PKK bu tarihte mi silah bırakacak ?

Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlPKK’nın silahı bırakma tarihinin 15 Ağustos olacağı iddia ediliyor...
Eski MİT Yöneticisi Cevat Öneş, Vatan gazetesinden Deniz Güçer’e konuştu: “15 Ağustos itibarıyla, PKK’nın silahlı mücadeleyle hak aramadan vazgeçtiğini açıklaması ihtimali kuvvetli”
Çözüm süreciyle ilgili tartışmalar, İmralı’da BDP heyeti ile Abdullah Öcalan arasındaki görüşmelerin basına sızmasıyla daha da alevlendi.
Geçmişte MİT Müsteşar Yardımcısı göre-vinde bulunmuş Cevat Öneş, süreçle ilgili soruları yanıtladı:
- Süreç sızan son tutanaklarla nasıl bir noktaya geldi?
Başbakan Erdoğan’ın “çözüm için baldıran zehiri olsa içerim” ifadesi ile Öcalan’ın ikinci BDP heyeti ile yaptığı görüşmede “tarihi bir barış ve demokratik yaşama geçiş” değerlendirmesi, sürecin niteliğini açıklar mahiyettedir. Siyasi iktidarın ve Öcalan’ın çözüm iradelerinin ve kararlılıklarının şekillendirmekte olduğu sürecin henüz başlangıcında bulunulmasına, belirsizliklerin varlığına ve risklerin mevcudiyetine rağmen, toplumsal barış talebinin ve desteğinin artarak kazanmakta olduğu boyutların, vazgeçilemez ve ertelenemez bir çözüm süreci şartlarını hazırlamakta olduğunu söyleyebiliriz.
- Öcalan’ın yol haritası ateşkes, sınır dışı ve yeni anayasayı kapsıyor. Bu adımlar nasıl işler?
Yol haritasında, “silahların bıraktırılması” meselesi ile “demokratikleşme” meselelerinin bağlantılı ilişkilendirildiği anlaşılıyor. Güven artırıcı adımlar atılırken 21 Mart Nevruz vesilesiyle, sonu silahsızlandırma amaçlı, sürekliliğe sahip bir ateşkes -çatışmasızlık süreci çağrısının, Öcalan tarafından yapılacağı beklentisi mevcut. PKK silahlı güçlerinin müdahalelerine maruz kalmadan, Haziran-Temmuz 2013 tarihine kadar, sınır dışına çıkarılmalarının sağlanacağı belirtilmektedir. Bu süreç içerisinde, yeni anayasa çalışmalarının ve bazı yasalarda yapılacak değişikliklerin somutlaşabileceği dikkate alındığında, 15 Ağustos 2013 tarihi itibariyle, PKK’nın silahlı mücadele ile hak arama mücadelesinden vazgeçtiğini açıklaması ihtimali kuvvetli. Mahmur Kampı’nın, BM ile yapılacak işbirliği ile tasfiyesi de bu dönemde gündeme girebilir.
MİT’İN ÇÖZÜMDE ÖNCELİKLİ BİR YERİ VAR
- MİT bu süreçte nasıl bir performans izledi?
Nitelikli bir performans gösterildiği söylenebilir. Görüşmeler için ihtiyaç duyulan güven ortamının sağlanmasında, demokratik çözüm politikalarının oluşturulmasında yaptığı katkılarla, siyasetin ve toplumun ihtiyaç duyduğu güveni kazanabilmesiyle, çözüm aktörleri arasında öncelikli bir yer aldığını değerlendiriyorum.
- Yeni aldırıları istihbarat önleyebilir mi?
Provokasyon ihtimali her zaman mevcuttur. Meşru-nitelikli siyasetin desteğine sahip istihbarat mekanizmaları, etkili önlemler yaratabilir.
‘ÜST KADRO BIRAKMAK ZORUNDA KALIR’
- PKK’lıların çekilmesi sırasında yeni riskler doğabilir mi? Bu süreçte kim rol almalı?
Muhtemel riskler her zaman dikkate alınmalı. Ancak Başbakan’ın hükümet ve devlet adına verdiği güvence çok önemli. Yurt içinde çekilme sürecini denetleyen ve gözeten bir mekanizmanın da teşkili ihtiyacı ortaya çıkabilecektir. Bu mekanizmaya, resmi ve uzman şahısların yanı sıra, bazı sivil toplum örgütü temsilcilerinin de katılmalarının yararlı olabileceği söylenebilir. Sınır dışında da ayrı bir mekanizmaya ihtiyaç duyulacaktır.
- PKK’nın silahlı kadrosunun yurt dışına çıkması terörün bittiği anlamına gelir mi?
Gelmez. Önemli olan PKK çizgisindeki yapının, demokratik siyasete entegrasyonunun sağlanabilmesidir. Yurt dışına çekilen silahlı yap silahlar bırakılmadıkça potansiyel tehdit olma şartlarını koruyacaktır.
- Üst kadro elindeki gücü bırakmaya razı olacak mı?
Sorunun çözümü, kurumsal bir kararlılıkla olacağı için, üst kadroların da elindeki gücü bırakmaları zorunlu olacaktır. Keza, örgütün bilinen tedbirleriyle karşı karşıya kalma ihtimali de yüksektir. Ya da örgütten ayrılarak, kendi bağlantılarıyla, marjinal konumda yeni bir durum ortaya çıkacaktır.
- Tutanakların yayınlanmasını, “2. Oslo” diye değerlendirenler var. Bu defa çözülmezse neler olur kestirmek mümkün mü?
Çözümsüzlük, güvensizlik ortamında derinlikli riskler ortaya çıkarabilir. Yeni çatışma süreçleri, toplumsal, siyasal, ekonomik kırılmaları artırırken, bölgesel gelişmeler nedeniyle de etnik bir meselenin, ayrışma gibi farklı siyasal talepleri güçlendirmesi kuvvetle muhtemeldir. Ayrıca, Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde yeni kesintiler ortaya çıkabilme ihtimaline de önemle işaret edilmelidir.
‘ÖCALAN YENİ SAYFA AÇMA GAYRETİNDE’
- Öcalan’ın psikolojisi ve çözüme bakışı nasıl? Kendisi için ne bekliyor?
Açık kaynak bilgilerine dayanarak yapabileceğimiz değerlendirmeler, uzlaşma ile bir çözüm sonucuna ulaşılabileceği gerçeğini gördüğünü gösteriyor. Meseleye, demokratikleşme ve evrensel değerler çerçevesindeki yaklaşımının doğruluğunu, gelişmeler somut şekilde ortaya koyacaktır. Öcalan’ın, çatışmaların ortaya çıkardığı çok ağır sonuçları da dikkate alarak, çözüme ve Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı sunan bir lider olarak, kendisi için de yeni bir sayfa açılmasının gayreti içerisinde olduğunu ifade etmek mümkündür. İmralı tutanakları Öcalan’ın değerlendirmelerinin, bilinen yaklaşımlarının tekrarlarını ihtiva etmesine rağmen, yeni çözüm sürecinin, değişen yeni parametreleri çerçevesinde olduğuna işaret edebiliriz.
- Son krizin ardından, PKK örneğin elindeki tutsakları bırakarak bir mesaj verebilir mi?
Vereceğini söyleyebiliriz. Esasen Öcalan’ın bu konudaki değerlendirmesinin, örgüte verilmiş bir talimat olduğunu ifade edebiliriz. Önümüzdeki günlerde örgütçe atılacak güven artırıcı adımlardan biri bu konu olacaktır.
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol