olarak bilinemese de rakamın 10'da iki kadar düşük veya 10'da altı olabileceğini düşünülüyor.
Çalışmada araştırma ekibi 2 bin 320 yetişkinden, Covid’i atlatıp hastaneden taburcu olduktan yaklaşık beş ay sonra, fiziksel performans ve organ işlevselliği gibi hem kişinin kendi bildirdiği hem de nesnel sağlık ölçümlerini topladı.
Daha sonra, 807'si önceki takibe katılan 924 katılımcıdan taburcu olduktan yaklaşık bir yıl sonra benzer ölçümleri aldılar.
Taburcu olduktan sonraki beş ay ile bir yıl arasında, iyileştiğini bildiren katılımcıların oranı benzer düzeyde kaldı (12 ayda neredeyse %30 seviyesinde), ancak nefes darlığı, yorgunluk ve ağrı gibi semptomlara sahip insanların oranı da değişmedi.
Organ işlevi, fiziksel işlev ve “beyin sisi” olarak bilinen bilişsel bozukluk gibi alanlarda ya çok az iyileşme görüldü ya da hiç iyileşme görülmedi. Yani yaklaşık 10 katılımcıdan yalnızca birinde taburcu olduktan sonraki 12 ayda önemli derecede iyileşme görüldü.
Evans, sonuçları "Ne yazık ki, taburcu olduktan sonraki beş ayda insanların bulunduğu yerden bir yıl sonraki bulunduğu yer arasında iyileşme görmedik," diyerek özetledi.
HASTALAR 4 KÜMEYE AYRILIYOR
Sonuçları detaylandırmak için tekrar inceleyen ekip, katılımcıların dört kümeye ayrıldığını ortaya çıkardı: Çok şiddetli semptomları olanlar, şiddetli semptomları olanlar, hafif semptomları olanlar ve şiddetli beyin sisi ve diğer orta semptomları olanlar. “Hafif” gruptakiler ortalama dört semptom bildirirken, çok şiddetli gruptakiler yaklaşık 20 semptom bildirdi.
Evans, dört kümede beş ay ile bir yıl sonrası sağlık sonuçları arasında çok az değişiklik bulduğunu veya hiç değişiklik bulunmadığını söyledi.
Ayrıca katılımcılar tarafından doldurulan anketlerde, hastaneye yatmadan önce geriye dönük değerlendirmelerine kıyasla sağlıklarını derecelendirmeleri istendi. Anket sonuçlarına göre beş ayda sağlıkla ilgili yaşam kalitesinde önemli bir düşüş görülürken bir yıl sonraki sonuçlarda çok az bir değişim kaydedildi. Yaşam kalitesindeki düşüş etkisi devam eden semptomları daha şiddetli olan insanlarda daha fazlaydı.
TEK BİR MEKANİZMA VEYA TEDAVİSİ YOK
Evans, “İnsanların anlamasını istediğimiz bir kilit nokta var: Hiçbirimizin artık Covid'in tek bir mekanizması ve tek bir tedavisi olduğunu düşünmüyoruz. Her grubun kendi özel sorunlarını tanımlamasına ve ardından yönetimi buna göre hedeflemesine ihtiyacımız var,” dedi.
Devam eden semptomların nedenini ortaya çıkarmak bu çalışmanın kapsamında olmasa da ekip hastalardaki zihinsel ve fiziksel bozuklukları iyileştirmeye yönelik yaklaşımlara ihtiyaç olduğuna dikkat çekti. Bununla birlikte, ekip, kadın olmanın, obez olmanın, çok kısa bir mesafe yürüyebilmenin çok şiddetli semptomlarla bağlantılı olduğunu buldu.
OTOİMMÜNİTE BİR FAKTÖR OLABİLİR
Ayrıca hafif semptomlu gruba kıyasla kanda belirli inflamatuar protein seviyelerinin yüksek düzeyde olmasının çok şiddetli semptomlarla bağlantılı olduğunu buldu. İnflamatuar proteinlerin bir kısmının şiddetli beyin sisi olanlarda da yüksek düzeylere çıktığı keşfedildi.
Çalışmanın baş araştırmacısı, Leicester Üniversitesi'nden solunum sağlığı profesörü Chris Brightling, ekibin otoimmünitenin bir faktör olup olmadığını çözmeye çalıştığını ve iyileşmeye yardımcı olup olmadıklarını görmek için anti-inflamatuar ilaçların test edilebileceğini söyledi.